You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
One of Turkey’s leading architects, Ali Osman Öztürk established his firm in Ankara in 1997. The latest IMAGES monograph portrays the work and evolution of the firm, at the gateway between Europe and Asia, in one of the world’s fastest-growing and dynamic economies. Featuring more than 200 images of the firm’s work in Turkey—including the firm’s hub in the capital, Ankara, as well as Istanbul and other cities, this monograph highlights why their work has won wide acclaim. Including over 80 projects, A Architectural Design: The Architecture of Ali Osman Ozturk portfolio includes international commissions, including Türk Telekom Headquarters, Tepe Prime, Panora Shopping and Life C...
From the Steppes of Anatolia… To the World of Global Law The first phase of my autobiography entitled “From the Steppes of Anatolia… To the World of Global Law” is a journey to my soul, written as an intimate conversation between friends. I explain the limitations I faced as a small boy weeding and herding donkeys and goats under the burning sun of the Moorland, and the struggle to turn my dreams into reality. I am very principled and hold strong values and I transformed my life through hard work. I share my story to hopefully serve as an example and inspiration to others. “From the Steppes of Anatolia to the World of Global Law” uses literary flare as it relates a true story, on...
“Nejdet Karstarlı, Antik Çağ’daki Urla’nın tarihi, ekonomisi, antropolojisi, kültürü, sanatı gibi tüm sosyal yapı özellikleri ile ilgili kapsamlı bir eser meydana getirmiş; büyük bir emek harcamış. Kendisini kutluyorum. Bu eser hem Urla’nın hem de bölgemizin tarihi açısından büyük kazançtır.” Yrd. Doç. Dr. Aydın YAKA “Filozoftan çok bir doğa bilimci olarak gördüğüm ve örnek aldığım Anaksagoras’ı, onun doğup büyüdüğü, denizin ve karanın bereketle kucaklaştığı doğasında bilgi birikimini oluşturduğu Klazomenai antik kentini Nejdet Karstarlı’nın anlatımıyla daha çok sevdim.” Prof. Dr. Ercan KIZILAY
This volume deals with different aspects of the creation and use of multilingual corpora. The term 'multilingual corpus' is understood in a comprehensive sense, meaning any systematic collection of empirical language data enabling linguists to carry out analyses of multilingual individuals, multilingual societies or multilingual communication. The individual contributions are thus concerned with a variety of spoken and written corpora ranging from learner and attrition corpora, language contact corpora and interpreting corpora to comparable and parallel corpora. The overarching aim of the volume is first to take stock of the variety of existing multilingual corpora, documenting possible corpus designs and uses, second to discuss methodological and technological challenges in the creation and analysis of multilingual corpora, and third to provide examples of linguistic analyses that were carried out on the basis of multilingual corpora.
In this collection of carefully selected papers connectivity is looked at from the vantage points of language contact, language change, language acquisition, multilingual communication and related domains based on various European and Non-European languages. From typological and multilingual perspectives the focus of investigation is on the grammatical architecture of a number of linguistic devices that interconnect units of text and discourse. The volume is organized along central concepts: A general section deals with connectivity in language change and language acquisition, subdivisions are devoted to pronouns, topics and subjects, the role of finiteness in text and discourse, coordination and subordination and particles, adverbials and constructions. The editors' preface introduces connectivity as an object of linguistic research.
Publishes papers reporting on research and development in optical science and engineering and the practical applications of known optical science, engineering, and technology.
Geçmişin sesini duyuran, duygularını aktaran hatıralar bir kutuya sığar mı? Dışarıda lapa lapa kar yağıyor. Derin örgü bebeği Pelin’le pencereden dışarıyı seyrediyor. Pencerenin önünden geçmekte olan Ali Amca ile köpeği Narin’e el sallamak isterken örgü bebeğini koltuğun arkasına düşürüyor. Onu almak için eğildiğinde de gözüne kırmızı bir kutu ilişiyor. O anda içeri giren annesine merakla “Bu kutunun içinde ne var?” diye soruyor. Kutunun içinde neler var acaba? Hep beraber bakmaya ne dersiniz?
LEYL OLMADAN LEYLA OLMA Şairler geceye karışmadan yıldızların ışığı yeryüzüne ulaşmaz. Bir parça geceyle mayalamaya çalışırken mısralarını, uykusuz gözlerine Leyla’nın aksi düşer. Sabah dedikleri de odur zaten. Leyla’nın leylden geldiğini bütün sözlükler yazar. Leylin gece anlamına geldiğini bilmeyenler ne bilsin; Leyl olmadan Leyla olmaz. Yıldızların en çok çölde parlaması bu yüzdendir. Mecnun bütün edebiyatçılar adına çöle düşmüştür. Bir meteor gibi düşmüştür çöle. Bir gece parçasıdır çölü aydınlatan. Mahrumiyetlerinden varlıklar devşirirken edebiyatçılar bir Mecnun parçası olur ve Leyla’nın şarkılarını s...
Bir “iktisada giriş” dersinden ve kitabından beklenenleri en geniş kapsamıyla içeren bir temel eser... Bu alandaki geleneksel-alışılagelmiş konseptleri eleştirel bir bakışla geliştirip genişleterek, iktisat biliminin bütün dalları hakkında geniş bir bakış açısı sunuyor. Kitabın “iktisada farklı bir giriş” olmasındaki farklılık, bu “tam teşekküllü” yapısından geliyor. Kitabı farklı kılan bir başka özelliği, Türkiye’de iktisat biliminin büyük ustalarından birinin, Fikret Şenses’in birikiminin ürünü olmasıdır. Konunun düşünsel arka planını çerçeveleyen bir “iktisadi düşünce tarihi” bölümü (Emre Özçelik’in ka...