Welcome to our book review site go-pdf.online!

You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.

Sign up

Seher Yeli: Na Yayınları
  • Language: tr
  • Pages: 63

Seher Yeli: Na Yayınları

Kabul Ne dedik te şimdi kalkıp gidiyorsun. Yaptığın sevene yakışır mı? Tamam ulan tamam kabul. Sen deniz ol, Ben göl. Sen ülke ol, Ben eyalet. Sen zengin ol, Ben fakir. Sen özgür ol, Ben mülteci. Sen gerçek ol, Ben hayal. Ama eğer yine de gidersen, Denizini kuruturum. Ülkeni isgal ederim. Zenginligini alt ederim. Özgürlüğünü tutsak alırım. Gerçekliğini yalan ederim senin. (Tanıtım Bülteninden)

Eski Kulübe
  • Language: tr
  • Pages: 16

Eski Kulübe

uzak bir şehirde birbirini sevmeyen Serkan ve Fikret adında iki kardeş varmış. Her iki kardeşinde bir tane erkek çocukları varmış. Fikret ve Serkan’ın hanımları bir süreliğine iş dolasıyla şehir dışına çıkmışlardı. Fikret Serkan’ın her işine yardım eder fakat Serkan onun hiçbir işine yardım etmezmiş. Günlerden bir gün Fikret abisine demiş ki; -Abi ben senin her işine yardım ediyorum, sen neden bana hiç yardım etmiyorsun? Serkan; -Bana ne senden, demiş.

AZ GÄ°TTÄ°K UZUN GÄ°TTÄ°K
  • Language: tr
  • Pages: 200

AZ GÄ°TTÄ°K UZUN GÄ°TTÄ°K

AZ GİTTİK, UZUN GİTTİK Profesyonel gazeteciliğe, Hürriyet ve Doğan Haber Ajansı ile Günaydın'da 41 yıl çalıştıktan sonra veda ettim. Deneyim ve yaşadıklarımla, mesleğin ustalarını konu alan ‘Bir Ömür Bin Haber’ kitabını yayımladım. Sıra geldi, yine gazetecilik döneminde tanıdıklarıma. Onların öykülerinden oluşan ilk bölümü yayına hazırladım. İşte değişik birkaç örnek: * Hayatının baharında kaybettiğimiz sanatçı İbrahim Erkal’ı, annesi, kardeşleri ve eşi nasıl anlattı? * Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın ilk kez okuyacağınız ve gülümseten anıları. * Yine Mehmet Nuri Yılmaz’ın anlatımı ile Er...

İstanbul için şehr-engiz
  • Language: tr
  • Pages: 312

İstanbul için şehr-engiz

  • Type: Book
  • -
  • Published: 1991
  • -
  • Publisher: Unknown

None

KUTAHYA LISESI 100. YILI (1890 - 1990)
  • Language: tr
  • Pages: 93

KUTAHYA LISESI 100. YILI (1890 - 1990)

Kütahya Sultanisi adındaki çınar fidanının toprağa dikilmesi, halk arasındaki adıyla Taş Mektep binasının yapılması için, o zamanın Kütahya Mutasarrıfı Tevfik Paşa’nın yardımlarıyla 1886 Yılında bir komisyon kurulmuştu. Hacı Yusuf Efendi başkanlığında kurulan bu Komisyon, Hükümetten bin lira ve Kütahyalılardan toplanan paralarla inşaata başlamıştır. Bu arada Mutasarrıf Tevfik Paşa görevden ayrılmış ve yerine Haşim Paşa göreve başlamıştır. Haşim Paşa da gayret etmiş ve halkın malzeme ve emek katkılarıyla üç yılı aşkın bir zamanda bina hazır hale getirilmişti. Okul 12 Ocak 1890 günü Kütahya Sultanisi adı ile eğitim ve öğretime başlamıştır. 1990 Yılına gelindiğinde bir asırlık okulun 100. Kuruluş Yılını, geçmişin görkemini, geçmişin ihtişamını anarak kutladık.

İmamet Teorisinin Hadis Referansları
  • Language: tr
  • Pages: 312

İmamet Teorisinin Hadis Referansları

Zamanın, Din tarafından gösterilen istikâmetin heyecanı ve hassasiyeti üzerinde birtakım küllendirmelere yol açtığı, ayrıca tek tek her insanda aranması gerekmese de idari mekanizmada kendini hissettirdiği belli bir süre sonra toplumun siyaseti üzerinde etkili olmaya başladığı da bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Sadr-ı İslâm’ın akabinde, siyasal farklılıkların oluşması ve bunların giderek birer iktidar mücadelesine dönüşmesi, sonraları ümmetin iki ana kanadını oluşturacak olan Ehl-i Sünnet ve Şîâ'da somutlaşmasına rağmen, her iki taraf da nihâî noktada Râşid Halifeler dönemindeki uygulamalara atıf yaptığından ve orada sosyal ...

İstanbul'un Antikçağ Tarihi
  • Language: tr
  • Pages: 600

İstanbul'un Antikçağ Tarihi

None

Yaratılış Gerçekliği-II
  • Language: tr
  • Pages: 937

Yaratılış Gerçekliği-II

YARATILIŞI İSBAT EDEN EN BÜYÜK BİYOKİMYA ATLASI! Yaratılış konusunu SORU-CEVAP şeklinde ele aldığımız bu ikinci cildimizde, meselelerin ilmi boyutuna ve derinliğine göre bazı meselelere kısa cevap şeklinde açıklama getirilirken, bazı önemli meseleler uzunca gitmiştir. Bununla beraber, her konunun teferruatına yeterince inilip, meselenin imani boyutuna bakan tahkiki kısmı aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte, herkes her meselenin cevabını tam anlamasa da, hissesiz de kalmaz. Yaratılış konusunu ele aldığımız ve sık sık sorulmakla beraber genellikle Felsefeden kaynaklanan bazı kafa karıştırıcı unsurların ve konunun inkarına götü...

Muhafazakar Düşünce Dergisi 9-10 Sayılar
  • Language: tr
  • Pages: 248

Muhafazakar Düşünce Dergisi 9-10 Sayılar

Muhafazakârlık, modern dünyanın ana siyasi ve kültürel akımlarından biri olmakla beraber, özellikle Türkiye’de bu ağırlığı ölçüsünde fikri bir ilgiye mazhar olamamıştır. Türkiye’de, bilhassa çok partili hayata geçildiÄŸi dönemlerde siyasi olarak muhafazakâr partiler iktidarda olsa da, bu muhafazakâr düşüncenin ve üslubun geliÅŸmesi manasına gelmemiÅŸtir. Muhafazakârlık, Fransız Devrimi sonrasında devrimin ve devletin yok ettiÄŸi geleneksel otorite ve geleneksel özgürlükleri koruma kaygısıyla ortaya çıkmıştır. Fransız Devriminin idealleri ve devrim anlayışı dünyada yayıldıkça, muhafazakârlık da yayılmış ve farklı renkler kazanmÄ...

Barbaros Hayreddin PaÅŸa
  • Language: tr
  • Pages: 324

Barbaros Hayreddin PaÅŸa

Akdeniz’de birer güneş gibi doğmuş olan Midillili Oruç, İshak, Hızır ve İlyas kardeşler, denizciliğe merak sarıp Yavuz’un ağabeyi Korkut’tan büyük yardım görmüşlerdi. Onun ölümü üzerine Tunus taraflarına gidip fetihleriyle Cezayir’de sultanlık tahtına dek yükselmişlerdi. Muhteşem Kanunî’nin Batıda Şarlken’in İmparator olmasıyla gelişen Hıristiyan birliğini parçalaması gerekiyordu. Karada kendisi vardı ama denizlerde Andrea Doria’ya karşı çıkarabileceği bir Kaptan-ı Derya’ya ihtiyacı vardı. Bu da ancak Barbaros Kardeşlerin hayatta kalmış olan tek ferdi Hızır olabilirdi. Nitekim Cezayir Sultanı Hızır’ı İstanbul’a çağırıp ona ‘Hayreddin’ unvanıyla birlikte Kaptan-ı Deryalık ihsan buyurdu. Hızır Paşa da cihan hükümdarı Süleyman Han’ın ümitlerini boşa çıkarmadı. Nihayet Preveze’de Donanma-yı Hümâyun’dan çok daha kuvvetli olan Haçlı donanmasını bir gün içinde bertaraf etmiş ve Akdeniz’in artık kime ait olduğunu göstermişti. Ve Osmanlılar sadece karalarda değil, artık denizlerde de en üstündü ve bu üstünlük aynı zamanda dünyada denizciliğin zirvesiydi...