You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bayburtlu Şevket Bilâlî’nin bilinen tek eseri Divan’ı aracılığıyla hayatı, edebî kişiliği ve mezhebi ile ilgili bilgilere ulaşılabilmektedir. Eserin tespit edilen tek nüshası, M. Fatih Köksal’ın şahsi kütüphanesinde Yz. 37-D.14 numarada kayıtlıdır. Nüshada yer yer bulunan karalamalar, eklemeler, çıkarımlar ile bazı şiirlerin baş kısmına veya altına kısa kısa yazılan notlar, eserin müellif hattı yahut şairin gözden geçirdiği bir nüsha olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca eserin tertibine, nazım şekilleri ve vezinle ilgili hususiyetlerine dikkat edildiğinde klasik tertipten uzak bir divan olduğunu söylemek mümkündür. Şevket Bilâlî Divanı başlıklı çalışma, tespit edilebilen bilgiler ışığında son dönem mutasavvıf şairlerden birini, edebiyat tarihine kazandırmayı amaçlamaktadır.
DoÄŸal çevrede olduÄŸu gibi uygarlık tarihinde de geneli kapsayan büyük ve önemli deÄŸiÅŸimler, ani kırılmaların yarattığı zikzaklar halinde deÄŸil, geniÅŸ zaman aralıklarına yayılan dalgalar ÅŸeklinde gerçekleÅŸir ve sürekli olarak tekrarlanır. Osmanlı tarihinde de 16. yüzyıl hemen her alanda zirveye ulaşılan bir dönem olmuÅŸ ve belirli bir doygunluÄŸun ardından yavaÅŸ yavaÅŸ sistematik bir bozulma eÄŸilimi baÅŸlamıştır. 17. yüzyıl edebiyatta, sanatta, mimaride, bilim ve kültür alanında klasik eÄŸilimlerin hâlâ çok güçlü olduÄŸu bir tablo sergilese de mevcut birikime yeni renkler ve deÄŸerler katacak üretkenliÄŸin yok olduÄŸu, duraÄŸan bir sürecin baÅ...
Milli Edebiyat adlı bu çalışma, 1908’de ilan edilen II. Meşrutiyet sonrasında Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen süreçteki fikri ve edebi hareketler çevresinde oluşturulmuştur. Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük, Garpçılık gibi düşünce akımlarının edebiyata akislerinin gözlemlendiği bu dönemde yeni insan ve yeni lisan anlayışının hâkim olduğu görülür. 1908-1923 arasında on beş yıllık bir dönemde Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde etkili olan Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Aka Gündüz vb. birçok yazarın görüşleri ve eserleri etrafında dönemin kültür, sanat ve edebiyat hayatı şe...
Türkiye Türkçesi ağızları konusunda yapılmış çok sayıda çalışma olmasına rağmen henüz haklarında müstakil herhangi bir bilimsel ağız araştırması gerçekleştirilmemiş yöreler mevcuttur. Bu çalışmaya başlamadan önce Yalova ilinin de bu yerler arasında olduğu tespit edilmiştir. Yalova bir göç şehridir ve kitlesel iletişimin yoğun etkisi altındadır. Bu ilin yerli ağzının temel karakteristiğini belirlemeye yetecek olan malzemeyi bugün hâlen içeren metinler, bir sonraki kuşakta belki bu malzemenin çok büyük bir kısmını yitirecektir. Böyle bir coğrafyada müstakil bir ağız çalışmasının daha önce yapılmamış olmasının önemli bir eksiklik olduğu düşüncesinden ve bir göç şehri olan Yalova’nın yerli unsurlarıyla alakalı kültürel özelliklerin tespit edilmesine katkı vermek gayesinden hareketle araştırmanın konusu Yalova Yerli Ağzı olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın, Türkiye Türkçesi ile ilgili olarak yapılacak ağız atlası araştırmalarına da bir katkı vereceği düşünülmektedir.
İslami İlimler ve İlahiyat fakültelerinin üç temel bölümünden biri olan Felsefe ve Din Bilimleri tarih, sosyoloji, mantık, psikoloji, felsefe ve eğitim gibi beşeri bilimler ışığında din olgusunu araştırır. İlahiyat biliminin beşeri bilimlerle kesişim noktasında yer alan Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, ilahiyat eğitiminin uluslar arasılaşmasında önemli bir paya sahiptir. Aynı zamanda bu bilim dalları, İslami İlimlerin çağın idrakine hitap edebilmesinde aracı işleve sahiptir. Çağımızın en çok tartışma konusu olan yapay zeka, transhümanizm, göç ve çatışmaların çözümü gibi konularında veri ür...
Çeviriler, kültürler arasında yaşanan siyasal, toplumsal, sanatsal, yazınsal, düşünsel ilişkilerin bir aynası niteliğindedirler. Çeviri etkinliği, özellikle, Osmanlı imparatorluğu ile Fransa krallığı gibi başlangıçta iki karşıt inanç, düşünce, yaşam olgusu sergileyen, iki kutup oluşturan toplumlar söz konusu olduğunda da, doğal olarak, bir tarihsel veri niteliği almaktadır. Çeviri kaynakçaları bu ilişkilerin başlangıç ve gelişim süreçleri ile zaman içindeki konumlarını tüm özellikleriyle sergileyen belgelerdir. Sansürlenme, duraklatılma, engellenme, yasaklanma süreçlerini, dolayısıyla çevirinin yapıldığı bağlamın tarihsel konumunu da satır aralarında vererek. Bu kitap, Fransızcadan Türkçeye (Cumhuriyete kadar Osmanlıcaya) değişik alanlarda yapılmış ve yayınlanmış çeviriler, sahnelenmiş çeviri oyunlar ile Türkçe olarak Fransız yazarlar, düşünürler, kuramcılar, sanatçılar, kurumlar… üzerine yazılmış ve yayınlanmış kitapları ve makaleleri yazar adı sırasına göre aktarmaktadır.