You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
None
The fully revised and updated edition of this bestselling collection combines academic research with professional and personal reflections. Death, Dying and Bereavement addresses both the practical and the more metaphysical aspects of death. Topics such as new methods of pain relief, guidelines for breaking bad news, and current attitudes to euthanasia are considered, while the mystery of death and its wider implications are also explored. A highly distinctive interdisciplinary approach is adopted, including perspectives from literature, theology, sociology and psychology. There are wide-ranging contributions from those who come into professional contact with death and bereavement - doctors, nurses, social wo
Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay - Hazırlayan: Emel Seyhan Christiane Gruber ile Söyleşi Türkiye ve Dünyada İslam Sanatı - BİHTER ESENER - SABİHA GÖLOĞLU Tarih Vakfı'ndan Haberler Alman Emperyalizmi ve Türk Milliyetçiliği: Ernst Jäckh ve Ahmed Emin (Yalman) - SEVİL ÖZÇALIK DUMANOĞULLARI Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Topraklarındaki İsviçre Vatandaşlarının Çıkarlarının Korunması Meselesi ve ABD’nin Girişimleri - YASİN COŞKUN 19. Yüzyıl Sonlarında ve 20. Yüzyılın Başlarında Halep’te İktisadi Temelli Toplumsal Hareketlilikler: Açlık, Yoksulluk ve Şiddet - HAMZA ERDEM Osmanlı’da İki Pozitivist Ermeni Filozof: Kalusd Gosdant...
"Kırım'ın hiçbir yerinde görmediğim hüznü ve bırakılmışlığı ben o gün Bahçesaray'da gördüm. Bahçesaray, Bahçesaray olduğu içindi belki, bu hüzün ve bırakılmışlık daha bir belirgin çarpıyordu göze. Sarayın çifte minareli Han Camii; geniş avlusunun orta yerindeki Kırım haritası şeklinde suyu çekilmiş mermer havuz; boş harem odalarının sedirlerinde kalakalmış işlemeli yastıklar, ve sarayın kuytuluğunda Gözyaşı Çeşmesi ölü ama bir türlü unutulmayan zamana yas tutuyorlardı âdeta. Sessizlik öylesine derin, öylesine içe işleyiciydi ki, sonsuzluk destesinden düşüp avlunun kenarındaki yüksek duvarla çevrili bir avuç mezarlıkta yatan Geray'ların mezarlarında saklı kalmış dörtyüz yıllık donuk zamandan ürkmüşlercesine, kuşlar da uçmuyorlardı sarayın bahçesinde." [Ötüken Neşriyat]
Şiir bende bir tutkuya dönüştü…diyor; Talha Bora Öge " Nam-ı diğer Gölge diye tanınıyor uzun yıllardır ve "şiirlerin prensi "diyor O'na sevenleri… Yazmayı seven, 17 yıldır yazdıklarını radyolardan okuyan da bir yazar… Ona göre "Aşk; ötede tamama erecek bir duygu, bu nedenle yarım kalmış, kalıyor ve her alanda yarım kalmaya mahkûm!"diye düşünüyor… Gölge'nin bu son kitabı; şiirin her şeklini barındıran nadir eserlerden… Hece ölçüsü de var, serbest vezin de ve rubailerini de okumak mümkün bu kitabında. Talha Bora Öge'nin, amacını soranlara; "Şiir bende aşktı, ama Ülkemizde Başbakan okul kitaplarında da yer alan bir şiir okudu diye hapse girince o gün tutkuya dönüştü ve dedim ki yazmalıyım, şiiri daha fazla sevmeli ve sevdirmeliyim nasıl bir zulüm yapıldığı daha net anlaşılsın diye. Kitabımda her okur ruhuna uygun bir şiir bulmakta zorlanmasın ve okuduklarını kolay kolay unutamasın! istiyorum".
Drug control; organized crime; Turkey.