You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Islam and International Law explores the complex and multi-faceted relationship of international law and Islam both as a religion and a legal order. Current debates on Sharia, Islam and the “West” often suffer from prejudice, platitudes, and stereotypes on both sides. The present book seeks to engage such self-centrism by providing a plurality of perspectives, both in terms of interdisciplinary research and geographic backgrounds. The volume thus brings together 20 contributions from scholars who cover pressing issues in fields such as the use of force in Islamic international law, Islam’s contribution to the development of diplomacy and the rule of law, controversies as to the role of...
Kadın konusu, hem dini sorumluluklar hem de haklar açısından günümüzde en çok tartışılan konulardan birisidir. İnsanlar, mutlu bir yuva kurup huzurlu bir hayat yaşama amacıyla evlilik yaparlar. Ancak birlikte aileyi oluşturan taraflar, zaman içerisinde hak arama mücadelesine başlamaktadır. Hâlbuki karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için çekişip duran iki düşman kutup değil, birbirini tamamlayan, yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. Câhiliye döneminden sonra İslâm'ın başlatmış olduğu bu iyileştirme süreci Hz. Peygamber'in vefatıyla birlikte giderek artan düzeyde kesintiye uğ...
Kürtler arasında yazılı eğitim olgusu yaklaşık olarak X. yüzyıla dayanmaktadır. Başta Anadolu’daki Kürtler olmak üzere diğer coğrafyada yaşayan Kürtler arasında eğitimin asıl unsurunu medrese kurumları yüklenmiştir. Bu medreselerde birçok değerli âlim ve aydın insan yetişmiştir. Gözde olan bu eğitim kurumlarında sadece Kürtler değil, Türk, Azerî, Arap, Endenozyalı, Çerkez, Çeçen, Laz, Gürcü ve Fars toplumlarında birçok genç insan yetişmiştir. Buralarda eğitim alan insanlar, ilmî yönden tam olarak yetiştikten sonra, yaşadıkları toplumlara dönerek, ilim ve ahlâkî yönden halkın eğitimini üstlendiler. Toplumu aydınlatma konusunda ö...
Modern dönemde oryantalist bakış açısının ve modernitenin etkisiyle geleneksel dinî formlara karşı septik ve eleştirel yaklaşımlar baş göstermiştir. Yeni bir söylemde bulunmanın revaçta olduğu günümüzde, asırlarca İslâm’ın sabiteleri kabul edilen birtakım hükümler ve değerler sorgulanır olmuş; adeta sabiteleri ve değişkenleri yeniden şekillendirme çabası içine girilmiştir. Tüm bu çabalar da İslâmî ilimlerdeki modern metodolojik problemleri, dinî ve fikrî savrulmaları beraberinde getirmiştir. Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın kelamı olduğunda Müslümanlar arasında hiçbir tereddüt ve ihtilaf söz konusu değilken, Kur’an’ın lafzın...
Denilir ki: “Kadının en büyük zenginliği doğurmak, en üstün mahareti de yoğurmaktır. Buna karşın kadına yapılacak en büyük ihanet ise onu cahil ve çaresiz bırakarak ele mahküm etmek ve eve hapsetmektir.” Şurası bir gerçektir ki insan unsurunun eğitilmesi ve geliştirilmesi, madenlerin/cevherlerin işlenmesi ve hayvanların yetiştirilmesinden daha önemlidir. Bundan dolayı yüce analık görevini ve sorumluluğunu kadının elinden almak, yeni nesilleri eğiteceği bilgi ve kültürden onu mahrum bırakmak, yani hangi gerekçeyle olursa olsun kadını okutmamak, açıkçası –en temel insan hakkı olan fırsat eşitliği ilkesinden hareketle- onu, tahsil imkanı...
Prof.Dr. İsmail E. Erünsal, Mustafa Birol Ülker ve Esra Karayel Muhacir tarafından hazırlanan İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu (1953-2015), Başvuru Eserleri Dizisi’nden Çıktı Yüksek Öğretim Kanunu’nun kabulü ve Yüksek İslâm enstitülerinin İlâhiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından Türkiye’de İslâmî ilimler alanında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısında önemli bir artış olmuştur. İdeal olan hem bu tezlerden diğer araştırmacıların yararlanabilmesini sağlamak hem de aynı veya benzer konuda mükerrer tezlerin hazırlanmasına engel olmaktır. İlâhiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu 1953-2015 yılları arasında yapılan 13.328 İlâhiyat tezinden ilim dünyasının haberdar olmasını sağlamak amacıyla TDV İslâm Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından hazırlanarak araştırmacıların istifadesine sunulmuştur.
Tabiatı gereği sosyal bir varlık olan insan, toplum halinde yaşama mecburiyetindedir. Yaşadığı ortamda hayatını idâme ettirebilmek ve kimi eksiklerini gidermek için de diğer insanlara ihtiyaç duyar. Toplu yaşama zorunluluğu, insanların birbirlerine karşı olan muamelelerinde sebât ve istikrârı gerektirir ki bu muamelelerin başında akit gelir. Tarih boyunca toplumun yapısı ve ihtiyaç duyulan hususlar da göz önünde bulundurularak insanlar arasında “akit” adı altında süregelen bu ilişkilerin hukuki bir zemine oturtulması da kaçınılmaz olmuştur. Böylece yapılan sözleşmelerde bağlayıcılık ve ahde vefa ön plana çıkarılmıştır. Ne var ki akdi...
Hanefî mezhebinin teşekkül süreci, temelleri sahâbe döneminde atılan ve tâbiûn döneminde bir gelenek haline gelen ehl-i re’y ekolünün temsilcileri, Ebû Hanîfe ve öğrencilerinin öncülüğünde başlamıştır. Bir mezhebin kurumsallaşmasında sonraki nesillerin kurucu imamlara aidiyet geliştirmesi, onların görüşlerini rivâyet ve tedvin etmeleri, çalışmalarını onların metotları çerçevesinde yapmaları ve mezhep eğitiminin kurumsal bir yapıya bürünmesi, büyük önem arz etmektedir. Ebû Hanîfe’nin öğrencilerinin ve sonraki nesil Hanefî fukahânın kuzey Afrika’dan Horasan ve Mâverâünnehir’e, Yemen’den Cezîre’ye kadar uzak şehirlere da...