You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
"Altın Silsile Yayınevi: ERKAM YAYINLARI Yazar: Prof.Dr.Hasan Kamil YILMAZ Altın Silsile Altın Silsile Sevgili Peygamberimiz, Ben sizin babanız makammdayım buyurmuş.Tasavvufî gelenekte de şeyh efendi baba, onun eşi anne.müridler kendi aralarında ihvan (kardeşler) olarak anılır. İşte o kutlu ananede soy kütüğü çok önemlidir. Ve bu manevî ailede Hazret-i Peygamber aleyhisselama kadar uzanan şecereye Altın Silsile denir... Sevgili Peygamberimiz'den merhum Üstad Mahmud Sami Ramazanoğlu'na kadar uzanan silsile-i şerifteki hazerâtın hayatlarına dair öz ve özet bilgileri bu kitapta bulabilirsiniz. "
Hanefî mezhebi, günümüzde Orta Asya'dan Balkanlara ve ayrıca Arap dünyasının bazı bölgelerine yayılmış bir mezheptir. Bu mezhebe ismini vermiş olan Ebû Hanîfe hicri 80/150 yılında vefat etmişse de mezhebin temelleri daha öncelere dayanmaktadır. Kûfe re'y ekolü, ehl-i re'y gibi isimlerle anılan fıkıh ekolü Hanefî mezhebinin ilk teşekkül dönemini oluşturmaktadır. Ebu Hanîfe'nin Kûfe'deki sosyo-kültürel şartlardan etkilendiği ve bu durumun fıkhına yansıdığı şeklindeki iddialar modern dönem İslam hukuku kaynaklarında sıkça dile getirilmektedir. Bu husus belirtilirken ya ihtimal belirten ifadeler kullanılmakta ya da örnek verilmeden geçilmektedir. Biz çalışmamızda bu etkilenmenin daha önceki dönemden kaynaklandığını düşünerek Kûfe re'y ekolü üzerinde durmamızın daha uygun olacağına inandık. Böylelikle etkilenmenin, Ebû Hanîfe merkezli olmadığına işâret ettik ve bunu geriye doğru yayarak yani Kûfe ekolünün ilk dönem fakihlerini de içine alarak muşahhas olarak ortaya konulmasına gayret gösterdik.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz Muhammed (s.a.v.)’e salat ve selam olsun. Ayrıca onun, hidâyet önderleri olan, yaşayışlarıyla doğru yolu gösteren ve izlerinden gidilen ashabına salat ve selam olsun. O ashab ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) haklarında şöyle buyurmuştur: “Benim ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz.” İslâm mezhepleri hakkında bir kitap yazmak yönünde, pek çok talep aldım. Anlaşılması güç bazı meselelerin kolaylıkla anlaşılmasını sağlayan, bazı hususları aydınlığa kavuşturan, kültürlü kesimin anlamakta zorluk çekmeyeceği ve İslâm mezheplerinin fikri önemini ortaya koyan bir kitap...
Günümüz ceza hukukçuları kanunilik ilkesinin ortaya çıkışını daha çok batıda ararlar. Bazı müelliflere göre, hukukumuzda Tanzimat öncesi dönemde, kısmi de olsa kanunilik ilkesinden bahsedilebilir. Diğer bazı müelliflere göre ise, ülkemizde İslam Hukukunun uygulandığı dönemde suç ve cezada kanunilik ilkesinden söz edilebilmesi imkânsızdır. Bütün bunlara ilaveten tazir suç ve cezalarında idarenin ve hâkimin yetkisi açısından nasıl bir suç ve ceza siyaseti uygulanacağı konusunda da tartışmaların ve bilgi eksikliğinin bulunması kanunilik ilkesini doktora tezi olarak çalışmaya bizi sevketmiştir. Kanunilik ilkesini bir araştırma konusu olara...
Bu eserde tanıttığımız; âlimlerimizin annelerinin hayatından asrımızın mü'min annelerinin alması gereken çok ders olduğuna eminiz. Çünkü onlar bizim yaşadığımız dertleri yaşamış ve sıkıntıya düşmüşlerdir. Bu yaşadıklarına rağmen sabır teslimiyet itaat ve Allah'a bağlılıklarından asla ödün vermemişlerdir. Bunca zor hadiseler onların Allah'a olan imanlarını artırmıştır. İman ehli her mü'mine hanım için eserde bahsedilen annelerimiz birer yol gösterici rehber olacaktır. Eserimizde annelerin İslam âlimlerimizin ilim dünyasındaki etkileri üzerinde duracağız. Bu serinin ilk kitabında eşlerini genç yaşta kaybeden annelerimizin çocuklarını nasıl yetiştirdiklerini onları nasıl âlim ettiklerini aktaracağız. Rabbim nasip ederse bir sonraki eserimiz olan "Âlim Yetiştiren Anneler 2" de bu sınırlamayı yapmadan âlimlerimizin annelerinin hayatlarına misafir olacağız.
Yüce Allah tarafından “âlemlere rahmet” ve “son peygamber” olarak gönderilmiş olan Hz. Muhammed (sav), Kur'ân-ı Kerim'de insanlığa “en güzel örnek” olduğu ifade edilmiştir. Öte yandan onun bir “beşer” olduğu da vurgulanmıştır. Dolayısıyla o, hem dünya hayatının şartlarına tabi bir beşer hem de ilahî vahye muhatap olan bir peygamberdir. Hz. Muhammed (sav) sadece bir peygamber olarak ilahî mesajı aktarmakla kalmamış, aynı zamanda bir fert, bir aile reisi, bir eğitimci, bir devlet başkanı, bir hâkim ve bir kumandan olarak bu mesajı hayatına yansıtmış ve örnek bir kişilik sergilemiştir. Sahip olduğu üstün özellikleri sebebiyledir k...
RELIGION IN THE LIGHT OF THE QURAN The True Islam Told by the Prophet Muhammad
Bir toplumun tarihinde ortaya çıkmış olan önemli belgeler, sözleşmeler ve antlaşmalar birer göstergedir. Bu göstergeler tarihin dönemeçlerine işaret ederler ve geçmişi yansıtırlar. Bizler bu belge ve göstergelere yaslanarak kendi geçmişimizi hatırlar ve nereden nereye geldiğimizi anlarız. Peki, Mecelle bugünkü gençliğe neyi hatırlatmakta ve ne anlama gelmektedir? Sanırım pek çoğu bunu duymamıştır, duyanlar da okumamıştır, okuyanlar da anlamamıştır! Duymayanlar haklıdırlar, çünkü Mecelle tarihimizin önemli bir belgesi olarak anlatılmaz! Duyup da okumayanlar da haklıdırlar, çünkü önemini kavrayamamışlardır! Okuyup anlamayanlar da haklıd...
Ülkemizde, en çok tartışma konusu olan meselelerden birisi de mezhepler... Bu kitap “Mezhepler Tarihini” kapsamlı olarak ele alan iki ciltlik bir serinin ilk kitabı. Bu kitapla “Fıkhî Mezhepler” hakkında bilgi sahibi olacak: Peygamberimiz zamanında mezhep var mıydı? Mezhepler nasıl ortaya çıktı? Mezhepler arasındaki farklar nereden kaynaklanıyor? Günümüze kadar yaşamayan sünni mezhepler hangileridir? Zeydiyye ve Caferilik hakkında neler biliyoruz? Taklit devri ne zaman başladı? Bir mezhebe baðlanmak şart mı? Mezhep deðiştirilebilir mi? Mezhepler teke indirilebilir mi? Mezhep fıkhı mı? İslam fıkhı mı? Mezhepsizlik nedir? Mezhep taassubunun sonuçları nelerdir? Mezhebe yaklaşımda aşırılıklar nelerdir? (...) gibi sorularınızın cevabını öðreneceksiniz...
İmam Cafer-i Sadık'a göre, Müslüman toplulukların en büyük sorunlarının başında gelen cehalettir. Bu nedenle toplumu aydınlatmak ve eğitmek için "medreseler" açtı. Buraya dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin dünyanın her yerinden talebeler aldı. Her dönemde öğrencilerinin sayısı 4.000'e ulaştı. Medresede öğrenciler, din bilimleri yani fıkıh, tefsir, hadis-i şerif, tecvid ve Kur'an-ı Kerim dersleri alıyorlardı. Ayrıca astronomi, kimya,i cebir ve tıp bilimleri de veriliyordu. Zaten İmam Cafer-i Sadık'ın Avrupa'da tanınmasına ve şöhret kazanmasına sebep olan bu fen bilimleridir. İmam Cafer-i Sadık, hiçbir zaman yöneticilik koltuğuna oturmayı ...