You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
The Muslim Brotherhood is a phenomenon worthy of investigation given its geographical reach and the depth of its social and political influence, not only in the Arab and Muslim regions, but throughout the whole world. An analytical view of the historical circumstances surrounding the Group's emergence in Egypt is key to understanding the factors that have shaped its followers, its ideological vision and its tools of change. An examination of the social, economic and cultural environment which witnessed the inception of the Muslim Brotherhood is of special importance, as it allows us to envision the overall conditions that prevailed in Egypt at the time of the Group’s founding. Such a study...
Arap Aklının Eleştirisi serisinin ikincisi olan bu kitapta Cabiri; Arap-İslam kültüründeki bilgi sistemini Beyân, Burhân ve İrfân olarak tasnif etmiş ve yıllar sonra da tercih ettiği bu yapısal tasnifin en isabetli tasnif olduğunu tekrar belirtmiş ve bunun gerekçelerini ise şu ifadelerle vurgulamıştır: ...Bu durum sadece söz konusu tasnifin salt analitik açıdan Arap-İslam kültürünün içinde bulunduğu gerçek durumu bilfiil ifade ediyor olmasından değil aynı zamanda bu kültürün genel gelişimi boyunca geçirdiği aşamaları da yansıtması dolayısıyladır: Bu kültür önce Kur'an, Hadis ve bunlarla ilgili bilgi alanlarıyla, başlangıçta beyânî ola...
Doğu ve Batı kelimeleri, farklı kültür ve medeniyetlerde kazandığı farklı anlamlar açısından bakıldığında, her şeyin ötesinde karşımıza bir hakikat tasarımı sorunu ve tasarlanan hakikatle irtibata geçme tarzı olarak çıkmaktadır. Bir başka deyişle doğu ve batı kelimeleri, hakikatin nerede olduğuna ve kendisine nasıl ulaşılacağına dair genel tarihsel soruya farklı kültür ve medeniyetler içinde verilen farklı cevap tarzlarını simgelemektedir. Bu nedenle, doğu ve batı kelimeleri bir bakıma insanın dünyayı algılama, onu bir metin gibi okuma ve kendisini bu dünya karşısında konumlandırma çabasını temsil etmektedir. Bu tebliğimizde, insan ile dünya arasındaki ilişkinin bir temsili olarak doğu ve batı kelimelerini, metin ve okur arasındaki ilişki modellerine referansla ele almaya çalışacağız.
Bu kitap, “Arap-İslâm kültür tarihinin incelenmesine bir başlangıç ve yine “Arap-İslâm Aklı’nın tabiatının ve işleyiş mekanizmalarının incelenmesine bir giriş teşkil etmesi arzusuyla yazılmıştır. Başlangıçta iki kısımlık tek kitap olarak düşünülen, sonra iki daha sonra da dört kitaplık bir seriye dönüşen “Arap Aklının Eleştirisi” serisinin ilk kitabı elinizdeki Arap Aklının Oluşumu’dur. Diğerleri sırayla; Arap Aklının Yapısı, Arap Siyasal Aklı ve Arap Ahlaki Aklı. *** Aklın eleştirilmesi, her yeniden yapılanma projesinin öncelikli ve ayrılmaz bir parçasını oluşturur. İşleyiş biçimi, kavramları, genel tasavvurları...
Câbirî’nin “Arap Aklının Eleştirisi” başlıklı araştırma serisinin dördüncü kitabı olan “Arap Ahlaki Aklı”, ahlak alanında Arap-İslam medeniyetinin kritik evresi olan tedvin dönemi ve sonrasında telif edilmiş ve etkisini günümüze kadar sürdürmüş temel kaynaklardan yola çıkarak, Arap-İslam kültüründeki değerler düzeninin eleştirel bir tahlilini içeriyor. Bu eser, İslam medeniyetinin ahlak alanındaki temel literatürüne yönelik tarih, tahlil, tenkit ve benzeri çalışmaların bu güne kadar yapılmayışının doğurduğu açığı giderme yolunda önemli bir adım niteliğindedir. Arap-İslam düşüncesindeki ahlaki aklın yapısı, hangi be...
Çalışmalarını İslâm-Arap entelektüel tarihi üstünde yoğunlaştırmış bulunan Muhammed Âbid el-Câbirî’nin bu eseri, İslâm-Arap siyasî düşüncesinin sosyal-siyasal olayları değerlendirme ve gerçekleştirme biçimlerini ele alır. Bu iki özelliği belirtmek için “siyasal akıl” sözcüklerine çok özel bir vurgu yapar. Sık sık günümüzdeki durumlara ve gelişmelere de, bu çerçevede göndermelerde bulunur. Yapısalcı yöntemi izleyen yazar, konusunu gerçekten vukufla işlemiştir. Kimi yorum, değerlendirme ve önerileri elbette tartışmaya açıktır. Sosyal ve siyasal tarihin iç içeliğini daima göz önünde bulunduran yazarın bu eseri, çok öneml...
İslâm tarihine -daha doğrusu Müslümanların tarihine- ön yargılarımızı bir kenara bırakıp tevhit ve gerçeklik penceresinden bakarsak bazı sorunlarla karşılaşırız. Bu sorunların ana sebeplerinden biri, tarihimizin en başından beri devletlerin ve siyasi teşekküllerin emri altında olmasıdır. Devletçi “İslâm” tarihi ise başka sorunlar getirip koyar önümüze: Cahiliyeden kalma adetler, zulmün meşrulaştırılması, Muaviye gibi gayrı meşru yöneticileri aklamak için sahabe tanımını değiştirme, sahabeyi aşırı kutsama, hadis uydurma, tenkit etmeden işine gelen bilgiyi kullanma ve daha niceleri… Tarihimizin; bu ve bunun gibi birçok ilmi sorunun y...
“Bu kitabı yazarken haddimizi kendimiz tayin ettik. Bizi hadsiz bulacakların bize tayin edecekleri haddi umursamadık. Bu kitap niçin yazıldı? Tüm insanlığın katili, cani küresel ezoterik çetenin ifşa edilmesi gerekiyordu. İnsanlıkla kedinin fare ile oynadığı gibi oynayan bu Çıfıt, yani şeytansı örgütün haklılıkla kuşatılıp mahkûm edilmesi elzemdi. Türk devletlerinin bu Çıfıtlığın zebunu olarak nasıl çöktüklerini, yönetimlerinin hangi sebeplerden ötürü vesayet altına girdiğini ve vesayetin esaretinde nasıl bir zillet yaşandığını; vesayetten çıkma çabalarını, mücadelesini, özellikle genç nesillere anlatmak için bu kitabı yazdı...