You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
NE KADARİZ BIRAKIRSANIZ O KADAR VAZGEÇİLMEZ OLURSUNUZ. Kusursuz bir bütün için harikulade parçalar gerekir. Tıkır tıkır işleyen bir sistem ancak böyle yürür, bir kovandaki arıları ya da devasa bir karınca yuvasını düşünün. İlişkiler de böyledir, hiçbir şey tek başına tüm ilişkiyi ayakta tutmaya yetmez. Fırtınaya yakalanmış bir tekneye yelkenler tek başına yardımcı olamaz, sağlam bir motor, belki devreye girmesi gereken kürekler ve güvertede teknenin seyrini sağlayan hünerli birkaç insan lazımdır. Bu bir keşif yolculuğu olacak, yelkenlerinizi ayarlayın, birazdan rüzgâr onları şişirecek ve gitmeye korktuğunuz yabancı kıyılara sürük...
Fate does not give up on people. We are the decision-makers, the ones who shape our own fate. As one looks back, they may notice experiences where they do things they thought they would never do, put up with things they said they would never tolerate, or even fall in love with someone they thought they would never love. We might have been in situations where we thought we could not leave, but instead were able to walk away from; we might have days we felt like dying but still lived through. With every challenge overcome, we come closer to understanding our inner self. * * * A sufi went on a seven-day long journey with a young girl in order to help her find her life purpose. They did not brin...
Her Şey Vaktini Bekler. Ne Gül Vaktinden Önce Açar Ne de Güneş Vaktinden Önce Doğar. Biraz Sabret Senin Olan Sana Gelecektir. Mevlana 21. yüzyılda dünyanın başına gelenleri görseydi acaba ne düşünürdü? Bu hız çağında boğuştuğumuz sorunları çözüme ulaştırmak için bize nasıl yol gösterirdi? Hakan Mengüç, kaleme aldığı bu yeni kitabında tam da bu soruların yanıtını arıyor. Büyük düşünür, sekiz yüz yıl öncesinden sesleniyor çağımızın acı çeken ruhlarına... Onlara 21 altın kuralı hatırlatıyor! Hiçbir şeyin çaresiz ve çözümsüz olmadığını, her derdin içinde bir derman saklı olduğunu fısıldıyor. Peki ya o dermanı bulmak mümkün mü? Doğru yere bakınca evet... Doğru yeri bilen gönül gözünü uyandırmanın tam zamanı... Aradığın hazine tam olarak durduğun yerde. Hoş geldin yol arkadaşım.
Her yeni ilişki temiz bir defterdir. Yaşadıkça yepyeni bir hikâyenin yazılıyor olduğunu bile düşünürsünüz. Ancak sonra bir de bakarsınız ki defter aslında boş değil... Çocukluk anıları, travmalar, eski ilişkilerin yaraları, paternler, inançlar, kalıplar, alışkanlıklar, takıntılar, korkular, endişeler, beklentiler, kompleksler ve daha neler neler... İşte tam da bu noktada karışır işler. Çünkü artık ilişki sizden emek ister. Üstelik de en çok kendinize emek veriyor olmanızı ister. Hiçbir ilişki, akıntıya kapılıp gitmek değildir, kürekleri güvenle elde tutmaya devam etmektir. Ne isteyip ne istemediğinizin kararını kendiniz veremediğini...
İlişkilerin doğası karmaşıktır. İnişleri çıkışları vardır. Kadınla erkek arasında işler her zaman yolunda gitmeyebilir, tıpkı hayat gibi... İlişkiler bazen sıcaktır, içinizi ısıtır, bazen soğuktur ürpertir. Her ilişkinin kendince bir ritmi vardır ve hep değişkendir. Kadınla erkeğin doğası birbirine hiç benzemez. Problem çözme becerileri, yalnızlıkla başa çıkma yolları, ilişkiden beklentileri, iletişim modelleri, cinselliğe bakışları ve motivasyonları çok farklıdır. Bir kadını elde etmenin yolu ondan uzak durmak yerine ona ilgi göstermekken, bir erkeği elde etmek için dozu iyi ayarlanmış mesafelere ihtiyaç vardır. Çok satan Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir, Kararı Ben Veririm ve Süt Lekesi kitaplarının yazarı Uzman Psikolog Esra Ezmeci, bu kez kadın erkek ilişkilerinin doğasını ve dinamiklerini enine boyuna yatırıyor masaya. Sunduğu basit ve etkili önermelerle kadın erkek ilişkilerinde yaşanan kısırdöngüleri kırmak hiç de zor değil...
25. sayımızla huzurlarınızdayız. Kamu yayıncılığı üzerine bir dosya çalışması yapmak daha önce prestij kitaplar dosyası yaptığımız için başta bizi bir miktar endişeye soktu, acaba tekrar aynı şeyleri söylemeden nasıl bu konuyu işleyebiliriz diye. Sağolsun Yusuf Turan Günaydın dosyayı hazırlamayı kabul ettikten ve bize bir dosya haritası sunduktan sonra bu endişenin yersiz olduğunu anladık. Kamu yayıncılığını tarihi serencamından Türkiye ve diğer ülkeler kıyaslamasıyla, sorunlar ve çözümler üzerinde durmasıyla ve alanın uzman isimlerinden alınan görüşlerle derli toplu ve doyurucu bir dosya çalışması hazırladı. Kamu yay...
Her insan lekeli midir? Ne zaman bulaştı bu lekeler bize? Habil ile Kabil zamanında mı? Bir yara mıdır bu leke, bir nişan mıdır yoksa? Masum, saf ve temiz olarak dünyaya gözlerini açan insanoğlu, neden bu dünyayı yaşanmaz kıldı? İnsan kötülükle mi doğar, sonra mı kötü olur? Bir bebek, başka bebeği gördüğünde neden rahatsız olur, neden onu tırmalar, canını yakar? SÜT LEKESİ insanın içsesi olmaya aday bir roman. Kimseye söylemediklerimize, yalnızken kendimize bile fısıldayamadıklarımıza, aklımızdan bile geçiremediklerimize ışık tutuyor. Acı içinde kıvranırken gelen mutluluğu, karanlık içinde boğulurken yanan ışığı, çaresizlik içinde debelenirken yanı başınızdaki çareyi göreceksiniz. Sadece iyiyi ve güçlüyü değil, kötüyü ve zayıfı da anlayacak, önyargılarınızdan rahatsız olacaksınız.
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Senin şu anda bu satırları okuyor olmanın tesadüf olmaması gibi, benim Afrika’ya araştırma yapmak için gidip orada bir sufiyle karşılaşmam ve ondan öğrendiklerimi bu kitapta derlemiş olmamın da tesadüf olmaması gibi. “Dert insana daima yol gösterir” der sufiler. Önemli olan yolu yürümekten vazgeçmemek. Yolda olan için “umut var” demektir. Kader her an yeniden yazılır çünkü. Kiminle ne zaman karşılaşacağını, neyi ne zaman bulacağını bilemezsin. Bazen istediğin şeyi aramakla bulamazsın ama bulanlar hep arayanlar olmuştur. Mevlana’nın dediği gibi: “Sen yola çık, yol sana görünür.” Yoluma o...
Kusur bulanların yanında huzur bulamazsınız... Dört bir yanımız, dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanan narsislerle çevrili... İşin garibi, bir narsise âşık olmak fazlasıyla kolay... Çünkü onlar üstün zekâları, manipülasyon kabiliyetleri ve karizmalarıyla yeryüzünün en çekici âşıkları... Ne yazık ki sevmek yerine, seviyor gibi yapabilme ustalıkları yadsınamayacak kadar güçlü... Hakan Mengüç’ün kaleme aldığı GİTMELİ MİYİM KALMALI MIYIM adlı bu kitap romancılığın ezberlerini bozarak yepyeni bir okuma disiplini vaat etmesinin yanı sıra, narsisizmin gölgesinde yaşanan huzursuz ve mutsuz ilişkilerin psikolojik dehlizlerine inerek günümüz ilişkilerine ayna tutuyor. Bu kitapta bir narsisin yarattığı alevlerle dolu sahte cennetten nasıl kaçabileceğinizin ve giderek yok edilmekte olan özgüveninizi nasıl geri kazanabileceğinizin ipuçlarıyla da karşılaşıyor olacaksınız. Çünkü bu sadece bir roman değil, aynı zamanda bir kurtuluş yolu... Aleyna ve Ertan’ın “aşk gibi” görünen savaşında kendinizden çok şey bulacaksınız.