You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Her yörenin bir tarihi vardır. Ancak bazı yöreler vardır ki, üzerinden tarihin suları çok coşkun akmış, akarken sel yapmıştır. Eynesil yöresi de yakın tarihin fırtınalarında sürüklenmiş, çok badirelere tanık olmuş, yörenin yaşadığı tarihsel fırtınaların izleri günümüze dek ulaşmıştır. Modern çağda Türkiye’de “yerel tarih” hak ettiği yeri henüz bulamamıştır. Bunun en açık ve acı örneği, büyük fedakârlıklarla araştırmalar yaparak, ülke tarihi için önemli sonuçlar ortaya çıkaran, ancak her koşulda “yerel tarihçi” tanısıyla ötelenen tarih araştırmacılarının varlığıdır. Esasen, yerel tarih olmadan, yani mikrolar ortaya konulmadan, bu yapı taşları kullanılmadan “genel tarih”in eksiksiz olacağı düşünülemez. Bu eserde, Eynesil çok yönlü olarak ele alınmıştır. Ad menşei, tarih, kültür, sosyokültürel yaşam, ekonomi, nüfus, coğrafya, yaylacılık, spor, eski eserler, köprüler, mezarlar, dokumalar, sözlü edebiyat ürünleri, hatıralar ve daha birçok şey Eynesil özelinde bu çalışmada yer almaktadır.
İnsan yaşamının vazgeçilemez unsurlarından biri olan mekân, bireysel yaşamımızı kontrol ettiği gibi toplumsal hayatımızı da belirler. Mekânla bağı varoluşsal bir zorunluluk taşıyan insanoğlunun yaşadığı yerle diyalektik etkileşimi, insanlık tarihinin de temel belirleyeni olur. Kültür ve medeniyetlerin oluşumuna zemin hazırlayan her yer gibi Doğu Anadolu da mekânsal niteliğinin verdiği imkânlar çerçevesinde, tarih boyunca birçok milletin ilgisini çekmiş ve cazibesiyle birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Batıya yürüyerek kendi tarihlerini mekânla birlikte inşa eden Türkler, Malazgirt Savaşı’ndan önce başlayan keşiflerini, bu za...
Bu kitapta, siyasetten magazine, 1 Mayıs’tan Hadise’ye, kadınlardan sansüre, hayvanlardan sevişmeye, seks avantür filmlerden Paris Hilton’a, memleketin halinden yasaklara, Fethiye günlüğünden dünyanın jeolojik devirlerine, bilimden Yeşilçam’a ne ararsanız var. Ayrıca, internette satılan ve kitap sayısı 5 ve 5’in üstünde olan yazarların tam listesi var. Sıkılmadan okuyacaksınız. Yayınevi: Cinius Yayınları
None
Osman Ağa; Babası tarafından bedeli ödenmesine rağmen Balkan harbi'ne gönüllü katılır, savaşta yaralandığı için "topal" lâkabı takılır. I. Cihan harbi'ne doğu cephesinde iştirak eder. Rusların Harşıt Çayını dayanması üzerine Gönüllü milisleriyle birlikte Ruslara karşı mücadele eder. Milli Mücadele kahramanı Topal Osman Ermeni ve Rum çetelerine karşı Karadeniz boylarında mekik dokur. Mustafa Kemal'in muhafız Birliği komutanlığına getirilir. Daha sonra Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebelerine katılır... Gösterdiği mücadeleden dolayı İstiklal madalyasıyla taltif edilir ve Milis Yarbay rütbesi verilir... Osman Ağa diyor ki: "Ben bu millet uğrunda bacağımı zayi ettim. Düşmanı denize dökünceye kadar icab ederse sedye ile muharebe edeceğim." "Eğer geri çekilirken veya yara alır da yürüyemezsem beni düşmana sağ teslim etmeyin. Beni vurun ondan sonra çekilin" "Paşa Hazretleri'nin muhafazası yalnız ve yalnız size aittir. O'nu her yerde siz koruyacaksınız. Uçan kuşlardan dahi. Paşa Hazretleri'ne en ufacık bir şey olursa kendinizi yok bilin. Hatta ve hatta geride bıraktıklarınızı da...
Osman Ağa, 1883 yılında Giresun’un Hacı Hüseyin Mahallesi’nde doğdu. Babası Feridunzade Hacı Mehmet Efendi, annesi Zeynep Hanım’dır. Babası tüccar dedesi Hacı İsmail Efendi ise kaptandı. Gençliğinde deniz ve tütün ticaretiyle meşgul olan Osman Ağa iki evlilik yaptı. İlk evliliğini Panazzade Hacı İsmail Ağa’nın kızı Hatun Hanım’la, ikinci evliliğini Dervişoğlu Zehra Hanım’la yaptı. İlk eşinden İsmail ve Mustafa adında iki oğlu vardı İkinci eşinden hiç çocuğu olmadı. Ailesi denizcilik ve ticaretle uğraştığından durumları oldukça iyiydi. Düzenli bir eğitim görmediği halde zeki, akıllı, atılgan bir kişiliğe sahipti. “Eğer geri çekilirken veya yara alır da yürüyemezsem beni düşmana sağ teslim etmeyin. Beni vurun ondan sonra çekilin!”
None
None