You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This study examines the case of European foreign fighters by employing a threefold analytical framework of identity-claims, meaning-making/motives and means of radicalization.
Since the onset of the crisis in Syria, Iran has sent many armed groups into the country, in addition to its own army units, with the aim of directly influencing the Assad regime’s military forces, which weakened after the popular uprising. Having played an active role in the process of reshaping the Shabiha organization, whose history dates back to the 1980s, under the name of the National Defense Forces (NDF), Iran could not achieve what it had desired from forming the NDF in terms of influencing the regime's defense policy. Iran’s experience in Iraq has resulted in the Hashd al-Shaabi organization, consisting of Iranian-backed militias, becoming a legal law enforcement agency after a ...
This volume investigates the nature and changing roles of the non-state armed groups in the Middle East with a special focus on Kurdish, Shia and Islamic State groups. To understand the nature of transformation in the Middle Eastern geopolitical space, it provides new empirical and analytical insights into the impact of three prominent actors, namely ISIS, YPG and Shia Militias. With its distinctive detailed and multi-faceted analyses, it offers new findings on the changing contours of sovereignty, geopolitics and ideology, particularly after the Arab Uprisings. Overall this volume contributes to the study of violent geopolitics, critical security studies and international relations particularly by exploring the ideologies and strategies of the new non-state armed actors.
İran, Suriye’de halk ayaklanmasının ardından zayıflayan Esad rejiminin güvenlik unsurlarına doğrudan nüfuz edebilmek amacıyla krizin ilk günlerinden itibaren ordu güçlerine ek olarak yeni silahlı güçleri savaş sahasına gönderme yönünde hamleler gerçekleştirmiştir. Mazisi 1980’li yıllara dayanan Şebbiha yapılanmasını Ulusal Savunma Güçleri (USG) adı altında yeniden şekillendirme sürecinde etkin rol oynayan Tahran, rejimin savunma siyasetine nüfuz etmek hususunda USG’den arzu ettiği sonucu elde edememiştir. Irak tecrübesi, İran destekli milislerden oluşan Haşdi Şabi yapılanmasının uzun bir sürecin ardından yasal bir kolluk kuvveti hâline g...
Yabancı savaşçı olgusu gazeteciler, uzmanlar, üst düzey ulusal ve uluslararası siyasal aktörler dâhil olmak üzere hemen herkes tarafından hararetle tartışılan son derece aktüel bir konudur. Özellikle Avrupa’nın 11 Eylül’ü şeklinde lanse edilen Paris’teki Charlie Hebdo isimli mizah dergisine yapılan büyük sarsıntıya yol açan saldırıda, şüphelilerin Irak ve Suriye’de savaşmak üzere eleman devşirmeye çalışan kişiler olması yabancı savaşçılar konusunun gündemden düşmeyeceğini gösteriyor. Bu konuda küresel toplumun çaresizce ve süratle cevabını aradığı birtakım önemli sorular bulunmaktadır: Suriye ve Irak’taki iç savaşa katılan yabancı genç erkek ve kadınlar kimdir? Onları yabancı bir ülkede savaşmaya yönlendiren motivasyonlar nelerdir? Hayat anlayışlarını besleyen ve şekillendiren “süper-iyi” nedir? Radikalleşmelerinde nasıl bir süreç rol oynamaktadır? Türkiye gibi transit geçiş ülkelerin bu oluşumda rolleri nelerdir? Ve tabii, radikalleşmiş bir Müslüman nasıl kontrol altına alınabilir?
2011 yılından bu yana uluslararası gündemin en üst sıralarında yer alan Suriye krizi, 2022 yılı ortasından itibaren çatışmaların seviyesinde yaşanan düşüş ve siyasi çözüm alanında ilerleme sağlanamaması nedeniyle bu konumunu görece yitirmeye başlamıştır. Zira Suriye’de, Türkiye’nin Şubat 2022’de İdlib’de Suriye rejimine karşı gerçekleştirdiği Bahar Kalkanı Harekâtı’ndan sonra kapsamlı bir askerî harekât ve cephe savaşı gerçekleşmemiştir. Bunun temel nedeni ise Suriye’de rekabet eden iç ve dış aktörler arasında bir güç dengesi oluşması, tarafların kontrol ettikleri bölgelerde doğal sınırlara ulaşmış olmaları ve yen...
Neredeyse bütün Ortadoğu ülkelerinin Tahran ile Riyad arasındaki güç savaşının cephesine dönüştüğü bir dönemde, bu çalışmada iki ülke arasındaki mücadelenin farklı boyutları ve bölgesel yansımaları ele alınacaktır.
Rapor, DAİŞ’in terör stratejisi ve Türkiye’nin DAİŞ ile mücadelesinin boyutlarını ortaya koymayı hedefliyor.
Bilgi kirliliği, çarpıtma ve dezenformasyonun yaygın olduğu günümüzde, Ortadoğu’nun doğrudan veya dolaylı olarak etkilendiği tüm bu tartışmaları kapsamlı ve derinlikli bir şekilde ele alan bu eserin, Ortadoğu üzerine doğru bilgiye ulaşma konusunda anlamlı bir katkı sunacağını düşünüyoruz. İlk yıldan itibaren “doğru bilgi ve sağlıklı analiz” düsturunu benimsemiş olan Ortadoğu Yıllığı yoluna bu doğrultuda devam etmektedir. Bu sayı da büyük oranda Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) akademisyenlerinin ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) araştırmacılarının katkılarıyla ortaya çıkmıştır.