You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Kimileri bizatihi içine doğdu, diğerleri ise öncesinde. Ancak tüm insanlık, hep birlikte, yaşamlarını kökten dönüştüren bir dijital fırtınayı idrak etmeye gayret ediyor. Fakat mevzu o denli derin ve insanın hâlen bu fenomene dair bilmediği o kadar fazla şey var ki! İşte bu kitabı yayınlama fikri, tam da bu eksiklik hissiyatının bir neticesi olarak dijital dönüşümü daha fazla anlamlandırabilmek maksadıyla doğdu. Dijitalleşme hiç şüphesiz çok kapsamlı bir konu. Hâliyle bu kitabın editör ve yazarları da fenomenin her noktasına temas etmenin mümkün olamayacağının farkındalardı. Bu doğrultuda eser kendisine, daha ziyade toplumsal hayatın mühim ekonomik aktörleri olan işletmeler ve onların muhtelif fonksiyonları açısından dijitalleşmenin öncüllerini, süreçlerini ve (müspet ve menfi) ardıllarını incelemeyi gaye edindi. Meşakkatli bir çalışmanın neticesinde ortaya çıkan kitabın, dijital fırtınada yönlerini bulmaya çalışan işletme bilimi akademisyenlerine, öğrencilerine, pratisyenlerine ve konuya ilgi duyan herkese bir pusula vazifesi üstlenmesi temennisiyle...
Çalışanların örgütlerde sergiledikleri olumsuz tutum ve davranışlar örgütün etkinliğini ve verimliliğini ciddi anlamda etkilemektedir. Bu olumsuz tutum ve davranışlardan birisi de örgütlerde saplantılı tutum ve davranışlar olarak ifade edilen, çalışanların takıntılı olduğu tutum ve davranışlardır. Bu çalışmanın amacı, örgütlerdeki saplantılı tutum ve davranışları sınırlı da olsa bir kitapta toplamak ve araştırmacılara saplantılı tutum ve davranışlara ilişkin ölçekleri de sunarak çalışmalarına katkı sağlamaktır.
Günümüzün dünyası giderek artan etkileşim, çeşitlilik, parçalanmışlık ve çapraşıklık özellikleriyle anılmaktadır. Son derece belirsiz olan koşullar risk, esneklik, çeviklik, yenilik, yaratıcılık, bilgi ve teknoloji gibi kavram ve olguların iş hayatındaki önemini artırmaktadır. Bu koşullarda bir yandan devasa firmalar hacimsel olarak küçülüp esnekleşerek küresel pazarların önemli aktörleri olurken öte yandan parçalanmış niş pazarlar küçük girişimler için fırsatlar sunmaktadır. Girişimcilik küreselleşen dünyada ulusal ekonomilerin en önemli gelişme dinamiklerinden birisidir. Atıl kaynakların aktive edilmesi, gereksinmelerin karşıla...
Halkla ilişkiler her geçen gün değişen hedef kitleleri ile birlikte kendisi de değişen ve gelişen bir yapıya sahip. Bu değişim beraberinde alanın içindeki bazı kavram ve konuların da değişimini tetikliyor. Özellikle kitle iletişiminde yaşanan hızlı teknolojik değişimler beraberinde hızlı psikolojik ve sosyolojik değişimleri getiriyor. Hedef kitleyle iki yönlü stratejik iletişim yönetimi olarak kısaca tanımlayabileceğimiz halkla ilişkilerin de bu değişim ve dönüşümü ıskalanmaması gerekiyor. Özellikle ‘yeni medya', ‘dijital medya' veya ‘sosyal medya' isimleri ile adlandırılan yeni iletişim ortamlarını kullanan hedef kitlelerin etkin takibi ve bu mecraların etkin kullanılması hedef kitlelerle iletişimini kesintisiz sağlaması gereken halkla ilişkiler için bir zorunluluk arz ediyor.
Girişimcilik hem toplum hem de insanlığın ilerlemesindeki itici gücü oluşturmaktadır. Tarihsel süreç içeresinde girişimciler kendilerine her zaman yer bulmuşlardır. İnsanların ticari faaliyetlere başladığı, para gibi değişim araçlarını kullanıldığı andan itibaren girişimciliğin varlığından söz etmek mümkünüdür. Dolayısıyla girişimcilik dinamik bir kavram olarak hem mevcut şartlara uyum sağlamış hem de bu şartların dönüştürücü etmenleri arasındaki yerini almıştır. Girişimciler ilk zamanlarda kaynaklara yön veren, onları toplum yararına kullanan kişiler olarak ele alınmaktaydı. Ticari kâr elde etme ise sonraları kavrama dâhil ...
This book presents what the training within industry (TWI) program is and how its presence affects the understanding of work standardization, focusing on the practical aspects of the implementation of work standardization in the elimination of human errors in manufacturing and service processes.
To explain the pronounced instability of the world economy since the 1970s, the book offers an important and systematic theoretical examination of money and finance. It re-examines the classical foundations of political economy and the creator of money. It assesses all of the important theoretical schools since then, including Marxist, Keynesian, post-Keynesian and monetarist thinkers. By presenting important insights from Japanese political economy previously ignored in Anglo-Saxon economics, the authors make a significant contribution to radical political economy based on a thorough historical analysis of capitalism.
This is a research-based book on whistle-blowing in organizations. The three noted authors describe studies on this important topic and the implications of the research and theory for organizational behavior, managerial practice, and public policy. In the past few years there have been critical developments, including corporate scandals, which