You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Intensive use of fossil-based energy sources causes significant environmental problems on a global scale. Researchers have been working for several decades to find alternative energy solutions to fossil fuels. Algae are a renewable energy source, with high potential for increasing scarce resources and reducing environmental problems caused by fossil fuel use. Algal Biotechnology for Fuel Applications gives the reader a comprehensive picture of the industrial use of algae for generating power. This book informs readers about the existence of alternative species to the currently used algae species for biofuel production, while also explaining the methods and current concepts in sustainable bio...
Manuscripts have played a crucial role in the educational practices of virtually all cultures that have a history of using them. As learning and teaching tools, manuscripts become primary witnesses for reconstructing and studying didactic and research activities and methodologies from elementary levels to the most advanced. The present volume investigates the relation between manuscripts and educational practices focusing on four particular research topics: educational settings: teachers, students and their manuscripts; organising knowledge: syllabi; exegetical practices: annotations; modifying tradition: adaptations. The volume offers a number of case studies stretching across geophysical boundaries from Western Europe to South-East Asia, with a time span ranging from the second millennium BCE to the twentieth century CE.
Karabatak Göçü Tolstoy, eserlerinde ilkbahardan iki şekilde söz eder: Her şeye, bütün kötülüklere rağmen ilkbahar güzeldir, müjdedir ve zaten güzel olan her şey, onda daha da güzelleşir. Şair ve yazarlar tarafından ilkbahar bu kadar iltifata layık görülürken sonbahar, hayat veren hiçbir şeyle bağdaştırılmaz. O, gidişin ayak seslerini barındırır derinlerde ve hiçbir güç arındıramaz sonbaharı bu yükten. Bütün şairlerle yazarlar ağız birliği edip sussalar ve ona böyle özellikler vermekten vazgeçseler de insanın ara sıra gözünü gökyüzüne çevirmesi yeterlidir. Göçmen kuşlar yeter sonbaharı ele vermeye. Fakat bu göçe şahit olmak iç...
None
Archaeology; anthropology; Balkan Peninsula; history; 1878-1920.
İyi ki Doğdun Karabatak! “Bir edebiyat eseri için on yıl ne ki” diyen Rilke’ye itiraz edebilirsiniz belki. Fakat söz konusu olan üç yılını geride bırakan bir dergiyse o zaman önemsememe gibi bir tavır sergileyemezsiniz. Çünkü bir dergi için her sayı hayatidir. Çok şükür ki Karabatak bunca sayı hayatta kalmayı başararak battığı yerden çıkabileceğini gösterdi. Fakat onunki sıradan bir hayat değil, her geçen gün güçlenen ve büyüyen bir azimle şekillenen bir hayat. Çıktığı ilk günden beri Türk şiirine ve nesrine ivme kazandıran Karabatak, siz değerli okurlarıyla üçüncü yılını kutluyor. Yalnız bırakmayan dostlara sonsuz şükranla...
Zamanı Büyütmek En vurdumduymaz insan bile hayatında bir kez kullanmıştır o cümleyi: “Zaman çok çabuk geçiyor!” Yetişmeyen işler, kaçırılan fırsatlar, kaybedilen sevgiler hep onun gölgesine yatırılır da suç, üstüne yıkılmaya çalışılır. Çünkü geçip giden her şey suçlu olmaya elverişlidir. Oysa zamanın ilerlemekten başka seçeneği yoktur. İlerlemek ve kendini tekrar etmeden geçmek. Öyleyse zaman, geçtiğine göre akışkandır. Akışkan olduğuna göre, her daim yenidir. Her daim yeni olduğuna göre de kutsanmayı hak etmiştir. İşte bu nedenle Karabatak onu durdurmanın değil, büyütmenin peşine düşüyor dosyasında. “Ölümsüz Saat...
None
Karabatak İki Yaşında “Büyüklere deseniz ki: ‘Pembe tuğladan bir ev gördüm, pencerelerinde sardunyalar, damında güvercinler vardı…’ Bu evi gözlerinin önüne getiremezler. Onlara şöyle demeniz gerekir: ‘Yüz bin franklık bir ev gördüm.’ Bunun üzerine haykırırlar: ‘Ne kadar güzel ev!’” Sayıların insanlar için ne kadar önemli olduğunu Küçük Prens bu sözleriyle sürekli hatırlatır bize. Çünkü sayılarla başlarını dik tutar insanlar, sayılarla omuzlarını düşürürler, sayılarla sevilirler ve yine onlarla mahrum bırakılırlar her şeyden. Oysa çoğalıp azalsalar da rakamların önemli olmadığı alanlar mevcuttur hayatta ve bu ala...