Welcome to our book review site go-pdf.online!

You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.

Sign up

Hikayede Büyük Bosluklar Var
  • Language: tr
  • Pages: 179

Hikayede Büyük Bosluklar Var

  • Type: Book
  • -
  • Published: 2015-09-01
  • -
  • Publisher: Unknown

None

Boş Zaman
  • Language: tr
  • Pages: 129

Boş Zaman

"Koltuklara çökmüştük. Meraklı gözler üzerime kenetlenmiş beni ağır ağır kemirmeye başlamıştı. Hastaymışım gibi bakıyorlardı. Tek kusurum geçmişimin ancak bu sabaha kadar uzanıyor olmasıydı. Ben onların geride bırakmış oldukları günlerin bir parçasıydım. Hepsi ortak geçmişlerinden birtakım izler ve işaretler taşıyordu. Bense olmayan geçmişimle onların bu fevkalade düzenini bozuyordum. Yüzlerine yapışmış olan tereddütlü gülümsemelerin, huzursuz kımıldanışlarının, kaçan gözlerin arkasında hafızasızlığımdan kaynaklanan derin ve yabani bir keder vardı." Bir adam düşünün, bir kaza sonucu belleğini yitirmiş... Geçmişini ...

Hikayede Büyük Boşluklar Var
  • Language: tr
  • Pages: 146

Hikayede Büyük Boşluklar Var

Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Ancak bu benim yatağım değildi. Yumuşacık, açık renk yorganın ortasına gömülmüştüm. Tepemde bembeyaz ışıklar vardı. Gözlerim acıyla kamaştı. Bakışlarımı spotların kör edici beyazlığından kurtarıp sağıma baktım. Alışveriş yapan müşteriler... Soluma baktım. Yine alışveriş yapanlar... Büyük bir mağazanın orta yerindeydim. Teşhir amaçlı sergilenen iki kişilik yataklardan birinin üzerinde... Ürün kataloğuna sızıp karşıma çıkan ilk mobilyaya uzanıvermişim gibi. Sahipsiz, satılık bir döşekteydim. Hakan Bıçakcı, gezinen, bir görünüp bir kaybolan insanları anlatıyor, fısıl fısıl konuşuyorlar. Küçük takıntıları, manasız paniklemeleri, yenilgileri, gelip geçenleri resmediyor.Tuhaf suçlulukları, belki de Sartre okuyan kızı, genişleyen gökyüzünü, köprü trafiğini, beyaz masa örtülerini, baş ağrısını, tesadüfleri, uğultuları, İstanbul’u, metroyu… Hikâyede Büyük Boşluklar Var, kafa karıştırıcı, hatıra didikleyen Bıçakcı hikâyeleri… Hayaller Paris, Gerçekler Eminönü…

Apartman Boşluğu
  • Language: tr
  • Pages: 254

Apartman Boşluğu

Yatak odasında dikkatimi çeken bir diğer ayrıntıysa duvarın orta yerindeki portakal büyüklüğündeki delikti. Emlakçı o tarafa doğru bakmasına ve gördüğü her şey üzerine makineli tüfek gibi yorum yapmasına rağmen delikten bahsetmiyordu. Bir an için deliği sadece kendimin gördüğünü düşündüm. Sadece bana görünüyor olabilir miydi? Ürpererek bakmaya devam ettim. Emlakçı önce bana, sonra baktığım yere baktı. Neyse ki o da görüyordu. Yan yana durmuş, gözlerimizi deliğin arkasındaki karanlığa dikmiştik. Sanki içerden bir ses ikimize birden seslenmişti: “Hişşşt, siz ikiniz!” Bir an için kendimi duvarın arkasından, deliğin içinden gö...

Uyku Sersemi
  • Language: tr
  • Pages: 180

Uyku Sersemi

“Demir kaydıraklardan boşaltılan taşlar, tuğlalar, beton parçaları, camlar, çerçeveler. Önce gökyüzünü yırtarak gelen bomba sesi. Süratle yaklaşan, huzursuzluk yüklü uğultu. Ve yükün demir konteynerlere inmesiyle şiddetli patlama. Sonra yeniden aynısı. Sonra yine. Beton bombardımanı altında bir şehir. Yıkılan mahallede döne döne dans edenler. Çifler halinde. Hep aynı figürlerle. Moral bozucu bir ciddiyetle. Gözlerimi kapadım. Koyu yeşil kanepeye uzanmış, inşaat gürültülerini dinleyerek Elif’i bekliyordum.” Kanser gibi büyüyen, başkalaşan şehir ve o şehir hakkında kitap hazırlamak isteyen genç bir editör. Daha dün “burada” olan ve hepsi birer hatıraya dönüşen evler, sokaklar, kitapçılar. Dipten gelen inşaat uğultusu... Günbegün gerçeklik algısını yitiren, çevresini, sesini ve en sonunda yüzünü tanıyamayan bir Kahraman... Hakan Bıçakcı, kaybolan maziyi, vinçleri, kamyonları, sahte ay ışığını, uykusuzluğu, kötü rüyaları anlatıyor. Görünmez elin hırsla yırttığı sayfalar... Uyku Sersemi, kayıp bir şehir rehberi. Bir yıkım günlüğü.

Doğa Tarihi
  • Language: tr
  • Pages: 199

Doğa Tarihi

Dünyanın kendi etrafında dönmediğini hissettiği an paniğe kapılıveriyordu Doğa. İçinde bulunduğu iş ortamı da bu paniği acımasızca köpürtüyordu. Hep merkezde olmalıydı. Hep farklı olmalıydı. Farkı fark edilmeliydi. Kalitesi gözle görülmeliydi. Kesintisiz olarak arzulanmalıydı. İştah, takdir ve kıskançlık dolu gözler hep üzerinde olmalıydı. Yıllar sonra sağda solda küçük adamların belirmeye başlaması da bu takıntının eseri olacaktı. Doğa, 420 aylık bir bebekti. Pembemsi. Lacivert lensli. Ilık kokulu. Göğüslerine silikon yaptırsa mıydı? Site güvenliğinin yanından yavaşlayarak geçiyordu. “Etiniz nasıl pişsin Doğa Hanım?”...

Beter Ol Mitat Karaman!
  • Language: tr
  • Pages: 279

Beter Ol Mitat Karaman!

Mitat bir gıcık oldu, herkesin ama herkesin şu hayatta bir destekçisi vardı, kimin başına bir haksızlık gelse en az bir kişi çıkıp onun için “yalnız değildir” hashtag’i açardı. Mitat Karaman dışında. Olur da bir gün Mitat haksızlığa uğrarsa, başına bir iş gelirse bir kişi, bir Allah’ın kulu bile arkasından “yalnız değildir” diye yazmayacaktı. O bir istisnaydı. Mitat önceki tweet’lerini sildi. Kimliğini açık etme pahasına yeni bir tweet girdi, yeni bir hashtag açtı, kimsenin desteklemeyeceği, sonsuza kadar tek başına kalacak bir hashtag… #MitatKaramanYalnızdır Mitat Karaman’ın soru işaretiyle başlayan macerası ünlem işare...

Aşk Var Düşersen
  • Language: en
  • Pages: 203

Aşk Var Düşersen

Yazmak, onların hayalleriydi. Bir kitapta buluşmak ise hayal bile değildi. MasterCamp Yazarlık Akademisi katılımcılarının usta kalemlerden aldıkları dersler, güzel bir sona değil, harika bir başlangıca dönüştü. Ortak teması “Yolculuk”, “Aşk” ve “Yeniden Başlamak” olan 17 yazarlı bu kitapta, hikâyeli yolculuklar bulacaksınız. “Sabır ve tutku... Bu kitaba imzalarını atanları, en çok bu inanç bir arada tutabilirdi... Yolculuğa böyle bir umutla çıktık. Hâlâ yolda olduğumuzu söylemeye gerek var mı?” Mario Levi “Hayat aslında bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, sonunda değil. Sonlar aslında her zaman yen...

Turkish Ecocriticism
  • Language: en
  • Pages: 321

Turkish Ecocriticism

Turkish Ecocriticism: From Neolithic to Contemporary Timescapes explores the values, perceptions, and transformations of the environment, ecology, and nature in Turkish culture, literature, and the arts. Through these themes, it examines historical and contemporary environmentally engaged literary and cultural traditions in Turkey. The volume re-imagines Turkey in its geo-social and ecocultural narratives of multiple connections and complexities, in its multi-faceted webs of histories, and in its rich multispecies stories.

Life Compass
  • Language: en
  • Pages: 264

Life Compass

This is a choice. A choice you should make sooner or later. Just like the choice Neo is offered between a red pill and a blue pill to go out of the Matrix. This is the moment of truth and you have to decide now. Will you take the red pill and reject to be prisoned in the Matrix like all the other people in order to walk on your own path? Or will you take the blue pill and stay in the comfortable simulated reality of the Matrix, like all the other silent and obedient millions of people. In other words will you reject the chance of building your own life and walking on your own path easily? Yes, this is just up to you. Every single human being is unique and equipped with different abilities. E...