You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Her şey Hira mağarasında ilk vahyin gelmesiyle başladı. Kur’an-ı Kerim daha sonraki yirmi üç yıl içinde muhataplarının hayatlarını adım adım değiştirip yeni bir dinî nesil oluşturdu. Vahyin indiği ortamdan ve nesilden uzaklaşıldığında, Kur’an’ın geldiği zamanda olanlar, diline ait özelikler, indiriliş süreci ve mushaf haline gelişi ve benzeri konular hakkındaki bilgiler, onu tanımak isteyen sonraki kuşaklar için gerekli oldu. Bu sebeple söz konusu bilgileri derli toplu olarak sunan eserler hazırlandı. Elinizdeki çalışma öncelikle Kur’an’ı tanıtan eserlerin birikimini de dikkate alarak, insanların önlerini aydınlatmaya devam edecek olan Kur’an’ı günümüz insanıyla buluşturmayı hedeflemektedir.
Bu çalışma Hıristiyan tarihini, temel öğretilerini ve ibâdet anlayışını ana gövde Hıristiyan kiliselerinin algılamaları ve Hıristiyanlığın kutsal metinleri bağlamında ele alıp incelemektedir. Kitapta ayrıca Hıristiyanlık’taki mezhepleşme süreci ve geçmişten günümüze temel ayrılık konuları da irdelenmektedir. Gerek Anadolu gerekse dünya açısından oldukça önemli olan bu dinsel gelenek, polemik ve spekülasyondan uzak ve elden geldiğince nesnel bir şekilde incelenmeye ve tartışılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı Hıristiyanlığın daha iyi anlaşılmasına ve tanınmasına katkıda bulunmaktır.
İslâm’ın doğuşu, Yakındoğu kültüründe yeni ve çok önemli bir dönemi başlatır. İslâm dekorasyonunun tasvirsiz kimliği, yerel kültürler bağlamında ilginç soruları akla getirir. Temaların dekoratif şekillerden, insan ve hayvan figürlerinden oluştuğu vurgulanmalıdır. XII. yüzyılda Selçuklular Yakındoğu’ya ininceye kadar, başlıca kültür merkezleri durumlarını korudu, XIII. yüzyılda Anadolu’daki gelişmeler, figür zenginliği bakımından İran ve Arap ülkelerindeki merkezlere göre farklıydı. Görkemli Osmanlı hâkimiyeti geniş bir coğrafyaya yayılırken, Osmanlı mimar ve sanatçıları, Selçuklu eserlerine göre oldukça farklı bir kimlik geliştirdi. Mimarideki yeni stil, esas olarak Sinan tarafından ortaya konmuştu. Bu sanat, temalar ve motifleri açısından İslâm dünyasının sanat çevrelerinden hızla farklılaştı. Bunlara ek olarak, resim, heykel, şekil, motif ve süsleme adına her ne çizildiyse tümü için geçerli olmak üzere şunları söyleyebiliriz: Her yerde olanın hareket etmesine gerek olmadığı gibi, herhangi bir şeye benzemediğinden resminin yapılması da mümkün değildir.
İslâm’ın estetik değer telakkisi onun bağlı olduğu hakikat anlayışı ile çok sıkı bir ilişki içindedir. İman tecrübesi bir yönüyle estetik bir tecrübe olup İslâm sanat eserleri bu gerçeğin somut birer göstergesidir.En güzel bir şekilde yaratılmış olan insan duygu, düşünce, idrak, sezgi ve ilhamlarını ifade edebilmek için “ilâhî sanatçı” tarafından çeşitli yetilerle donatılmıştır. Bu bilinç sanatı, İslâmî hayat tarzının çok önemli bir unsuru kılmıştır. Din-sanat ilişkisi söz konusu olduğunda İslâm sanatı, bütün tarihî tezahürlerinde kaynağı ile ayrılmaz bir bütünlük sergiler. İslâm sanatının temelini İslâm’a ait değerlerin birliği ilkesi oluşturur. Bu sanatta güzel ile iyi, işe yarama ile zevk verme birbirinden bağımsız değerler olarak görülmez. İslâm sanatının epistemolojik gayesi görünenin arkasındaki görünmeyene ulaşmak olurken, pratikteki gayesi de dünyayı ve hayatı güzelleştirmektir.
Çocukların dünyasına Çim Baba, Parlak Yüzgeç, Pençe Dağı isimlerinde üç masal penceresinin açıldığı bu kitapta, her masalın sonunda masallarla elde edilen kazanımları pekiştirici etkinlikler ve okudukları masal kahramanlarını boyayabilecekleri boyama sayfaları bulunmaktadır.
Binlerce yıl önce insanlar karanlık gecelerde yıldızlara bakarak yönlerini bulurdu. Kutup yıldızı kervanların ve gemilerin yol arkadaşı gibiydi. Sosyal hayatımızda da yolların bazen çıkmaza girebileceğini bilen Sevgili Peygamberimiz şu sözüyle bize bir yol haritası çizdi: “Yeryüzündeki âlimler, gökyüzündeki yıldızlar gibidir…” Bu âlimlerin bir kısmı Peygamber okulunun ilk talebeleriydi. Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali gibi... Mus’ab, İbn Mes’ud, İbn Abbas gibi… İlimde, ibadette, savaşta, barışta… Evde, camide, çarşıda, pazarda… Konuşurken, düşünürken, oturup kalkarken… İnsanın ve sosyal hayatın olduğu alanda ayak izlerini takip edebileceğimiz, Hz. Peygamber’in bilge sahâbîleri… Yeryüzü Yıldızları…
Kuyular, haydutlar, saraydan konuklar Keloğlan'ın başından geçiyor bu maceralar Bitince iyilik güzellik dolu masallar Düşüyor okuyanların başına gökten elmalar