You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Anayasalar, Kanunlar ve TBMM Kararları tarih araştırmalarında kullanılan ana kaynaklardandır. Bu eser Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Araştırmaları için seçilmiş tam metin Anayasalar, Kanunlar ve TBMM Kararları ile yine bu sınırlılık içerisinde seçilen bazı hukukî metinlerden oluşmaktadır. Elbette bütünü değil ama önemli bir kısmını içeren, bunların kronolojik olarak bir arada ve bu kapsamda alanında tek olarak istifadeye sunulan kaynak bir eserdir. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin bütün içeriği ile beraber Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi alanları yanı sıra Türk Hukuk Tarihi, İnsan Hakları ve Demokrasi, Vatandaşlık Bilgisi ve Sosyal Bilgiler alanlarında da istifade edileceği, bu alanlarda araştırma ve okumalar yapan öğrenci, öğretmen ve akademislerin ya da merakı olan herkesin faydalanabileceği bir eserdir. Bu eserde, Anayasalar ve Anayasa değişiklikleriyle ilgili Kanunlar dâhil, toplam 342 Kanun; 181 TBMM Kararı; 3 Bakanlar Kurulu Kararı; 13 Kararname; 2 Nizamname (Tüzük); 11 Yönetmelik ve Yönetmelik değişiklikleri olmak üzere toplam 552 metne yer verilmiştir.
A biography of the founder of modern Turkey that chronicles the ideas that shaped him When Mustafa Kemal Atatürk became the first president of Turkey in 1923, he set about transforming his country into a secular republic where nationalism sanctified by science—and by the personality cult Atatürk created around himself—would reign supreme as the new religion. This book provides the first in-depth look at the intellectual life of the Turkish Republic's founder. In doing so, it frames him within the historical context of the turbulent age in which he lived, and explores the uneasy transition from the late Ottoman imperial order to the modern Turkish state through his life and ideas. Shedd...
Türk edebiyatı, Tanzimat’tan sonra yeni bir yola girerek hayata bakış açısını ve muhtevasını zenginleştirmeye başlamıştır. Bu yürüyüş iki yüz yıla yakındır, nicelik ve nitelik bakımından git gide büyümektedir. Birçok tartışmaları içinde barındıran ve Yeni Türk Edebiyatı olarak anlam kazanan bu edebiyat, günümüzde hem sanat camiasında hem de bilim dünyasında varlığını ve önemini muhafaza ederek güncelliğini korumaktadır. Öyle ki Türkçenin, dünyanın en çok konuşulan dilleri arasında olan Arapça ve İngilizceden de öte âdeta yürüyen bir dil özelliğine kavuşması Yeni edebiyat sahasının kapsama alanını daha da genişletmiş ...
During the early republican period, architectural interventions in rural Turkey took the form of social engineering as part of the state's modernization and nationalization policies. Özge Sezer demonstrates how the state's particular programs had a powerful effect on rural life in the countryside. She examines the regime's goals and strategies for controlling the rural people through development projects and demographic shaping to create a strong Turkish identity and a loyal citizenry. The book outlines the implementation of new rural settlements, particularly following the 1934 Settlement Law, with a geographic focus on two cities - Izmir and Elazig - with varied socio-economic and ethnic standing in the state program.
Imperial Resilience tells the story of the enduring Ottoman landscape of the modern Middle East's formative years from the end of the First World War in 1918 to the conclusion of the peace settlement for the empire in 1923. Hasan Kayali moves beyond both the well-known role that the First World War's victors played in reshaping the region's map and institutions and the strains of ethnonationalism in the empire's "Long War." Instead, Kayali crucially uncovers local actors' searches for geopolitical solutions and concomitant collective identities based on Islamic commonality. Instead of the certainties of the nation-states that emerged in the wake of the belated peace treaty of 1923, we see how the Ottoman Empire remained central in the mindset of leaders and popular groups, with long-lasting consequences.
We live in an era in which knowledge generation alone can no longer work if it does not connect with the scientific developments in brain and cognitive domains. In our age, significant improvements in information and computer technologies are encouraged factors for scientists, researchers and instructors to re-build and re-design the knowledge. Nowadays an educational project as a scientific activity is considered to be more meaningful as long as it serves cognitive purposes. The scholars who are expected to be aware of the fact that they are living in the age of cognition, communication and computer, do not only deal with current educational problems but also have to try reconstructing and ...