You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
''Ülkemizde, son on yılda, boşanma oranlarının geçmiş yıllara göre, yüzde 240 arttığı, aile mefhumunun bitirilmek istendiği bir çağa tanıklık ediyoruz. Bu nedenle evlilik hukukunu çok iyi öğrenmek ve öğretmekle mükellefiz...''
İsyan ve infiallere sebeb olan devrim kanunları 1920 yılından itibaren şu başlıklar altında incelenebilir: 1 Kasım 1922 Saltanat’ın kaldırılması. 29 Ekim1923 Cumhuriyet ilanı 3 Mart 1924 Halifeliğin kaldırılması 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat kanunu iptali 20 Nisan 1924 ŞER’Î yasaların kaldırılması 11 Kasım 1924 Medreselerin kapatılması 25 Kasım 1924 Teşkilat-ı esasiye kanunu ile şer’iyye mahkemelerinin kaldırılması 25 Kasım 1925 Şapka kanunu 30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviye’lerin kaldırılması 1 Kasım 1928 HARF devrimi… Devrim kanunları neticesi belirli bir süre, ülke toprakları sanki bir mezarlık haline dönüşmüş, itiraz edenler; İstiklal mahkemeleri - Takriri sükûn kanunu gibi, olgun aklın kabul edemeyeceği uygulamalarla binlerce masumun canı yanmıştır…
Mavlana Bahaüddin-i Veled - Seyyid Burhaneddin-i Muhakkık-ı Tirmizi - Şeyh Necmeddin Daye - Şems-i Tebrizi - Evhaüddin Kirmani - Ahi EVRAN – Fahreddin-i Iraki - Sadreddin Konevi - Hacı Bektaş-ı Veli gibi orta Asya kökenli şahsiyetler, yaşadıkları döneme damgasını vurmuşlardır. Ayrıca Endülüs ten Anadolu ya gelen ve Şam’da vefat eden Muhyiddin İbn-i Arabî’nin özellikle Konya ve Kayseri de oluşturduğu rüzgâr çok önemlidir… Muhyiddin ibni Arabî’nin iki seçkin öğrencisi, Sadreddin Konevi ve sonraki dönemde Davudi KAYSERİ bu toprakların evladıdır .… Mevlana Celaleddin Rumi’nin, hocası Seyyid Burhaneddin veli dolayısı ile Kayseri ilişkisi hiç kesilmemiş, daha sonraki dönemlerde kurumsal bir tarikat olacak olan Mevlevilik için oluşması gereken temel taşlarının mimarı, Seyyid Burhaneddin veli olmuştur.
MA’ARİF kelimesi; Güzellik, bilmek, öğrenmek, düşünmek ve inanmak gibi anlamlara gelmektedir… Kelime’ye, anlamının ötesinde yüklenilen sıfat ise; Şeyh’in sohbeti esnasında, müridleri tarafından tutulan not’ların kitab haline getirilmesidir. Tutulan not’lara kimi dönem makâlât ,kimi dönem ma’ârif ismi verilmiştir. Seyyid Burhâneddîn velî’nin üstâdı, sultânül ulemâ Bahâeddîn Veled’in “ma’arif’i ” bu sahada kaleme alınmış en önemli eserlerdendir. Mevlevi silsile’sinin, Bahaeddin Veled ile başlayan, Seyyid Burhaneddîn velî, Mevlânâ celaleddin Rumî, Şems-i Tebrizî , Sultan Veled, ayrıca aynı dönem, başka silsile sahibi ...
İman Edenlerin Kalpleri Allah'ın Zikriyle Huzura Kavuşmuştur. Dikkat Edin, Kalpler Ancak Allah'ın Zikri İle Huzura Kavuşur. Ra'd. 28
Timur Kocaoğlu için düzenlenen 3 kitaplık Armağan dizisinin bu ikincisinde Türkiye ile birlikte 6 ülkeden 49 Türkbilimci yazar, akademisyen, siyasetçi ve şair; bilimsel yazı, anı, şiir olarak katkı sunmuşlardır… Bu eserin birinci bölümünde Akartürk Karahan, Norman Graham, Harun Duman, Jamol Kamol anı yazıları ile; ikinci bölümünde Ahat Andican, Kayyum Kesici, Ali Taştekin, Büşra Demir-İzlem Demiralay, Canberk Kaçar, Ece Onural, Emin Oba, Erkin Emet, Ertuğrul Yaman, Eyüp Tugay Bahar, Ezgi İnal, Fatih Sakallı, Gizem Korkut, Gülşah Gödek Arslan, Gözde Salur, Hamit Karasu, Hande Züleyha Akata, Kamile Gülüm-Birsel Oruç Arslan, Kubilay Fener, Kürşat E...
States must develop new approaches, maritime policies, strategies and tactics to cruise through the contemporary maritime politics. Soft power, as well as economic, commercial, and logistics factors are of critical importance in establishing marine power. It is critical to promote maritime-related products such as films, serials, literature and art, maritime journalism, and maritime photography as part of governmental policies. Marine and maritime security challenges are becoming more important in today’s world. As a result of all these developments, the preparation of a multidimensional and comprehensive work on the oceans and seas at the global level has been brought to the agenda. Our b...
Araştırma dizimizin “Neden Öldürüldüler?” adını taşıyan, bu ilk kitabında on siyasi cinayet mercek altına alınıyor. Kitap, yakın tarihimize ışık tutarken ülkemizde işlenen aydın cinayetleri üzerine bir kez daha düşünmeye ve tartışmaya çağırıyor.
A Culture of Sufism opens a window to a new understanding of one of the most prolific and enduring of all the Sufi brotherhoods, the Naqshbandiyya, as it spread from its birthplace in central Asia to Iran, Anatolia, Arabia, and the Balkans between the fifteenth and seventeenth centuries. Drawing on original sources and carefully aware of the power of modern paradigms to obscure, Le Gall portrays a Naqshbandiyya that was devotionally sober yet not demysticized and rigorously orthodox without being politically activist. She argues that the establishment of this brotherhood in Ottoman society was not the product of political instrumentality. Instead the Naqshbandī dissemination is best explained in reference to a series of little-appreciated organizational and cultural modes such as proclivity to long-distance travel, independence from specialized Sufi institutions, linguistic adaptability, commitment to writing and copying, and the practice of bequeathing spiritual authority to non-kin.
Economic conditions; Turkey; sources; history.