You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Ada Türklerinde (Sakız, Rodos, Girit, Kıbrıs) Eski Türkçe Basının Karakteristikleri Üzerine Bir Deneme Oğuz KARAKARTAL Tarihsel Bir Vizyonla Elen Solunun Ulusal Sorun'a Bakışı Nazım BERATLI Kıbrıs Türk Medyasında Özdenetim Uygulamaları Süleyman İRVAN Kıbrıs Türk Basını ve Barış Gazeteciliği Metin ERSOY Kıbrıs Cumhuriyeti Döneminde Kıbrıs Türk Basınında Kadın Haberleri: Bozkurt Örneği (1960-1963) Münevver KATA Basında Kadın Çalışan Olmak: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Örneği Gülay ASİT Sermaye-Basın İlişkisine Kısa Bir Bakış: Kıbrıslı Türk Basını Örneği Hakan KARAHASAN Bir Kimlik Temsili Sorunsalı: Kıbrıs(lılık) Örneği İzlem KANLI
Teknolojik gelişme ve ilerlemeler, toplumu ve toplumsal yapıyı derinden etkilemektedir. Bu etkilerden en önemlilerinden biri iletişimdir. İletişim olanaklarının gelişmesi ve iletişim ağlarının çeşitlenmesi, iletişim biçimlerini, sosyal, kültürel yaşamı, eğitim öğretim sürecini, gündelik yaşam pratiklerini, bireyler arası ve kitleler arası iletişimi yeniden şekillendirmiştir. İletişim, bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir (Dökmen, 2004, s. 19). Başka bir tanıma göre ise iletişim, kişi ya da örgütlerin hem içinde yer aldıkları toplumsal sistemle hem de bu sistemdeki diğer kişi ve örgütlerle uyumunu ve etkileşimini sağlayan teme...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili 1994-2016 yılları arasında yapılan tezsiz yüksek lisans, yüksek lisans ve doktora tezlerinin ele alındığı bu çalışmada tezlerin yapıldığı yıl, üniversite ve enstitü, tür ve konularına göre değerlendirilmiştir. Çalışmanın verileri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi ve Yakındoğu Üniversitesi’nin arşiv ve kataloglarından tarama yapılarak elde edilmiştir.
Heykeltıraş Münevver’i dinleyelim: ... Nâzım – Şimdi söyleyin bakayım, siz nasıl çalışacaksınız? diye sordu. Dedim ki: – Sizi, başınız yukarda, bütün büyüklüğünüzle göstermek istiyorum. Yine güldü. – Niye şablon işleyeceksiniz, kolay olduğu için mi? – Ben sizi bir kahraman, boyun eğmez bir kişi olarak göstermek istiyorum. – Yani kahramanın acı, üzünçlü zamanı olmaz mı? Eserde hayat arayın, hayat... Gerçeği arayın! Nâzım Hikmet’in gerçeğe olan saygısı burda da ortaya çıkıyor. İnsanın, –sevilen, yüceltilen insanın bile– tek yanlı, salt olumlu yanlarıyla verilmesine karşıdır. Nâzım’ın bu düşüncesini açı...
Adnan İslamoğulları, Kuyu’da, 12 Eylül’e giden yolun kişisel bir anlatısını, nahif bir aşk hikâyesinin gölgesinde, kuyuların içinden kendi içine seslenen genç bir ülkücünün, Yusuf Sancaktar’ın üzerinden anlatıyor. “Çanakkale’den Yemen’e, Sakarya’dan Balkanlara kadar “Hey on beşli on beşli” türküsüne şehit güftesi olarak düşen 1315 doğumluların üzerinde yükseldi bu devlet (…) Kabre sığmayan Ercüment Yahniciler, on dördünde Adem Pekmezciler, Mustafa Daşdangiller, henüz on beşinde bıyığı yeni terlemiş Balıkesirli Kemal Ürerler, sağır ve dilsiz Ahmet Sarpkayalar, Kenanlar, Bekirler, Hüseyinler. Bir iftardan sonra katledile...
“Beni bana hatırlatmıştı. Arkamdaki iskeleden homurtulu seslerle ayrılan vapurlar gibi, şimdiki zamandan ayrılan geçmişimin arkada bıraktıkları da ıssız bir vadiye doğru yol alıyordu. Ne vardı orada? Aşk mı? Hayır. Aşk hep ileriye bakar. O gelecektedir. Anda var olanın söz veremediğini fısıldar ruha. Bana kendini fısıldıyordu. Dinle-me-seydim o sesi, görmeseydim o elleri şimdi burada olmazdım. Bir simidin üzerine rasgele serpilen susamların, böyle narin, böyle umut saçan devinimlerle gelip de yanıp tutuşan ruhdanlığıma bir buz, bir katre devrim olacağını nereden bilirdim?” Ruhdanlık... Beril Erem’in yazınsal yetilerini keşfederken öykül...
None
Balkan Bir aile. Bir devletin çöküşü. Bir büyük dram. Balkanlar için için kaynıyordu. Balkan topraklarını yüzyıllardır terleriyle sulayarak yeşerten yurt evlatlarına göç yolları gözüküyordu. Ana kucağına dönme vaktiydi. Kimi yollarda kimi cephelerde şehit oldu. Roman, Selami Hoca ve ailesi etrafında yaşanıyor. Halide Alptekin, Balkan isimli kitabında, tarih sahnesine veda eden, kader rüzgârının önünde kuru bir yaprak gibi savrulan Osmanlı'nın yetimlerini ve Balkan'ı anlatıyor.
Mahmut Yesari’nin romanlarında toplumsal olarak en çok işlenen konulardan bazıları ise Tanzimat’la başlayan Türk modernleşmesinin, Cumhuriyet’le birlikte köklü değişmelere sebep olduğu yıllarda yaşayan Mahmut Yesari, bu değişimler karşısında duyarsız kalmamış ve romanlarında sıklıkla bu konuya değinmiştir. Modernleşme ve dolayısıyla Batılılaşma sonucunda kendi toplumuna yabancılaşmış kişilere yer verir. Bu kişiler çoğunlukla, zevk ve eğlenceye düşkün, sürekli yabancı kelimeler kullanan, toplumsal ve kültürel değerlerle bağ kuramayan bir karaktere sahiptirler. Mahmut Yesari bazı romanlarında ise fabrika işçileri, köy ve köylü, i...