You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Ahmedî bir kelâm söyledi kim İşiden dir zi ma’nî-yi mutlak XIV. yüzyılın ikinci çeyreğinin ortalarında doğan ve XV. yüzyılın ilk çeyreğinin ortalarında vefat eden Ahmedî, Divan Edebiyatı geleneğinin kurucusu; Eski Anadolu Türkçesi ile Osmanlı Türkçesi arasının da köprü şairi olması bakımından çok önemli bir yere sahiptir. İnişli çıkışlı bir hayat yaşamasına ve hem eğitimi için hem de eğitiminden sonraki şairlik hayatı boyunca çok fazla şehir gezip, çok fazla hâmîye intisap etmesine rağmen şiirleri, aruzu kullanımı, mazmun yaratımı açısından her zaman öncü olmayı başarmıştır. Sadece şairliği ile değil, aynı zamanda ...
Klasik Türk edebiyatı geleneği içerisinde “yıldızname” türünde kaleme alınan pek çok telif ve tercüme eserin bulunduğu bilinmektedir. Bu bağlamda çalışmaya temel teşkil eden Tercüme-i Eşcâr u Esmâr’ın söz konusu eserler arasındaki yerini tayin etmek, çalışmanın çıkış noktası olmuştur. Ansiklopedik bir mahiyete sahip olan Tercüme-i Eşcâr u Esmâr, ortaya koyduğu bilgiler doğrultusunda geçmişin astroloji bilgisi ile bugünün bilgisi arasında benzerlikler barındırması yönüyle dikkate değer bir eser konumundadır. Klasik Türk edebiyatının mevcut malzemelerinden biri olan gök cisimleri, bir beyitte ya da müstakil bir eserde karşımıza ...
Ben şâir değilim. Bunlar da bir şairin dizeleri değildir. Bu dizeler zamanın içinde, bir yerlerde, bir biçimde ortaya çıkmıştır. Onların ortaya çıkışı tümüyle tesadüftür. Sıradan bir anda, sıradan bir yerde, sıradan bir şekilde var olmuşlardır. Ancak bana göre bu dizelerin öyküleri gerçektir. Bu gerçeklik elbette kendine özgüdür. Ancak bu gerçekliğin doğadan kopmadığını öne sürmeliyim. Ayrıca onları duygudan çok akıl ve mantığa yakın bulurum.
None
None
Edebiyat tarihinde önemli bir yere sahip olan belagat türündeki eserler farklı asırlarda çeşitli şekil ve muhtevalarda karşımıza çıkar. Özellikle XIX. asrın ikinci yarısında çeşitli kademelerdeki okullarda okutulmak üzere yeniden ele alınan belagat konuları muhatapların seviyesi nazara alınarak tanzim edilmeye çalışılmıştır. Bu bakımdan pek çok isim muhtevaya önem vererek hacimli fakat kullanımı zor eserler kaleme almıştır. Çok yönlü bir kişi olan Ali Seydî Bey, farklı ihtiyaçlara cevap vermek üzere hazırladığı sözlüklerden edindiği tecrübeler neticesinde belagat konularını yeni bir sunumla ortaya koymuştur. Özellikle klasik şiirle ...
Bir dilin anlatım zenginliğini ve gücünü ortaya koyan, söz varlığının çarpıcı unsurlarından biri olan deyimler kimi zaman yüzyıllar boyunca hiç değişmeden kimi zaman da sözcüklerindeki değişikliklerle bugüne dek gelmiştir. Bu eserde Türkçenin tarihî dönemlerinden biri olan Eski Türkiye Türkçesinin deyimleri, döneme ait altmıştan fazla eserin taranması neticesinde ortaya çıkarılmış, anlamlandırılmış ve örneklendirilmiştir. Deyimlerin tarihî dönemlerdeki biçimleri, günümüz Türkiye Türkçesinde de yaşayan deyimlerin yüzyıllar içerisindeki serüvenini gözler önüne sermekte, deyimlerin geçmişine ışık tutmaktadır. Daha önce yayımlanmış Eski Türkiye Türkçesi döneminin söz varlığını içeren çalışmalarda bulunmayan, yeni deyimlerin yer aldığı ve mevcut deyimlerin farklı anlamlarının tespit edildiği bu sözlüğün Türk dilinde bir boşluğu doldurması, tarihî metinlerin anlamlandırılmasına katkı sağlaması en büyük temennidir.
Bayburtlu Şevket Bilâlî’nin bilinen tek eseri Divan’ı aracılığıyla hayatı, edebî kişiliği ve mezhebi ile ilgili bilgilere ulaşılabilmektedir. Eserin tespit edilen tek nüshası, M. Fatih Köksal’ın şahsi kütüphanesinde Yz. 37-D.14 numarada kayıtlıdır. Nüshada yer yer bulunan karalamalar, eklemeler, çıkarımlar ile bazı şiirlerin baş kısmına veya altına kısa kısa yazılan notlar, eserin müellif hattı yahut şairin gözden geçirdiği bir nüsha olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca eserin tertibine, nazım şekilleri ve vezinle ilgili hususiyetlerine dikkat edildiğinde klasik tertipten uzak bir divan olduğunu söylemek mümkündür. Şevket Bilâlî Divanı başlıklı çalışma, tespit edilebilen bilgiler ışığında son dönem mutasavvıf şairlerden birini, edebiyat tarihine kazandırmayı amaçlamaktadır.
Klasik şiirimizin en önde gelen eser türü olan divanlar, hâliyle bu alanda çalışan araştırmacılar tarafından da üzerine en çok çalışma ve yayın yapılan konuların başında gelmektedir. Zaman zaman aynı divan üzerine mükerrer çalışmalar da yapılmış hatta birbirinden habersiz olarak ikiden fazla kişi tarafından yayınlanan yahut tez olarak çalışılan divanlar da olmuştur. Merhum Haluk İpekten ile Mustafa İsen’in 1997 yılında Basılı Divanlar Kataloğu adı altında kitap olarak yayımlanan çalışmaları bu alanda önemli bir boşluğu doldurmuş ve literatür taramalarında baş ucu kitaplarından biri hâlini almıştır. İnternetin hayatımıza ye...