You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Irak-İran savaşını konu alan "Da Romanı"nın adını birçok kez duymuştum. Fakat romanın içeriği hakkında yeterince bilgiye sahip değildim. Yayın evi romanı düzeltmem için bana gönderdiğinde oldukça heyecanlandım. Kitabı kabataslak şöyle bir okuyunca, bu kitabın yaşanmış bir tarihi tüm detaylarıyla ortaya koyan nadide eserlerden biri olduğunu fark ettim. Savaşın yaşandığı ülkelerdeki kadınların ve çocukların yaşadıkları kıyımları hepimiz az çok tahmin edebiliriz. "Da Romanı", yaşanan bu psikolojik ve sosyolojik tabloyu biz okurlara birebir sunuyor. Bu romanı okuduktan sonra günümüz savaşlarının toplu katliamdan başka bir şey olmadığı bilinci bende bir kez daha yerleşti. Neredeyse her bir sayfasında savaşın gerçek yüzünü ortaya koyan farklı bir anı anlatılmış. Onun için "Da Romanı"; okurunu sıkmayan, sürükleyici, tarihe ışık tutan ve kendi alanında eşsiz bir eserdir. Eğitimci Yazar Emine YALÇIN TUĞRUL
Hazret-i Pîr Abdüsselâm el-Esmer ve tarîkati hakkında daha geniş mâlumat verecek bir serinin önsözü mâhiyetindeki bu sevimli eserin ilk bölümü, Kâdirî tarîkatine ayrılmış olup, ikinci bölümde Arûsî tarîkati anlatılmaktadır. Türkiye’de neredeyse hiç tanınmayan bu tarîkat hakkında, kendisi de bir Arûsî şeyhi olan Filibeli Ahmed Hilmi Bey tarafından kaleme alınmış ve tarîkatin Türkiye’deki seyrini de okuyucuya sunan ve bugüne kadar yayınlanmamış fotoğraflarla zenginleştirilmiş değerli bir kaynak.
None
This is an annotated translation of what is perhaps the most important Ottoman literary source for the Islamic monuments of the Ottoman capital, Istanbul: Hafız Hüseyin bin Ismail Ayvansarayî's Hadikat al-Cevami (The Garden of Mosques). Long recognized by Turkish scholars as a unique source for the city's architecture and urban form, the text, which was completed in 1195/1780 and revised and enlarged between 1248/1832-33 and 1253/1838 by Ali Sati, contains separate descriptions of each of Istanbul's more than 800 mosques, plus accounts of its medreses, tombs, tekkes and other monuments. The annotations place each of these buildings within the city's urban plan and provide biographical information about the patrons, architects and other personalities mentioned in the text. An introductory essay gives an account of Ayvansarayî's life and works, describes the various manuscript versions of the text and reviews the cartographic resources available for the study of Istanbul's urban form.
Ekrem Hakkı Ayverdi için Rıhlet Tarihi. Ekrem Hakkı Ayverdi Biyografisi. Kubbealtı Akademisi Kültür ve San'at Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi Hat Koleksiyonu Envanteri. Ekrem Hakkı Ayverdi ve Türk Mimarlık Tarihi Araştırmalarında İnsan. Temel Kültür Müesseselerimizden Darülhadisler. Yapı Mühendisliği ve Sanayi Devrimi. Eski Türk resim ve Minyatür Sanatında Kadın Tasvirleri. Lale Devri Öncesi Bir Osmanlı Eseri, Balat Ahrida Sinagogu restorasyonu. I. Dünya Savaşı Arefesinde İngiliz Hükümetinin El Koyduğu Gemiler ve Türk Kamu Oyu. Sadrazam Rüstem Paşa'nın vakıfları. saruhanoğulları ve Mevlevilik. Yeni Bir kaynağın Işığında Somuncu Baba. İstanköy Adasında Osmanlı Dönemi Yapıları. Manisa Mevlevihanesinin Restorasyonu, Tenkid ve Teklif. Türklerde Gaza Geleneği. Fatih'in Son Seferi Hangi Devlete Karşı idi. Türk Musikisinde Usul-Vezin Münasebeti. Bilgi Çağında Eğitimi Bekleyen Meseleler.
Hasan Nasrallah’ın sadakati ve doğru sözlülüğü, dost, düşman herkesin malumudur. Aslında o, sadakati, Hizbullah’a zafer kazandıran ana faktör veya en önemli sebep olarak görür ve böyle inanır. Şöhret peşinde koşmamak ve iki yüzlülükten uzak durmak, Seyyid Hasan’ın diğer ahlakî özelliklerindendir. Hasan Nasrallah’ın özveri ve fedakârlığı da Arap dünyasının ileri gelenlerinden ve liderlerinden biri olarak, benzersizdir. Nitekim elinizdeki kitapta ayrı bir bölümde ele alınan oğlu Seyyid Hadi’nin 1997’deki şehadeti, Hizbullah’ın günden güne ilerleyen hareketi üzerinde ciddi etkiler bırakmıştır. Nasrallah, Velayet-i Fakih düşünce...
Hurufilik, Fazlullah tarafından XIV. yüzyıl Ä°ran’ında kurulmuÅŸ, izleri XVII. yüzyıla kadar Anadolu ve Balkanlarda takip edilebilen mistik ve felsefi bir akımdır. HurufiliÄŸi iki dönemde deÄŸerlendirebiliriz: Birincisi, akımın Fazlullah ve öğrencileri tarafından kurulup temellerinin Ä°ran ve Azeri topraklarında atıldığı yaklaşık yarım yüzyıllık bir dönemi kapsar. Ä°kinci dönem ise Aliyyu’l A’lâ, Mir (Seyyid) Åžerif, Seyyid Nesimî ve Refi’î gibi Hurufi düşünürlerinin Fazlullah’ın ölümünden sonra Anadolu ve Suriye’ye geçmeleriyle baÅŸlayıp XVII. yüzyılda Balkanlarda devam eder. HurufiliÄŸin bu ikinci döneminin Osmanlı topraklarÄ...