You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
Cinci bir büyücü meczup çöp evinde ölü bulunur. Büyü-tılsım defteri ortaya çıkar ve adı Metin olan genç bir takı yapımcısının eline geçer. Metin, tılsımlara bakarak 10 adet tılsım kolye yapar ama hatalı olur. Kolyeleri satar. Kolyeleri satın alanlara cinler musallat olur. Ve hepsinin karakteri asla olmak istemedikleri bir kişiliğe dönüşür. Musallata uğrayanlardan biri de Eylül isimli bir dershane öğrencisidir ve dayısı bir başka cinci-muskacı hoca olan Osman hocanın yeğenidir. Osman hoca yeğenini cinlerden kurtarmak için üstadı meczup Müfit hocadan yardım ister. Müfit hoca da cin tasallutu altındadır. Ama yardım eder. Cincinin kayıp tılsım-büyü defteri bulunur ve cinler geldikleri yere gönderilir. Cinlerin arasına karışarak deliren 10 kişi bu şekilde kurtarılır.
None
Onlar, cennet hanımlarının seyyideleri… Onlar, cennetin dört hanımefendisi… Dağların bile kaldıramadığı yükü kaldırır insan, adı bazen Fâtıma olur bazen Hatice bazen Meryem kimi zaman da Âsiye… Cennetin Dört Hanımefendisi kitabı kısa ve öz bilgiler ışığında; Efendimizin (s.a.s.) müjdesine mazhar olan ve Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmeyen, hiçbir zulme sessiz kalmayan, sessiz çığlıkların sesi ve nefesi olan Hz. Âsiye’nin; diline haktan ve hakikatten başka söz söyletmeyen Hz. Meryem’in; sabrı ve selameti kuşanan, saçının telinden ayağının tırnağına kadar dava insanı olan Hz. Hatice’nin ve hayaline bile günahı değdirmeyen, her daim iffet ve edep elbisesini giyinen Hz. Fâtıma’nın örnek yaşamlarını biyografik bir üslupla ele alındığını göreceksiniz.
Karanlık sokakların, karanlık masalları... Emekliye ayrılmış Başkomiser Kemal Erdem, oğlu Ahmet'in cinayet davasını çözmek için İstanbul'a geri döndüğünde şehirde bir savaş olduğunu bilmiyordu. İstanbul'u demir bir eldivenle yöneten Kral ölmüştü. Yerini Karısı Karakraliçe'nin alacağı söylense de sokaklar fırsatın kokusuna alan çetelerin savaş alanı haline gelmişti. Kraliçe en iyi katili Avcıdan Kral'ın kızı Aylin'in kabini istedi... Bu savaşın arasına sıkışmış olan Aylin bir anda tanıdığı herkesin öldürülmesine şahit olmuş, kiralık katillerin hedefi olmuştu. Tek yapabildiği şeyi yaptı; kaçtı. Bu sırada Kemal Başkomiser savaşa kendi askerlerini çağırdığındaysa kimse olacakları tahmin etmiyordu... Sonuçta yedi polis ve bir prenses ne yapabilrdi ki?
Applications of Nanomaterials in Medical Procedures and Treatments is a primer to the industrial use of nanomaterials. It presents 8 chapters explaining the use of nanomaterials in clinical medicine. Basic to advanced concepts are explained with the guidance of specialists who present the principal techniques and methods to obtain high-performance polymers and composite materials. The book starts with chapters on new contrast agents that help in molecular imaging, followed by chapters on prosthetics and artificial tissues. The next 3 chapters cover the applications of nanomaterials in the treatment of cancer and eye infections. This includes a chapter on innovative bioceramics with anticancer properties. The concluding chapters focus on biomedical device regulators and processing techniques forThis book is a primary reference book for undergraduate and graduate students as well as professors involved in multidisciplinary research and teaching programs.
Türk kültür tarihinin en uzun devresini oluşturan Osmanlı Devleti döneminden günümüze pek çok kültür ürünü eser kalmıştır. Bunlar içerisinde, üç kıtaya hükmeden imparatorluk insanının duygu ve düşünce dünyasını yansıtan şiirler ve bu şiirlerin toplandığı divanlar önemli bir yer tutmaktadır. Divan edebiyatı sahasında yapılan çalışmalar daha çok bu divanların yayımlanması ve farklı yönlerden incelenmesi, biyografi, edebiyat tarihi ve esere dönük çalışmalar şeklinde bir çizgi göstermektedir. Bu kitap, henüz üzerine akademik bir çalışma yapılmayan İstanbullu İbrahim Zîver’e ve onun Divan’ına dairdir. Sebk-i Hindî şairleri...
Bolu Seben Kızık Köyü Yazar: MEHMET ÖZÇELİK, ISBN: 978-605-72742-7-4, 280 sayfa, 16,5x23,5 cm. Köyümüzün adı Kızık Köyü olup halkı Kızık Boyu’ndandır. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmiş bir boydur. Orta Asya’dan geldiğimizin kesin kanıtı Azerilerin, Türkmenlerin, Kırgızların, Özbeklerin dillerinin köyümüz halkınca rahat anlaşılmasıdır. Köyümüz Orta Asya’dan Anadolu’ya geldikten sonra Ankara’nın Nallıhan İlçesi’nin Kümbet Kırı’na (Kızık Yurdu) yerleşmiştir. 15. yüzyılda buradan kalkarak bu günkü yerine yerleştiği atalarımın, büyüklerin ve Nallıhan’daki komşu köylülerin rivayetlerinden anlaşıldığı üzere kes...