You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
1876 Anayasasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğunda demokratikleşme hareketleri başlamış, aralıklı olarak yıkılışına kadar sürmüştür. T.C. nin kuruluşundan itibaren tek parti dönemi dahil çoğulcu demokratik rejimi amaçladığı su götürmez bir gerçektir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin içinde bulunduğu koşullar, özellikle gericilik akımları buna olanak vermemiştir. İkinci Dünya savaşı sonunda çok partili yaşama adım atan ülkemizde, bu zamana kadar beş çeşit seçim sistemi uygulanmıştır. Yine bu süre içinde demokrasiye üç kez müdahalede bulunulmuş, ikisinde parlamento ve hükümet fiilen ortadan kaldırılmıştır. Yaşadığımız...
Sanayi ve ticaret yasamı ve genel olarak ekonomiyle toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan tüketici kesimin ilgisi, genellikle kendisine dokunduğu yönleriyle sınırlıdır. Ya eve son alınan elektrikli aletin bastan savma yapıldığından yakınılır, ya da halen mütevazi kazancın bir bölümünden tasarruf amacıyla, en prim getirici ve para değer kaybının önüne geçici şekilde tahvil, altın, döviz vb. alımıyla sınırlıdır. Gelgelelim, ekonomiyle bu düzeyde uğraşan yalın bir birey için, Amerikan filmlerinden fırlamış istisnaî bir yuppie olmadıkça, fili tarife kalkan bir körden fazla basari şansı yoktur. Durum, karşıt uç gibi görülen sanayici, t...
Toplumsal değişmemizin yörüngesi, yeni bir yol ayrımına varmış görünüyor. Fakat sosyal bilimlerimizde anlamlı bir atılım yok. Sanırım, siyasal erkin hangi yola yöneleceği bekleniyor, daha önceleri de olduğu gibi. Biraz erkence davranmaya çalıştığım bu kez, bazı konular eylem içinde tartışılamadığı için. Bu denemeyle, herhangi bir kuram önermiyor, sadece, belli başlı kuramların bir değerlendirmesini yapmaya çalışıyorum. Şu genel soruyla: "Doğru bildiklerimizin geçerli olduğuna nasıl güvenebiliriz?" Düzensiz ve dengesiz bir değişme sürecinin doğurduğu sorunları yol açtığı karşıt ideolojiler şüphesiz ki bugünden yarına ortadan k...
Toplumu oluşturan bireylerin siyasete katılım yoğunluklarında ve şekillerinde farklılıklar bulunmakta; Robert Dahl, katılımın dört boyutunu ilgi, önemseme, bilgi ve eylem şeklinde sıralamaktadır. Elinizdeki kitapta siyasete katılımın eylem boyutunda yer alan, Nisan 1960 öğrenci olayları ile Gezi Parkı olayları karşılaştırmalı yöntemle incelenmiştir. Bahsi geçen toplumsal hareketler, siyasete katılımın bir şekli olarak değerlendirildiğinden, siyasete tüm vatandaşların faal olarak katılması gerektiğini savunan müzakereci demokrasi kuramı kitabın kuramsal çerçevesini oluşturmuştur. Çalışmada yazın taramasının yanı sıra nitel ve nicel araştırma yöntemleri birlikte kullanılarak incelenen iki olay derinlemesine analiz edilmiş; olaylar arasında benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuş ve yorumlanmıştır. Bu bağlamda, ele alınan toplumsal hareketlerin birçok noktada benzerlik gösterdiği; toplumsal harekete yaklaşımın müzakereci demokrasi kuramıyla bağdaşmadığı ve iktidar nezdinde seçim sonuçlarına odaklanan bir demokrasi anlayışının mevcut bulunduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Hanedan-ı Âli Osman hariç üst mevkilere çıkabilmek için aranılan yegâne şart liyakatti. Oysaki çağdaşı olan imparatorluklardan Avusturya-Macaristan’da bir Müslüman Boşnak’ın, Rusya’da bir Musevinin üst mevkilere gelmesi beklenemezdi. İmparatorlukta din-dil-ırk ayrımı yapılmadan sunulan nimetlerden yararlananlardan biri de Gabriel Noradunkyan Efendi’ydi. Parlak bir eğitim hayatı olan Gabriel Noradunkyan, devlet kademesine Babıâli Hukuk Müşavirliğinden başlayarak, sırasıyla Nafia Nazırlığı, Ayan üyeliği ve ardından imparatorluğun çöküşünün netlik kazandığı Balkan Savaşları’nda Hariciye Nazırlığı g...
Sorularla İslam Dini ve İslam Tarihi ‘‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak tam akıllı kişiler düşünür ve ibret alırlar.’’ Kur'an, Zümer Suresi İslam tarihi, İslam dini tarihinin yani İslam ilmi-hali'nin ayrılmaz bir parçasıdır; ancak, ana kaynaklara dayanılarak, boş inanç ve düzmece öykülerden arınık yazılmış bir İslam tarihi yardımıyla İslam Dini'nin yalın, gerçek ilkeleri anlaşılabilir. Ülkemizde İslamiyet, "Mızraklı ilm-i hâl", "Envâr ül-Âşı kıyn" vb. kitaplardan öğrenilmeye, öğretilmeye çalışıldığı için halk, din adına hurafeler, İslamiyetle ilgisi olmayan şeyler öğrenmekte, din simsarı tarikat şeyhi ta...
Haber Kritik programını hazırladığım 1996-1999 yılları arasında hükümetlerin kuruluş ve yıkılışlarını Ankara stüdyolarında programa aldığım konuklarla yakından izleme imkanı buldum. Yüzlerce kıymetli konuğum oldu. Programa aldığım konukların tamamının yayınlanması mümkün değildi. Bu kitap 54.ve 55. Hükümetleri içine alan, kamuoyunda 28 Şubat süreci olarak bilinen dönemi kapsamaktadır. Kitabın oluşmasında yardımlarını gördüğüm çalışma arkadaşlarım ve Mesut Öztürk'e teşekkür ederim. Haber Kritik programına konuk olan başta Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Recai Kutan, Deniz Baykal ve Muhsin Yazıcıoğlu, Avni Akyol, Hasan Korkmazcan, Recai Kutan, İskender Şkupi, Doğan Güreş, Hasan Celal Güzel, Tuğrul Türkeş, Kamuran İnan, İsmet Sezgin, İsmail Cem olmak üzere, konuk olan tüm sayın bakanlara, siyasi parti yetkililerine, milletvekillerine, akademisyenlere ve diğer konuklarıma teşekkür ederim. Haluk Örgün
Kentte doğmuş, kentte yaşamış, on yıldan fazla, Paris gibi bir kültür merkezinin havasını solumuş Charles Ferdinand Ramuz yapıtlarında kırsal kesim insanını, bu insanın doğayla ilişkisini verir. Ailesinin ait olduğu ve çocukluk yıllarının bir bölümünde tadına vardığı kırsal yaşam onun yapıtlarının özünü oluşturur demek de mümkündür. Dağdaki Büyük Korku Fransız İsviçresi'nin Valais yöresindeki köylülerin yaşamlarını dile getirir. Ramuz gerçekçi/dogacı yazarlara özgü bir tutumla Valais yöresinde aylarca kalmış, yaşanan öyküleri yöre insanının ağzından dinlemiş, bu insanların gelenek ve göreneklerini öğrenmiş, öğrendiklerini romanında yansıtmıştır.
Kafkasya, dağlık ve ormanlık yapısı ile, yeraltı zenginlikleri ile Orta Asya ve Orta Doğu arasındaki kapı konumu ile, Türkiye açısından son derece önemli bir konuma sahip bulunmaktadır. Türk halkı bu gerçeği yeni yeni anlamakta ve ülkemizde yeni başlayan dışa açılma dönemi Kafkasya'da da gündeme gelmektedir. Böylesine bir açılımda Kafkas asıllı Anadolu halkının önemli bir işlevi doğmaktadır. Atalarının geldiği bu bölgelere eğilmek ve yardımcı olmak. Şimdi yaşadıkları Anadolu ile Kafkasya arasında yeni başlayan yakınlaşma kısa zamanda olumlu sonuca ulaşabilir. Aksi takdirde, Türkiye'nin Balkanlar'a, Karadeniz'e, Orta Asya'ya ve Orta Do...
Yılan Deresi’nin üzerine karanlık inmiş; karamı kara, zift gibi. Korku akıyordu taşların arasından, ihanet kadar sessiz ihanetçi kadar küstah. Yalnız gökyüzünde birkaç yıldız parlak, onlar da çok uzaklarda. Sinsi bir gece sarıyor karanlığı. Sessizlik ürkütüyor; çıt yok, korkudan kulak çınlaması başlıyor... Yalnızlık, gecenin en sadık dostu; kara gözlü bir sırtlan gibi süzüldü çatlaklardan içeri. En ücra noktalara kadar... İşte yaşantımız da böyle anlatılıyor bu romanda. “Ateşle Dans” yol romanlarından bir örnek olarak kabul edilebilir. İnsanın hayat boyu, iç ve dış dünyasındaki mücadelesini anlatıyor. Karşısına çıkanların iyi mi, kötü mü, dost mu düşman mı olduklarını hiçbir zaman öğrenemeyecek. Hepimiz için de böyle değil mi sanki? Bu romanda insanın aradığı bir yudum mutluluk! Kapılıp gidiyor hayallerinin peşinde. Yazgısını bilmeden bazen karlı dağları aşıyor, bazen sarp kayalıkları. Yıldızların altında kaç gece geçiriyor… Meğer sevgili çok yakındaymış