You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
31. sayımızla huzurlarınızdayız. Dijital imkanların artık ucu bucağı görülmeyecek şekilde genişlediği bir dönemde yaşıyoruz. Yapay zekanın yapabildikleri şaşırtmaya devam ediyor. Birkaç ay gibi kısa süre içinde alabildiği mesafeler nereye kadar gidebileceği konusunda da soru işaretlerini muhafaza ediyor. Yapay zeka çağında metin yazarlığı, hikaye anlatma becerisi; ayrıca çeviri, metin düzeltme işleri ters yüz olacak gibi görünüyor. Bu mesleklerin tamamı meydan okumalarla karşı karşıya. Öyle ki belli şirketler etik olarak bir süre yapay zeka çalışmalarına ara vermek zorunda kaldıklarını açıkladılar. Kitapların dünyası da kuşkusuz...
Hiç unutmuyorum, genç kardeşlerimden biriyle, ilgi duyduğumuz konferanslardan birine katılmıştık. Genç arkadaşım uzun süre konuşmacıyı muhabbetli nazarlarla süzmüş, ağzından çıkan cümlelerin çoğunu not etmiş ve sona doğru mest olmuş bir yüz ifadesiyle bana doğru dönüp aynen şöyle demişti: - Süleyman Abi, adamın anlattıklarından daha çok şu tatlı üslubu var ya, gerçekten bitiriyor beni. Çok önemli bir meseledir “üslup” meselesi, hem olumlu hem de olumsuz manada “bitirebilir” insanı. Mâlumunuz, tatlı dil yılana dahi tesir eder, sözün bazısı savaşı bile sona erdirir, şahsiyetli bir kişilik ortaya koymak halk dilinde “samimi...
İnsan azizdir, çok kıymetlidir, pek değerlidir, bu doğru; lakin insan ilahî bağlamdan koptuğu anda amacını yitiriyor, anlamını kaybediyor, kıymetini düşürüyor. Dünyadaki tüm dramların, vahşetlerin, huzursuzlukların, kötülüklerin ve mutsuzlukların temelinde, ilahi bağlamından kopmuş insanın haddini aşması vardır. Başıboş değiliz bu alemde, sonsuz nimetler içindeyiz, sorumluluklarımız büyük, yeryüzünün vebali omuzlarımızda. Hayallerimiz sınırsızdır, sonsuza uzanır. Hayatlarımız ise belirli sınırlılıklar ve sorumluluklar içinde geçer. Çünkü insan olmak, bir “ben” taşımak, Allah’ın varlığa bahşettiği en büyük ema...
Anneni, Babanı ve Kardeşlerini Gerçekten Tanıyor musun? Bir zamanlar “elektrikler giderse insan ailesiyle yakından tanışır” derlerdi, çünkü o vakitlerde bir kandil ya da mum etrafında sohbet edilir, tatlı muhabbetlerden bahis açılırdı. Yüzler tebessüm eder, hoşça vakit geçirilir, “sahi ne iyi oldu da karanlığa gömüldük, bu vesileyle içimiz aydınlandı” mırıltıları dökülürdü dudaklardan. Sonrasında elektrikler de gitmez oldu, bir araya gelinen zaman dilimleri hızla azaldı, daha da “ben” odaklı hayatlar yaşadık, bitmek bilmeyen koşturmacalardan dolayı adeta kendi içimize düştük, kimseyi dinleyecek, kimseyle özel ilgilenecek vakit bu...
Kimsenin Aklına İhtiyacın Yok mu? Temmuz ayında kâh konferanslar kâh bazı hususi ziyaretler vesilesiyle Anadolu’daydım, Karadeniz hattındaki neredeyse tüm şehirlerimizi ziyaret ettim, birbirinden farklı gençlere selam verdim, hâl hatır sordum. Rize yaylalarından birinde, 12-13 yaşlarında, mısır satan bir genç geldi yanımıza, epey cesur ve girişken hâli dikkatimi çekti. Yaşıtlarının birçoğu iletişim becerileri anlamında sınıfta kalmışken ve tabletlere gömülmüşken, o çok rahat ve doğal bir şekilde gelen misafirleri karşılıyor, küçük çaplı ticaret yapıyordu. Mısırı bahane ederek sohbet ettim biraz. Kendisine “sana satış taktikler...
Üsküdar bereketli bir yer, bol ilham veriyor insana. Şu yazı yazılmadan önce, Okur Dergisi Editörü Yusuf Temizcan “gel biraz Üsküdar’ın sokaklarında yürüyelim, sonra bir sahafa gideriz, yazı öncesi çok iyi gelir” dedi, teklifini kabul ettim, muhabbetle yürümeye başladık. Sakin adımlarımız bizi sahaflardan birine götürdü. Epey olmuştu doğrusu, eski bir dostu kucaklar gibi kitaplara sarıldık, gözlerimize heyecan geldi, merakla nazar ettik kitap-yazar isimlerine, parmaklarımız bir o kitabı bir bu kitabı çıkardı yerlerinden, rafların tozunu epey bir yuttuk. İçerideyken birbirimizi kaybettik, adeta farklı bir dünyaya daldık. Binbir çeşit kitab...
Her Neredeysen Orayı Güzelleştir Geçtiğimiz ay Ankara, Yozgat, Çorum ve Bartın hattında yolculuklarımız oldu. Çeşitli vesilelerle genç dostlarımızla bir araya geldik, kâh “yazmak ve yaşamak” üzerine, kâh “mana medeniyeti” konusunda söyleşilerimiz oldu. Dergimizi diri tutan, ümidimizi çoğaltan ve sorumluluklarımızı hatırlatan seyahatler bunlar. Gençlerle birebir tanışma, gündemlerindeki sorulara bizzat şahit olma ve hayatı ıskalamama çabası bir bakıma. Şehir şehir ilerlerken, okuyucularımızdan biri kendi okuluna da davet etti bizi. “En azından bir çay içelim birlikte” dedi, kırmadık ve yanına uğradık. Neredeyse bin öğrencin...
Hicretin dokuzuncu senesinde gerçekleşen Tebük seferi her bakımdan çok zordu: Kavurucu sıcak ortalığı yakıyordu, kuraklık artmıştı, kıtlık söz konusuydu, gidilecek mesafe çok uzaktı ve düşman olarak Bizans’ın güçlü ordusuyla karşılaşılacaktı. Zorluk gazasıydı adeta. Peygamber Efendimiz savaş için hazırlık yapılmasını emrettiği zaman mevsimin olumsuzlukları gözlerde büyüdü, ürünlerin hasat zamanı oluşu akılları bulandırdı ve yaz sıcağında böyle zorlu bir sefer yerine güzel yemişli ağaçların gölgeliklerinde oturma düşüncesi doldu kalplere. Adeta bir “isteksizlik, heyecansızlık” rüzgarı eserken Medine’de, Allah’ın ...
CAMİLERİ GENÇLEŞTİRELİM, VAR MISIN? Geçtiğimiz ay, dergimiz baskıya gitmeden önce, İkitelli’deki Erkam Yayınları’nın merkezinde, öğle namazı için mescitte toplanmıştık. Kıymetli Abdullah Sert Abimiz, farza durmadan önce, henüz inşaat aşamasında olan ve bulunduğumuz noktadan rahatça görülebilen camiye doğru bakıp şöyle dedi: - Görüyor musunuz, çalışanlardan biri inşaat alanında namaz kılıyor, tam fotoğraflık manzara. Hep birlikte pencereye yöneldik, caminin inşaatında çalışan o işçinin henüz beton halindeki düzlükte namaz kılışını seyrettik. O sırada, Mehmet Lütfi Arslan Abimiz şöyle dedi: - Her iki manada da camiy...
Allah’ı Unutan Kendini Hatırlamaz Sosyal medyanın hayatımızın her alanına yayılmasıyla birlikte, çılgınca bir paylaşım çağına da girmiş olduk. İfşa etmediğimiz hiçbir duygumuz, dile getirmediğimiz hiçbir düşüncemiz kalmasın isteniyor adeta, diğer taraftan “daha fazla görünmelisin, daha çok göstermelisin” telkini yağıyor dört bir yandan. “Kesintisiz etkileşim ve iletişim olmazsa yaşayamam” diye düşünenler, internetsiz ortamlarda bunalım geçirenler var. Anlık konum bildirmek, ne yediğini dakikasında paylaşmak, her sabah ne giydiğini ilan etmek, saat başı duygu durumu güncellemesi yapmak, her an video çekip yayınlamak, birçok insa...