You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
"Güneşten ağır ağır gölgeye geçilir gibi, pek de anlamadan akşam olur gibi, ışıklı, neşeli bir yüzden kederlere geçti Aziz bey. Kederli bir mazisi oldu. Burnu havada, başı dikti hep. Başka türlü yaşamayı beceremediyse de, o gece, Haliç’in kirli sularına bakarken anladı ki hep öyle, burnu dik yaşadığını sanmış. Oysa şiddetle yanılmış. Ve yine anladı ki hayatı tümüyle bir yanılgıymış." Daha önce Taş-Kâğıt-Makas ve Evvelotel adlı öykü kitaplarını da yayımladığımız Ayfer Tunç’u geniş okur kitlelerine tanıtan ve çağdaş Türk öykücülüğünün bir klasiği olmaya aday kitabı Aziz Bey Hadisesi’nin yeni basımını sunuyoruz. Öykünün kahramanı Aziz Bey, Tunç’un, insan olmaktan doğan zaaf ve yanılgılar nedeniyle yaralanmış, boşa geçmiş hayatlar üstüne yapılandırdığı öykü evreninin en hüzünlü, en gerçek kişisi. Bazı okurlara, meyhanelerde benzerini aratacak kadar kanlı canlı ama mahzun gelen Aziz Bey’in öyküsünü okurken, bir hikâye kişisinin varlığını çok yakınınızda hissedeceksiniz.
Adına ister devrim, ister inkılap ya da reform denilsin, Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1924 yılı içinde gerçekleştirilen yenilikler yapısal niteliktedir ve ilk dönem devrim kanunları diye adlandırılır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ilan edilen Cumhuriyet, tek başına en büyük yapısal devrimdir. Atatürk Devrimi ya da Türk Devrimi dediğimiz sosyal reformlar, Kurtuluş Savaşı döneminde Mecliste bulunan aydın ve ilerici milletvekillerinin yaptıkları konuşmalarla, verdikleri önergelerle damla damla birikmiştir. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün şapka giyilmesi ile ilgili üç ay önce Kastamonu'da başlattığı seferberlikte...
Milletvekillerinin seçim bölgelerine giderek kamuoyunun nabzını tutması ve incelemelerde bulunmaları için 1934 yılının başında Genel Kurul çalışmalarına Mart ayına kadar ara verildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk yeni yılın ilk yurtiçi gezisini Şubat ayı başında kötü hava şartları içince Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Niğde ve Konya illerine yaptı. Kayseri Uçak Fabrikasında incelemelerde bulundu. 1933 yılında Almanya’da Nazi Partisinin iktidara gelmesi, İtalya’nın Akdeniz’de ve Balkanlar’da genişleme çabalarının Avrupa devletlerinin silahlanma yarışına girmesi dünya barışını tehdit etmeye başladı. Bu gelişmeler sonucunda Balk...
'' Nobel Ödülü'' alan ilk adını verdiğim buluşumdan dolayı Nobel Kimya Ödülüne layık görüldüm. Mardin'de doğdum. Ailem eğitime çok önem veriyordu, ben de insanlığa faydalı olmak ve bilimsel çalışmalar yapmak için TIP eğitimi aldım. Yurt dışına gittim, bir türk bilim adamı olarak gece gündüz çalışıp ülkemi ve milletimi başarıyla temsil ettim. Amerika'ya gelen bilim adamlarımıza yardımcı olmak için '' Türk Evi''ni kurdum. Aldığım Nobel Ödülünü beni en iyi şekilde yetiştiren ülkeme ve Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk'e borçluyum. Bu sebeple ödülümü Atatürk'e ve Türk Milletime armağan olarak Anıtkabir'e bıraktım. Benim hikayemi öğrenmek ister misin? Bu çizgi romanda öne çıkan değerler: BİLİM, ÇALIŞKANLIK, ÖZ GÜVEN, VATANSEVERLİK, KEŞİF.
30 Mart 2014 yerel seçimleri, İstanbul’un 39 ilçesinin 38’inde aynı şekilde sonuçlandı. Bir önceki yerel seçimleri hangi parti kazanmışsa, 30 Mart’ta da o partinin adayı belediye başkanı seçildi. Uzmanlar yoğun bir siyasi kutuplaşma altında gerçekleşen seçimlerde böyle bir sonucu normal ve siyasetin genel kalıplarına uygun buluyordu… Peki bu kalıbın dışında kalan o ilçede ne olmuştu? Nasıl olmuştu da o ilçede belediye başkanlığı bir partiden ötekine, hem de büyük bir oy farkıyla, geçebilmişti? Beylikdüzü’nü diğer 38 ilçeden, Ekrem İmamoğlu’nu onlarca başkan adayından farklı kılan neydi? Benim Sevgili Başkanım işte bu soruların cevabını veriyor. Büyük dönüşümlerin ancak liderle, onun işaret ettiği yöne yürüyenler arasındaki sevgi ve yol arkadaşlığı duygusuyla sağlanabileceğini kanıtlıyor. Önümüzdeki yıllara damgasını vuracak olan, sorgulayan, talep eden, özgüvenli bireylere dayalı yeni siyaset anlayışı yeni bir liderlik tarzını da zorunlu kılıyor. Benim Sevgili Başkanım’da işte bu yeni siyasetin ve yeni liderlik tarzının en temel unsurlarını bulacaksınız.
Yazmak için özellikle zaman geçsin istedim, bekledim. Çünkü olayları anlatırken kişisel duygularıma kapılmak, yapılan baskının etkisinde kalmak istemedim. Elimden geldiğince yansız kalarak, polisçe gözaltında tutulduğum ve sürekli sorguya çekildiğim saatleri bütün ayrıntılarıyla anlatacağım. Otuzaltı saat gözaltında kalmak ve yedibuçuk saat sürekli sorguya çekilmek, bizdeki biçimsel demokraside olağanüstü bir olay sayılmaz, bundan çok daha kötü olaylar olağandır. Ancak bir özelliği olan, polislerin evimi arama, kitap ve yazılarımı alma, beni gözaltında tutma olayının, en küçük ayrıntılarının bile öğrenilmesinde yarar olduğu düşüncesinde olduğumdan bunları yazmaya gereksindim. Anlatacaklarım ya doğrudan yada dolaylı olarak çok kimseyi ilgilendirmektedir.
Aziz Nesin – Ali Nesin mektuplaşmalarını tek ciltte toplayan bu kitap Ali Nesin’in İstanbul’da Kadıköy ABC İlkokuluna gittiği 1965 yılından başlayarak Saint Joseph Lisesinde okuduğu dönemi (1967-1981), İsviçre’deki lise (1973-1977), Paris’teki üniversite yıllarını kapsayan (1977-1981), ardından ABD’ye gidip matematik doktoru olmasından Aziz Nesin’in ölümüne kadar geçen dönemi ve bu dönemde askerlik görevi için Türkiye’ye döndüğünde kendisine karşı açılan davadan beraat edene kadar tutuklu kaldığı süreci de içeren uzun bir zaman dilimine yayılmış baba-oğul mektuplaşmalarından oluşuyor. Bu mektuplar yalnız onların yaşam serü...