You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
None
None
Bu kitapta içinde özdeşleyim ilişkisi bulunan çocuk şiir örnekleri yer almaktadır. Özdeşleyim kısaca ifade edilecek olursa şairin/öznenin kendisini farklı bir varlıkta hissetmesi; iç dünyasını farklı bir varlığın duygusal ve fiziksel özelliğine göre tanımlamasıdır. Çocuk Şiirlerinde Özdeşleyim başlıklı kitap dört ana bölümden oluşmaktadır. Kitabın birinci bölümünde “çocuk”, “ilk gençlik”, “çocuk şiiri”, özdeşleyim” ve “empati” kavramları hakkında bilgiler yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca “çocuk özdeşleyim şiirleri” hakkında bilgiler verilmiştir. Kitabın ikinci bölümünde çocuk şiirlerinde özdeşleyim ...
Bu çalışma Trabzon Gazi Anadolu Lisesi tarafından 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı'nda "2204-A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması-TÜBİTAK" kapsamında hazırlanmıştır. Ücretsiz paylaşılan kitap, antoloji formatındadır. Kimi şiirler seslendirilmiş olup ilgili şiirin sayfasına yerleştirilen kare kodla seslendirmelerine ulaşmanız mümkündür. Keyifli okumalar.
Referanslarını geçmişlerinden almayan hiçbir kültür ve medeniyet, yaşama ve hayatta kalma mücadelesinde başarıya ulaşamamıştır. Yaşadığımız topraklar üzerinde bizi birbirimize bağlayan değerler ve hepimizi buluşturacak ortak nokta, inançlarımız, tarihî kimliğimiz, kültür ve medeniyet sahasındaki beraberliğimizdir. Millet olarak mazimiz temizdir. Tarih boyunca karşılaştığımız birçok olay, şahit olduğumuz birçok gelişme bizi köklü geçmişimizden koparamamıştır. Bilinçli bir şekilde, bizi ve inandığımız değerleri yok etmek isteyen yabancı kültür ve medeniyetler, arzu ettikleri başarıya ulaşamamışlardır. Özellikle günümüzde d...
Prens Sabahaddin, II. Meşrutiyet devrinde fikir ve aksiyon adamı olarak ön planda yer aldı. O, Osmanlı Devleti’nde radikal fikrî arayışların gündeme geldiği bir sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin jakoben tavırlarına maruz kalan ve bu tavırlara karşı çıkan bir Osmanlı aydını olarak tanındı, bilindi. Osmanlı toplumunun ihtiyaçlarına uygun olabilecek nitelikte bir reform programını geliştirmeye çalışan Prens Sabahaddin, fikir yönünden sosyal hayatta Özel Teşebbüs’ü, devlet yönetiminde ise Adem-i Merkeziyet fikrini benimsedi. Özel Teşebbüs düşüncesi onu, ilk Osmanlı liberallerinden biri durumuna getirdi. O’na göre Osmanlı toplumunun kurtuluşu Ferdiyetçiliğin geliştirilmesine bağlı idi. Bu sebeple, Osmanlı ülkesinde siyasî reformlardan önce, sosyal reformlara ihtiyaç vardı. Durkhaim Sosyolojisi’nin Ziya Gökalp tarafından İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin fikir organı haline getirilmesi ve bu cemiyetin olumsuz yaklaşımları, O’nun büyük ölçüde ihmal edilmesine, hatta unutulmasına yol açtı.
Osmanlı İmparatorluğu, 600 seneyi aşkın ömrüyle güçlü döneminde de zayıf döneminde de dünya siyasetinin hep merkezinde olmuş, tarihin en önemli aktörleri arasında yer almış bir devlettir. Sultan II. Abdülhamid, her şeyin sona erdiği düşünülen bir dönemde ortaya çıkmış ve otuz üç yıl süreyle devleti ayakta tutmayı başarmıştır. O, bugün bile çokça konuşulup tartışılan birisi olarak tarihteki yerini korumaktadır. Bu eser, Sultan II. Abdülhamid’e en yakın isimlerden biri olan Tahsin Paşa’nın tarihin en cilveli bir döneminde Yıldız Sarayı’nda yaşadığı ve şahit olduğu olaylardan bahsetmektedir. Kitapta uluslararası diplomatik ilişkilerden ülke yönetimine, Ermeni Meselesi’nden Filistin topraklarına Yahudilerin yerleştirilmesi teşebbüslerine, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin faaliyetlerinden Padişah’a sunulan jurnallere, sarayda olup bitenlerden bürokraside yaşanan çekişmelere kadar birçok konu ilk ağızdan anlatılmaktadır. Eser, tarihçiler ve tarihe ilgi duyanlar için belge kitap niteliğinde…
Osmanlıca öğrenmek, Osmanlı kültür ve medeniyetini anlama ve bilmede ilk ve en önemli adımlardan biridir. Bizler, atalarımızın altı yüzyıldan fazla bir süre kullandıkları ve tarih sahnesinden çekildikten sonra arkalarında milyonlarca eser bıraktıkları bir mirasın insanlarıyız. Bu büyük mirası değerlendirmek, yorumlamak, yeni araştırma ve inceleme eserleri ortaya koymak, bizi geçmişimizle buluşturan köprüleri yeniden kurmak, hatta sağlamlaştırmak Osmanlıcayı bilmekle mümkün. Bu yüzden de millet olarak tarih, kültür ve medeniyetimizle barışık olmak zorundayız. Çünkü millet olarak yaşamak, ayakta kalabilmek ve varlığımızı sürdürebilmek buna bağlıdır. Mevlâna’nın Mesnevî’sindeki bu hikâyelerle Osmanlıcayı öğrenmek arzusundaki okuyucularımız, medeniyet yolculuğunda önemli bir kapıyı aralamış olacaklar.