You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Osmanlı İmparatorluğu, tarih kitaplarında sıkça karşımıza çıkan büyük zaferlerle, padişahlarla ve zaferlerle anılır. Ancak gerçekte, bu büyük imparatorluğun ardında az bilinen, unutulmuş ya da göz ardı edilen hikayeler de vardır. Bu kitap, Osmanlı’nın tarihini daha derinlemesine keşfetmek isteyenler için, saraylardan cephelere, günlük yaşamdan politik entrikalara kadar, pek çoğumuzun bilmediği yüzleriyle Osmanlı’yı sunuyor. Tarihin bu gizemli yönleriyle tanışırken, bazen şaşıracak, bazen de kendi geçmişimizle olan bağlarımızı yeniden keşfedeceksiniz. Osmanlı’nın karanlık köşelerinden gün ışığına çıkarmaya çalıştığımız bu hikayeler, sadece geçmişin izlerini değil, bugünümüzü de anlamamıza yardımcı olacak.
The rise of the modern Middle East from the ashes of the Ottoman Empire
Güneşin son ışıkları, sanki yas tutuyormuşcasına kan kırmızısına boyadığı El-Hambra'nın antik duvarlarına tutunuyordu. Bir zamanlar bir imparatorluğun kalp atışlarıyla atan Granada’nın üzerine, arnavut kaldırımlı sokaklarına uzanan gölgelerle birlikte kasvetli bir sessizlik çökmüştü. Geçmişin ihtişamı, kararan gökyüzüne doğru yankılanarak yavaş yavaş kayboluyor, geriye sadece geçmişi bilenlerin duyabileceği hüzünlü bir fısıltı bırakıyordu. Bu kayıp ihtişamın alacakaranlığında, kaderin eşiğinde bir figür duruyordu: Sayyida, ya da çoğunlukla bilinen adıyla Al-Hurra. Kalbi, memleketinin çöküşünün yaralarını taşısada ...
Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan “Kardeş Katli” meselesi, II. Murad’ın tahtından feragat ederek geride durması, Yıldırım Bayezid’in ölümü sonrası başlayan 11 yıllık taht savaşı gibi benzeri birçok olayın “Neden ve Niçin”ine verilen mesnetsiz cevap ve şiddetli itirazlar “Devlet gibi düşünmek” kavramının günümüzde tam olarak anlaşılamamasından kaynaklanmaktadır. Bu eserde, Osmanlı’nın Kuruluşundan, Son Osmanlı Sultanı Vahiduddin’e kadar geçen sürede “Devlet gibi düşünmek” kavramını tarihten örneklerle günümüz insanına yakınlaştıran Nilhan Osmanoğlu, padişahların evlilik politikalarını, devşirme sistemini, Osmanlı’da saltanat nâibeliğini, hânedan üyelerinin vakıf faaliyetlerini, sanat ve edebiyat ile iştigallerini ve daha birçok konuyu farkındalık oluşturacak bilgiler ışığında okuyucuya sunmaktadır. Bu kitaptan sonra kafanızı kurcalayan sorulara başka bir bakış açısı geliştireceksiniz.
Satılmakta olan kitabımız e.pub 2.1 veya e.pub 3.0 formatında akan metin olarak hazırlanmıştır. İçerik olarak basılı metin ile birebir aynıdır. Metin üzerine not alabilir, metin büyüklüğünü değiştirebilir, metin içinde arama yapabilir, beğendiğiniz bölümleri cihazınız destekliyorsa paylaşabilirsiniz. Birkez indirdikten sonra tekrar internet bağlantısına ihtiyaç duymadan dilediğiniz yerde okuyabilirsiniz. Anadolu'da Türk'ün yeniden dirilişini mayalayan Şeyh Edebalı'nın Romanı Selçuklu Ülkesi, Horasan'dan, Harezm'den ve diğer Türk illerinden gelen Müslüman Türklerin ve diğer milletlerin sığındığı bir barış ve refah ülkesiydi. Moğol i...
Bu kitap beyninizde farklı kapılar açarak, sizin farkındalığınızı arttıracaktır. Sizlerin seçilmiş kişi olduğunuzu hissetirecek. Farklı bir şekilde kişisel gelişiminizi
"Bu değerli çalışma, alanında donanımlı bir araştırmacı tarafından ciddi bir araştırma neticesinde hazırlanmış olup, çağdaş sorunlara yönelik sağlam ve cesur bir cevap niteliği taşımaktadır. Elinizdeki bu eser, ötekiyle olan ilişkilerde, çatışmayı değil, mütevazı bir onur çerçevesinde diyalog kurmayı esas almaktadır. Böyle bir çalışmaya müracaat etmekten ne öğrenciler ne de ilim adamları kendilerini müstağni sayabilirler. Kur’ân ve sünnet esaslı kurucu İslami metinlere duyulan güveni yenileyerek ve insanlığı iki cihan saadetine yönelten imkanlar sağlayarak, cesur içtihatlar ve özgün metinlerle Arapların ve Müslümanların sofra...
Türkler, M.Ö. 209 yılından itibaren tarihte 16 büyük devlet (imparatorluk) kurmuş, yüzyıllarca cihana hâkim olmuş; yönetimleri, kültür ve medeniyetleriyle örnek ve önder olmuş, soylu ve yüce bir millettir. Türklerin bu üstün başarılarının sırrı; güçlü ve köklü devlet ve yönetim yapısına; ilme ve hukuka, disiplin, adalet ve hoşgörüye dayalı yönetim anlayışına sahip olmalarıdır. Bu nedenledir ki Türk milleti tarih boyunca emperyalist ülkelerin himayesi ve sömürgesi olmamış; hür ve bağımsız yaşamıştır. Çünkü devlet kurmak ve devlet yönetmek Türklerin ruhunda ve geninde olan bir meziyettir. Nitekim ünlü Asya tarihçisi Rene Grusse...