You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Sadruşşerîa’nın kelâmı ta‘dîl teşebbüsü ve varlık felsefesinin incelendiği bu çalışma, kelâm-felsefe ve Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından Sadruşşerîa’nın Mâtürîdî geleneğin hangi evresini temsil ettiğini ortaya koymaktadır. Çalışmada, Hanefî-Mâtürîdî geleneğin Râzî sonrası kelâmın kavramsal gelişimi ve mesele genişlemesine adaptasyonu Sadruşşerîa üzerinden gösterilmektedir. Sadruşşerîa’nın ta‘dîl teşebbüsünün genelde kelâm-felsefe, özelde ise Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından ele alınması ve anlaşılması gerektiği iddia edilmektedir. Mâtürîdîliğin müteahhir dönemine dair tes...
Batılı veya batı dilleriyle yapılan araştırmaların dayanağı, İran’da klasik felsefe eğitimini yüzyıllar boyu sürdürmüş geleneksel âlimler ve eserleri olmuştur. Bu âlimlerin 20. asırdaki en büyük temsilcisi ise Muhammed Hüseyin Tabâtabâî’dir. Telif ettiği felsefe eserleri ve klasik felsefe alanında yetiştirdiği aktif öğrencileri sayesinde, İran felsefe geleneğinin özellikle de 'Aşkın Hikmet Okulu' olarak bilinen Molla Sadrâ tarafından 17. asırda temelleri atılan felsefî sistemin dünyaya tanıtılmasında çok önemli katkılarda bulunmuştur. 'Aşkın Hikmet Okulu'nun öne çıkardığı en önemli kavram varlıktır. Varlık ile metafizik aras...
"Selahaddin Sonrası Eyyûbîler" kitabının yazımı sırasında Haçlı istilasının dehşetini atlatmak üzere iken soluğu Moğol istilasının dehşetinde aldım. Dillerin anlatmaktan, kalemlerin yazmaktan aciz kaldığı bu istilanın dehşetini önce Hârizmşahlılarda hissettim. Onlar kimdi, nasıl insanlardı? Sorumun cevabı, beni Moğol istilasına götürdü. İstila ile ilgili kaynakların arasına daldıkça içimden ne okumak ne anlatmak geldi. Hakikaten hem okumak hem anlatmak için kendimi her safhada zorladım. Her safhada biz Müslümanlar olarak bunu yaşamış olamayız, dedim. Kalemim elbette o dehşeti size kamilen duyurmakta aciz kaldı. Belki onu size duyurmakta bir sakınca gördüm de mümkün oldukça sathi anlattım. Ama ona karşı dehşetin arka planını size duyurmak ve yaşananların nedenlerini sizin zihninizde berraklaştırmak için elimden geleni yaptım.
Kimliklerin katı kalıplardan çıkıp, gitgide daha akışkan bir nitelik kazandığı günümüzde, mutlak ve tek kimlik fikrinin yerini, zamana, mekâna ve kişiye göre şekillenebilen kimlikler fikri almaktadır. Bu çerçevede, Ermeni kimliğine dair geleneksel yaklaşımlar da sorgulanmakta ve konu, disiplinlerarası çalışmalar ve yeni bakış açılarıyla ele alınmaktadır. Ekim 2016’da İstanbul'da yapılan ‘21. Yüzyılda Ermeni Kimliğine Eleştirel Yaklaşımlar: Kırılganlık, Direnç ve Dönüşüm’ başlıklı konferansta, Ermeni kimliğine ilişkin çeşitli yaklaşımlar ve bu yaklaşımların kimlik araştırmaları ile ilişkisi tartışıldı. Ermenilerin, ü...
"Okuduğum Kitaplar” notları, Aziz Nesin’in de defalarca belirttiği gibi, eleştiri yazısı olarak değerlendirilmemeli. Bunlar bir yazarın okur olarak tuttuğu, kendi kişisel beğenisini, kendi öznel görüşünü yansıtan notlardır. Bu notlarda benim en çok dikkatimi çeken, bana en ilginç gelen, Aziz Nesin’in düşünsel dürüstlüğüdür. Yazarı kim olursa olsun, ne kadar tanınmış olursa olsun, Aziz Nesin genel yargıya kendini teslim etmeden, kendini akıntıya bırakmadan, bir kitabı eleştirmekten, hatta kimileyin yerden yere vurmaktan çekinmemiş. Her an tetikte olduğu kesin.
Bu çalışma İstanbul Teknik Üniversitesi/İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü/ SBE Müzikoloji ve Müzik Teorisi/MJT programı doktora tezi çalışmaları kapsamında hazırlanmıştır. Etnomüzikolojide dilbilimsel yaklaşımlar teoretikal perspektifleri ekseninde ses bilgisi/şekil bilgisi/söz bilgisi ölçütleri çerçevesinde lektoloji/fonoloji/müzikoloji performans özellikleri düzeyinde yapılandırılmıştır. 2012-2019 yılları arasında Prof. Erol Parlak danışmanlığında hazırlanmış olan İstanbul Teknik Üniversitesi/İTÜ Bilimsel Araştırma Projesi/BAP verileri Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı/ÖYP kaynak aktarım bütçesi kapsamında Erişçi Elektronik S...
“Geçmişten geleceğe tarih içinde yolculuk yaptığım Mezopotamya Ekspresi’ne Lübnan’da, Beyrut’ta bindim sayılır. Beni, Irak Kürt lideri, daha sonra Irak tarihinin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olacak olan Celal Talabani ile Beyrut’ta Suriyeli Kürtler tanıştırdı. Ben de yıllar sonra Irak Kürt liderini, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ile tanıştırdım. Türkiye, Kürtler olmadan, tarihle yüzleşmeden Ortadoğu’ya açılamayacağını, sınırları aşamayacağını öğrenmeye başladı. Yaklaşık yüz yıl önce, Ortadoğu bölgesinde, ulus-devlet formatında kurulmuş bir ülkenin, kuruluş dogmalarına göre varlığını devam ettirmesi mümkün görünmü...
Yar Yayınları - THKP-C DAVA DOSYASI
Kavram tarihi ile şiir kuramının, kanon tartışması ile edebiyat tarihinin iç içe geçtiği bir kitap İmgenin İcadı. Daha önce İmkânsız Özerklik’te modernist şiirin estetik dirençle karşılanmasının tarihsel nedenlerini inceleyen Yalçın Armağan, bu kitapta, İkinci Yeni’ye gösterilen direncin zaman içinde nasıl kırıldığını, başlangıçta “anlamsız” bulunan şiirlerin “imgeci şiir” adıyla nasıl kabul gördüğünü ele alıyor. 1952 ile 1983 arasında şiir alanındaki hayli tartışmalı döneme odaklanarak, imgeyi tanımlamanın değil; imge kavramının nasıl ortaya çıktığının, bu kavrama niçin ihtiyaç duyulduğunun, “Şiir imge sanatıdır” önermesini Nmeşrulaştırmak için hangi argümanların ileri sürüldüğünün peşine düşüyor. İmgenin İcadı, İkinci Yeni’yi imge kavramının dönüşümü açısından yorumlayarak alternatif bir şiir tarihi sunduğu gibi, edebiyat kurumunu analiz etmek için bir yöntem de öneriyor.