You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bu eser uzun soluklu, titiz ve detaylara duyarlı bir çalışmanın ürünüdür. Türkçe felsefe literatüründeki benzerlerinden pek çok yönüyle farklı olmayı amaçlamıştır. On iki yazarın yazdığı toplam on dört bölümüyle felsefenin farklı alanlarındaki temel problemlerin neredeyse tamamını kuşatmaktadır. Eser, problemleri sadece felsefe tarihi içindeki bağlamlarıyla ele almamakta, aynı zamanda çağdaş bir pers-pektiften de yorumlamaya tabi tutmaktadır. Eseri öne çıkaran ve onu istisnai kılan üç özelliği bulunmaktadır: Birincisi, ele aldığı felsefi problemlerin tam da kendisine odaklanmakta; prob¬lemleri argümantatif ve diyalektik bir yöntemle ...
Tanrı, âlem, Tanrı-âlem ilişkisi, insanın Tanrı ve âlemle olan münasebeti gibi konular geçmişten günümüze hem felsefenin hem de ilahiyatın yoğun bir şekilde üzerinde durduğu hususlar olmuştur. Bu bağlamda Tanrı-âlem ilişkisinde öne çıkan Tanrı tasavvurlarının, din felsefesinin ele aldığı temel problem alanlarından birisi olduğunu vurgulamak gerekir. Günümüz dünyasında öne çıkan ve üzerinde önemli tartışmaların yapıldığı Tanrı tasavvurlarından birisi de deizmdir. Deizmin âleme müdahale etmeyen ulûhiyet anlayışı insanları, hayata yansıması olmayan kuru bir inanca mahkûm etmekte ve insanlar bu mahkûmiyeti ironik bir şekilde özg...
Din Felsefesi müfredatında, “büyük sorular” da denilen, şu temel meseleler yer alır: “Akıl ile iman arasında ne tür bir ilişki vardır? Âlem niçin yok değil de var? Niçin âlem tam da bizim gibi zeki varlıkların yaşamasına izin verir bir yapıda? Niçin bir sonsuzluk fikrine sahibim? Tanrı yoktur, demek mümkün müdür? İnsan gibi şuurlu bir varlığı en iyi hangi teori açıklayabilir? Tanrı nasıl bir Varlık’tır? Tanrı hakkında konuşmanın grameri nasıldır? İyi-Adil-Alim bir Tanrı ile âlemdeki kötülüklerin varlığı tutarlı mıdır? Eylemlerimde özgür müyüm? İyi bir varlık olmalı mıyım? Bilim, bizim nihai niçin sorularımızı tüket...
Günümüzde Eski Türk Edebiyatı metinlerini doğru anlama ve yorumlama konusundaki en büyük sıkıntımız, bunların ait olduğu dönemdeki manalarını izah eden eserlerin yeterince kaleme alınmamış olmasıdır. Eskilerin Arap ve Fars edebiyatının eserlerini açıklayıcı mahiyette çok sayıda şerh telif etmelerine rağmen aynı hassasiyeti Türk Edebiyatı metinlerine pek göstermedikleri görülür. Bunun en mantıklı gerekçesi, kendi dilimizle yazılmış bu eserlerin izaha muhtaç olmadığı düşüncesidir. Halbuki dili oluşturan kelimeler canlı varlıklar gibi sürekli bir değişim içindedir. 16. yüzyılda kullanılan bir kelimenin anlamı, aradan birkaç yüzyı...
Metafizik ve Evrim adlı bu kitap varlığı ve canlılığı aklen değerlendirme çabası içerisindedir. İhvân-ı Safâ, Fârâbî, İbn Miskeveyh, İbn Sînâ, İbn Tufeyl, Sühreverdî ve İbn Rüşd’ün görüşlerinden hareketle evrime aklî itirazlarda bulunan bu kitap, evrimin felsefî yönünü ve sonuçlarını konu edinmektedir. Buna göre kitabın temel önermesi şudur: “Dünyadaki mevcutların canlı ve cansız olarak ikiye ayrılmasının nedeni tabiatın kendisi olamayacağı gibi canlılar arasındaki farkların nedeni de tabiatın kendisi olamaz. Öyleyse tabiatı belirleyen ruh ve nefis gibi tabiat ötesi bir neden olmalıdır.” Kitabın ulaşmak istediği amaçla...
Nationalism; Turkey; politics and government.
Siyer Dergisi, bilinip de doyuma ulaşılmışın değil; pek az bilinen, arananın/arzu edilenin izinde olmaktır. Siyer Dergisi, Siyer-i Mustafa’nın (sas), rahle-i tedrisinde yetişecek yeni neslin mekteb-i suffası’dır. Siyer Dergisi, 3 ayda bir yayınlanan toplumun her kesimine Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatının güzelliklerini, mesajlarını, örnekliklerini sunmayı hedefleyen; aynı zamanda zengin içeriği, birbirlerinden kıymetli hocaların ve genç yazarların tespitlerinin; söyleşilerin, özgün araştırma ve çalışmaların yer alacağı oldukça münbit bir zemindir.
Namık Kemâl’in bu ufak kitabı Türk tarihinin efsane şahsiyeti ve Türk milletinin idealindeki lideri olan Yavuz Sultan Selîm’i anlatmaktadır. Kitabın müellifi Namık Kemâl’in dediği gibi, “Şu devlet-i muazzama-i Osmaniye’nin en büyük adamı Sultan Selîm’dir.” Halife-Pâdişâh Sultan Selîm’in yaptığı işler büyük olduğu kadar, manevî dünyası da o nispette büyüktü. Hatta diyebiliriz ki, manevî dünyası, o muazzamat-ı umur sayılan işlerle kıyas edilse ruhî âleminin vüs’atı bizleri hayretlere gark edecek derecededir. Zaten bu muvakkat dünyadaki hareketlerin nâzımı da o âlem değil midir? Bizi hayrete düşürür dedik. Çünkü bâzı nâdir yaratılışlarda bu âlem o kadar derin ve o kadar bizim gibi insanlar tarafından ihata edilemeyecek derecede yüksektir ki, vâlih ü hayran temaşa etmemek imkânsızdır. Murâd-ı her dü cihân herkesî ârzu dâred Selîm âmede bârî be teng-i ez dü cihân [Ötüken Neşriyat]
Yavuz Sultan Selim, kısacık iktidarı döneminde ülkesini başarıdan başarıya taşımış, sahip olunan toprak miktarını üç katına çıkarmış ve ittihad-ı İslam adına ömrünü feda etmiş bir Os-manlı sultanıdır. Şehzadeliğinden itibaren kafasında planladığı büyük İslam birliği hayali, onu, hayatının son anlarına kadar gayret ve mücadele içinde olmaya zorlamıştır. Çevresinin tavsiye-lerine rağmen, rahatını, bir ümmetin saadetli bahtına feda eden bu İslam kahramanını daha yakından tanımak isterseniz, bu eser, size güzel bir girizgâh sağlayabilir.