You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This is the first systematic scholarly study of the Ottoman experience of plague during the Black Death pandemic and the centuries that followed. Using a wealth of archival and narrative sources, including medical treatises, hagiographies, and travelers' accounts, as well as recent scientific research, Nükhet Varlik demonstrates how plague interacted with the environmental, social, and political structures of the Ottoman Empire from the late medieval through the early modern era. The book argues that the empire's growth transformed the epidemiological patterns of plague by bringing diverse ecological zones into interaction and by intensifying the mobilities of exchange among both human and non-human agents. Varlik maintains that persistent plagues elicited new forms of cultural imagination and expression, as well as a new body of knowledge about the disease. In turn, this new consciousness sharpened the Ottoman administrative response to the plague, while contributing to the makings of an early modern state.
Müslüman âlimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzhârü’l-hak, 1854’te misyoner Karl G. Pfander ile yaptığı ilmî tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindî tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz’in arzusu üzerine yazılan bu eserde Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil’in tahrifi, Mûsevî ve hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, aklî delillerle ve Hz. Îsâ’nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur’ân-ı Kerim’in Allah kelamı ve mûciz oluşu, papazların Kur’an’a ve hadislere yönelik tenkit ve şüphelerinin reddi, Hz. Muhammed’in peygamberliği ve bu konuya dair Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’de yer alan müjdeler gibi konular yer almaktadır.
Müslüman âlimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzhârü’l-hak, 1854’te misyoner Karl G. Pfander ile yaptığı ilmî tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindî tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz’in arzusu üzerine yazılan bu eserde Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil’in tahrifi, Mûsevî ve hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, aklî delillerle ve Hz. Îsâ’nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur’ân-ı Kerim’in Allah kelamı ve mûciz oluşu, papazların Kur’an’a ve hadislere yönelik tenkit ve şüphelerinin reddi, Hz. Muhammed’in peygamberliği ve bu konuya dair Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd’de yer alan müjdeler gibi konular yer almaktadır.
Gönüller sultânı, aşk ve irfân kaynağı, Hazret-i Pîr-i Sânî-i Halvetî, Seyyid Yahyâ-yı Şirvanî, Kaddesallâhu Sırrahu’l Fettâhî… “O, nakîblerin nakîbi, necîblerin necîbi, şeyhlerin şeyhi hem seyyidlerin seçkinlerindendir.” Halîfelerinden Hazret-i Pîr, Dede Ömer Rûşenî (k.s.a.) Efendimiz işte böyle târif buyuruyor Seyyid Sultânımızı…Yedi iklîm dört kıtada, her mânâda cânlara okunan Vird-i Settâr’ı var iken, anadili olan Türkçe’nin yanısıra Arapça ve Farsça eserlerini okuyan hakîkat taliplerini mâye-i tevhîd ile asıllarına mayalayıp dururken, daha hâl-i hayâtında, üç yüzden efzûn halîfesini vâsıl-ı ilallâh, on...
Prof.Dr. İsmail E. Erünsal, Mustafa Birol Ülker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu (1953-2015), Başvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek İslâm enstitülerinin İlâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de İslâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. İdeal olan hem bu tezlerden diğer araştırmacıların yararlanabilmesini sağlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırlanmasına engel olmaktır. İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 İlâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını sağlamak amacıyla TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
None
RÛHU'L-BEYÂN TEFSÎRİ'L-KURÂN; YÜCE KİTABIN ÖZÜNÜ ANLAMAK VE GEREĞİNİ YAŞAMAK İÇİN İLMEK İLMEK DOKUNMUŞ MÜSTESNA BİR TEFSİR.. İSMAİL HAKKI BURSEVÎ HAZRETLERİ BU ESERİ, BURSA ULU CAMİİ KÜRSÜSÜNDE VERDİĞİ VAAZLARLA OLUŞTURDU... Kİ ONDA RİVAYET VE DİRAYET METODLARİ; GÖNÜL SULTANLARININ RUHLARA HAYAT BAHŞEDEN İŞARÎ/TASAVVUFÎ YORUMLARI VAR. VE BU ÖZELLİĞİYLE TEFSİRLER ARASINDA TEMAYÜZ EDİYOR. GÖNÜLLLER MİMARI İSMAİL HAKKI BURSEVÎ'NİN BU KIYMETLİ ESERİ; 23 YIL GİBİ BİR ZAMANDA VÜCÛDA GELDİ. ÂYET-İ KERÎMELER ÂYETLERLE VE HADÎS-İ ŞERİFLERLE AÇIKLANDI. ALLAH DOSTLARININ İBRETLİ MENÂKIBIYLA VE ŞİİRLERLE SÜSLENDİ... E...
Kıymetli okuyucularımız! Bu eserin muhtevasında; tahrife uğradığı için İslam muhtevasından ayrılmış bulunan Yahudilik ve Hristiyanlığın birçok mevzudaki batıl telakkileriyle karşılaşacaksınız. Bundan maksadımız asla İslam'ı bunlarla te'lif, mukayese veya müdafaa gayretinde bulunmak değildir. Bilakis, İslam'ın bu batıl dinler karşısında, kıyas kabul etmeyecek derecede mükemmel ve üstün olduğu aşikardır.