You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This collection of papers explores the facets of gender and sex in history, language and society of Altaic cultures, reflecting the unique interdisciplinary approach of the PIAC. It examines the position of women in contemporary Central Asia at large, the expression of gender in linguistic terms in Mongolian, Manju, Tibetan and Turkic languages, and gender aspects presented in historical literary monuments as well as in contemporary sources.
"The works of Islamic mysticism are a crucial genre of Islamic piety, and the lives of the awliya (friends of God) have been and continue to be a crucial way in which the theoretical insights of Sufism are embodied and communicated to a wider audience. Traditionally, these genres would be deciphered by a living Sufi master. Here John Renard acts as our Sufi guide, transporting us to the marvelous world of Islamic piety."—Omid Safi, Professor of Islamic Studies, University of Northern Carolina
Tasavvuf, İslamiyet'in ahlak ve maneviyat boyutudur. Bu sebeple İslamiyet'in yayıldığı her bölgede tasavvuf düşüncesi de yayılmıştır. Tarih içinde Sibirya'dan Yemen'e, Cezayir'den Hindistan'a ve Malezya'ya kadar geniş bir coğrafyada yüzyıllarca etkisini sürdürmüş ve hala sürdürmekte olan tasavvufu bilimsel olarak araştırıp incelemek için ilk adım, bu düşünceye bağlı sufiler tarafından kaleme alınan tasavvufi eserleri tedkik etmek olacaktır. Ancak İslam tarihinin uzun asırları içinde geniş bir coğrafyada farklı dillerde binlerce tasavvufi eserin yazılmış olması ve bu eserlerden birçoğunun henüz yayınlanmamış olarak kütüphane raflarında bulunması, tasavvuf araştırmacılarının önündeki en büyük engellerden biridir.
Bu kitap Türklerin dünyaya, insanlığa, kültüre, sanata, bilime, teknolojiye ve uygarlığa etki ve katkılarını içermektedir. Türklerin çok sayıda imparatorluk ve devlet içeren büyük bir tarihi olduğunu, kültür emperyalizmiyle aldatılmış bilinçsiz kişiler dışında herkes bilmektedir. Ancak nerdeyse her alanda bulduğu ve bulmasa da geliştirip dünyaya yaydığı bir çok şey yeterince bilinmemektedir. Artık, 'Türkler yoğurt dışında ne buldu? Devlet kurmaktan başka ne yaptı?' diyenlere bu kitabı gösterebilirsiniz. Yazar Kitabın yazarı mühendis ve tarihçi Zafer Teker, 2000'li yılların başlarından beri projeler geliştirmekte, eğitimler vermekte, yayınlar üretmektedir. Kültür, sanat, tarih, bilim ve teknoloji alanında içerik sunan Fibiler.com sitesinin kurucusudur.
Altaic Studies deal with a group of languages (and respective cultures) that show obvious similarities: Turkic, Mongol and Manchu-Tungus. Whether they are really related or whether they just influenced each other remains a matter of scholarly discussion. The Permanent International Altaistic Conference (PIAC) was established in 1957 as a working group to further research on this issue. Annual meetings have since been taking place in different countries, and the respective proceedings offer a wealth of information on the Altaic languages and cultures. The 2016 meeting took place at Ardahan, Turkey, a new and modern university close to the borders of Georgia and Armenia; it covered a wide rang...
No detailed description available for "Man and Nature in the Altaic World.".
This book contributes to an understanding of the complex relationship of gender and language alongside religion and religious life as experienced by various religious groups around the world. The intention is to put forward current studies in the field of linguistics and explore how gender and various religions intersect with language use. The universal and diverse experience of religion provides for this unique collection of papers concerning the use of language in religious liturgy, in religious communities, and in interaction with identity. As such, the book will attract students and researchers in discourse, gender studies and religious studies.
XII. yüzyılda Orta Asya’nın ilim ve kültür merkezlerinden Buhara civârında doğan Hâcegân tarîkatı, sonraki asırlarda Nakşbendiyye adıyla devam ederek İslâm dünyasının büyük bir bölümünde yayılma imkânı bulmuştur. Bu tasavvuf ekolü diğer tarîkatlara göre bazı farklılıklar arzetmekteydi. Tarîkatların çoğu silsilelerini Hz. Ali’ye bağlarken Hâcegân Hz. Ebû Bekir’e bağlamıştır. Diğer tarîkatların çoğu cehri zikir, semâ, halvet ve Riyâzat uygulamalarına olumlu yaklaşırken, bu tarîkat -istisnâları olmakla birlikte- çoğunlukla bunları kabul etmemiş ve sûfînin toplum içinde aktif bir birey olarak varlığını sürdürürken erdemli bir insan olabileceğine vurgu yapmıştır.
Cemil Meriç, “Bu Ülke” adlı kitabına şu cümleyle başlıyor: “Ne gülüyorsun? Anlattığım senin hikâyen…” Pekâlâ; ya bizim hikâyemiz? Bir millet düşünün ki, “Horasan Şâhı” olarak tanınan ve Hazret-i Peygamberin 8. göbekten torunu olan İmâm-ı Aliyy’ûl Rızâ’nın muhabbetiyle İslâmiyet’i kabûl etmiş… Bir millet düşünün ki, Hazret-i Peygamber’in 11. göbekten torunu olan İmâm-ı Hasan’ûl Askerî’ye, “bizden” mânâsına gelen “Askerî” mahlâsını vererek daimâ ehl-i beyti zâlimlere karşı korumuş… Bir millet düşünün ki, “Muhammed, Ali, Hasan, Hüseyin” isimlerini en sevdiklerine vererek, evlâd-ı resûlü...
Üniversitelerin temel görevlerinden biri, araştırma yaparak bilgi üretmek ve bunu topluma sunmaktır. Çeşitli yollarla bilgi üretimine katkı sağlayan üniversitelerin bu husustaki çalışmalarından biri de şüphesiz lisansüstü tezlerdir. Üniversitelerde yaptırılan lisansüstü tez çalışmaları, bu kurumlarda üretilen bilimsel bilginin somut meyveleridir. Bu bakımdan lisansüstü tezler büyük önem arz eder. Özellikle doktora tezleri belli bir alanda uzmanlaşmanın beratı sayıldığı için ayrı bir değere sahiptir. Çünkü doktora tezleri alanın genel görünümünü yansıtır. Herhangi bir alanda yapılmış doktora tezleri, o alanda hangi konulara değer v...