You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Klasik devir Arap tarihçiliğinin son temsilcilerinden olan Celâleddîn Suyûtî’nin eseri, Hz. Muhammed’in vefatının ardından, Hz. Ebû Bekir’in halife seçilmesiyle birlikte başlayan ve böylelikle İslam tarihinin, özellikle ilk iki yüzyılı boyunca en temel yapı taşlarından birini oluşturan halifelik kurumunu ve halifelerin hayatlarını vakayiname şeklinde ele alır. Başka bir deyişle, kitabın öznesi Hulefâ-i Râşidîn olarak bilinen ilk dört halife -ki bu devir sadece Suyûtî için değil, diğer tüm İslam müverrihleri için de Hz. Muhammed’le birlikte Asr-ı Saadet’tir- bunları takiben Emevîler (661-750), Abbâsîler (750-1258) ve son olarak Memlü...
None
Mesele Kitap Dergisi'nin ilk sayısında en önemli makale, Şükrü Argın'ın Orhan Pamuk'la ilgili "Beyhude Hüzün, Biçare Melankoli" yazısıdır. Bu sayırda Osman Akınhay, İlhan Durusel, Bekir Tarık, Kaya Genç, Ömer Madra, Adnan Özer, Hasan Bülent Kahraman, Manuel Çıtak, Handan Koç, Barış Alp Özden, Özcan Yurdalan, Nur Dolanay, Terry Eagleton, Anna Politkovskaya ve Slavoj Zizek'in yazıları yer almaktadır.
None
“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanlara ve cinlere gönderildiği gibi, melâikeye de peygamber olarak gönderilmiştir. O’nun peygamberliği vücûd-ı aynî’de Hz. Âdem’in ve diğerlerinin peygamberliğinden önce zuhur etmiştir. Ve Melekler ondan önce hiçbir peygamber tanımamışlardır. Bu itibarla Efendimiz Hazretleri nebiyy-i mutlaktır. Sair enbiyâ ise O’nun halifeleridir. Getirdikleri şerîatlar da O’nun şeriatıdır ki, her peygamberin lisânında, o devirde yaşayan ümmetinin istîdâdı miktarınca zuhur etmiştir. Binâenaleyh Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- bütün peygamberlerin evveli ve âhiridir. Ve O’nun getirdiği şer’-i şerîfin yok olması mümkün değildir...”
Merhum Muhammed Yusuf Kandehlevî’nin (D. 1917/ V. 1965) kaleme aldığı Hayatü’s- Sahâbe isimli şaheser çalışma hem İslam âleminde hem de ülkemizde üç nesilden beri okunan önemli bir el kitabıdır. Eser Hadis, Siyer, Tarih ve Tabakât kitaplarında yer alan rivayetlerden müteşekkil olup, özellikle İslam’ı yaşama ve yaşatma gayreti içinde olan Müslümanlara yönelik hazırlanmıştır. Elinizdeki bu çalışmayı ise, eserin Arapça aslını baştan sona okuyup özetledikten sonra ortaya çıkardık. Müellif M. Yusuf Kandehlevî bu çalışmasını rivayetlere dayalı olarak yaptığından dolayı, kaçınılmaz olarak pek çok rivayet tekrar edilmiştir. Biz de söz konusu tekrarları kaldırarak ve özetleyerek okuyucunun daha kısa sürede ve daha öz bilgi edinmesini amaçladık. Okuyucuların İslâmî hayatına dokunması ümidiyle…
Semerkant, coğrafik ve stratejik konumu sebebiyle kurulduğu tarihlerden itibaren büyük hükümdarların ele geçirmeye çalıştığı önemli bir şehir olmuştur. Önemli ticarî yolların kavşağı, çeşitli dil, din, kültür ve mede-niyetlerin temas noktası olan Semerkant ve içinde bulunduğu Mâverâünnehir bölgesi, Türkler’i müslümanlarla yüz yüze getiren ve Türk tarihinin seyrini etkileyen en önemli coğrafya oldu. Semerkant bir asra yakın bir süre Türkler’in İslâm’ı ve müslümanları yakından tanıma-larında, İslâm’ın evrensel bir din olma özelliğini kavramalarında ve bunun sonucu olarak Talas Savaşı sonrasında topluluklar halinde İslâm’ı kabul etmelerinde büyük bir rol oynadı. Semerkant, İslâm âleminde otorite haline gelen Dârimî, Ebü’l-Leys es-Semerkandî ve İmam Mâtürîdî gibi âlimler yetiştirdi. Sosyal ilimler, edebiyat, felsefe, matematik, astronomi ve diğer ilimlerde büyük âlimlerin yetişmesine ev sahipliği yaptı. Ayrıca İslâm dünyasının değişik bölgelerinden birçok âlimi kendine çekebilen bir cazibe merkezi oldu.