You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Yazar bu eserinde, üniversite öğrencisi olarak 1979-1984 yılarında Aydın ilimizin şirin ilçesi Kuyucak'ta, Nazilli'de ve İstanbul'da yaşadıklarını anlatmaktadır. Gerçek hayat hikayesini Yusuf karakteriyle anlatırken verdiği resimlerin neredeyse tamamında yer alan Fazilet, bir sevgili (!) olarak yazarın hayatında hiçbir zaman olmamıştır. Ancak eserde üç önemli işlevi vardır: 1) Okuyucunun ilgisini sürekli kılmak, 2) Muhafazakâr bir karakter olan yazarın böyle bir ilişkisi olsaydı, sevgilisiyle neler yaşamak isterdi sorusunun yanıtlarını vermek ve 3) Okuyucuya, "Allah'ın emirleri sadece ve sadece Allah istediği için yerine getirilir ve tebliğ edilenden bu esas çerçevesinde yerine getirilmesi beklenir. Aksi şirktir." İlahi değerlendirmesini yaptırmaktır.
Bu kitapta, yazarın İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde 1979-1983 yıllarını kapsayan lisans ve 1983-1984 yıllarındaki yüksek lisans öğrenimi boyunca, muhfazakar bir üniversite öğrencisi olarak yaşadıkları ve hayalleri romanlaştırılmıştır. Eserdeki şahıslardan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi akademik personelinin adları ve soyadları ekseriyetle özgündür. Diğer şahısların isimleri ise çoğunlukla hayal ürünüdür. Keyifle okumanız dileklerimizle...
Yol Akademi Yayınları arasında basılan ve halen piyasada satılmakta olan AH İSTANBUL "Askerler Amfilerdeydi" 1. Cilt isimli romanın 2. cildidir.
Lojistik faaliyetler önümüzdeki yüzyılın en önemli faaliyet alanları arasında yer alacak faaliyetlerdendir. Pazarlama ile entegrasyon içerisinde olduğunda ise işletmelere rekabet üstünlüğü sağlayabilecek temel araçlardan olduğu konu ile ilgili olanların hemfikir oldukları ortak noktalardandır. Elinizdeki bu kitap, pazarlama ve lojistik faaliyetler arasındaki işbirliğinin daha iyi anlaşılabilmesi maksadıyla lojistik faaliyetlerle dağıtım kanalları ilişkisini ele alarak başlamıştır. İşletmelerde gerçekleştirilen lojistik faaliyetler ve lojistik konusunda yaşanılan yeni gelişmeler ile devam etmiş, işletmelerin ana işlerine odaklanmak maksadıyla b...
Çeviriler, kültürler arasında yaşanan siyasal, toplumsal, sanatsal, yazınsal, düşünsel ilişkilerin bir aynası niteliğindedirler. Çeviri etkinliği, özellikle, Osmanlı imparatorluğu ile Fransa krallığı gibi başlangıçta iki karşıt inanç, düşünce, yaşam olgusu sergileyen, iki kutup oluşturan toplumlar söz konusu olduğunda da, doğal olarak, bir tarihsel veri niteliği almaktadır. Çeviri kaynakçaları bu ilişkilerin başlangıç ve gelişim süreçleri ile zaman içindeki konumlarını tüm özellikleriyle sergileyen belgelerdir. Sansürlenme, duraklatılma, engellenme, yasaklanma süreçlerini, dolayısıyla çevirinin yapıldığı bağlamın tarihsel konumunu da satır aralarında vererek. Bu kitap, Fransızcadan Türkçeye (Cumhuriyete kadar Osmanlıcaya) değişik alanlarda yapılmış ve yayınlanmış çeviriler, sahnelenmiş çeviri oyunlar ile Türkçe olarak Fransız yazarlar, düşünürler, kuramcılar, sanatçılar, kurumlar… üzerine yazılmış ve yayınlanmış kitapları ve makaleleri yazar adı sırasına göre aktarmaktadır.
This volume addresses the directions that studies of archaeological human remains have taken in a number of different countries, where attitudes range from widespread support to prohibition. Overlooked in many previous publications, this diversity in attitudes is examined through a variety of lenses, including academic origins, national identities, supporting institutions, archaeological context and globalization. The volume situates this diversity of attitudes by examining past and current tendencies in studies of archaeologically-retrieved human remains across a range of geopolitical settings. In a context where methodological approaches have been increasingly standardized in recent decades, the volume poses the question if this standardization has led to a convergence in approaches to archaeological human remains or if significant differences remain between practitioners in different countries. The volume also explores the future trajectories of the study of skeletal remains in the different jurisdictions under scrutiny.
Shâmaran: The Neolithic Eternal Mother, Love and the Kurds covers one of the earliest ancient figures of Mother Earth, Shâmaran, of the Zagros Mountains, which is at the crossroads of Iran, Anatolia, and Mesopotamia, and has historically been a melting pot of diverse groups, contributing to the formation of the Kurdish nation. This unique convergence has played a pivotal role in shaping the rich history, culture, language, and the very essence of their homeland, Kurdistan.Shâmaran is the significant religiocultural symbol, serving as a poignant embodiment of this heritage. The book meticulously documents, deconstructs and interprets Shâmaran's myth and her Neolithic image, recognizing their profound significance as manifestations of the Mother Earth Goddess.The study details the philosophy and symbolism of her faith, deciphers the content in the region within the existing pre-Islamic Kurdish religions namely Alevism, Yarsanism, and Êzidism and Kurdish culture as a whole.
Türkiye’de Japonya - Japonya’da Türkiye çalışmaları üzerine oluşturduğumuz akademik kitapların ilki olan Kotodama İstanbul Academia 1, disiplinlerarası bir akademik çalışma olarak 9 yazarın makalelerinden oluşuyor. Kitabın ilk yazısı “Türkiye’de Japonya Çalışmaları” Üzerine Düşünmek, kitabın editörü Esin Esen tarafından kaleme alındı. Uzmanlığı eski ve klasik Japon edebiyat ile çeviribilim olan Esen, bu yazıyı kitabın editörü olarak, Kotodama Academia kitaplarının başlangıcında, tüm alanı tanımlayarak, alandaki çalışmaları konumlandırmak amacıyla oluşturdu. Yazıda ilk olarak “hala bir kavram karmaşası” olduğu belirt...