You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This book is the largest referral for Turkish companies.
Hydatid disease, a zoonotic infection caused by a tapeworm of the genus Echinococcus, has been encountered in various organs in humans. In spite of all the advances in imaging techniques and therapeutic methods, hydatidosis of the central nervous system is still a life-threatening condition in infested areas of the world. This is the first comprehensive reference book on hydatidosis of the central nervous system. It is written and edited by leading international authorities from infested areas and provides an in-depth review of diagnosis and management. Clinical and neuroradiological findings are extensively documented with the aid of numerous original photographs and the role of surgical intervention and chemotherapy is carefully appraised. In addition, future avenues and innovative therapeutic philosophies are discussed. This book will serve as an ideal source of up-to-date information for all with an interest in this debilitating disease.
İleri teknoloji ve yetersiz kanunları nedeniyle gizli bir medeniyet açığa çıkma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Yardımlarına koşacak kişi ise herşeyden habersiz öğretmen Ayaz ve sahip olduğu antik bir anahtardır.
“Ben onu içine düştüğü durumdan kurtarmak isterken, aslında bir bataklığın ortasında olduğumun farkına varamamıştım. Onu kurtarmak için çırpındıkça daha da gömülüyordum.” Geçmişinde yaptığı bir hatayla hayatını mahveden Ayaz, kendisi gibi sorunlu çocuklardan oluşturduğu grubuyla yasadışı işlere bulaşır. Kavgacı ve tehlikeli biri olan Ayaz, adeta kendi hayatıyla kumar oynamaktadır. Her geçen gün biraz daha kaybolup kendini günden güne zehirlemeye devam ederken, uzun zamandır hissetmediği bir duyguyla afallar: Tek başına oynadığı bu ölüm kalım oyununda artık yalnız değildir.
None
Cerebellar mutism syndrome refers to a specific disorder in which a complete but transient loss of speech, followed by dysarthria, occurs following resection of intrinsic posterior cranial fossa tumours or cerebellar haemorrhages, or upon trauma. Written and edited by leading international authorities in the field, it provides an in-depth review of knowledge of the definition to treatment of cerebellar mutism, with an emphasis on its anatomical features and treatment modalities, medical or surgical. Moreover, it gives clinicians and investigators current evidences and an outlook to future areas of cerebellar mutism and to innovative therapeutic philosophies. This book will represent the first extraordinary book on cerebellar mutism.
"Odanın dışına çıkan kuş Ömer'e yaşlı kadın çarşafı sorduğunda, kuş Ömer yere çömeldi ve çocuk gibi ağlamaya başladı. Kadın içeri girdiğinde Sılanın yatakta cansız yattığını gördü ve Adnan Ağa yetiş gelinin ölmüş diye feryat etti. Bez bebeklerle oynamaları gereken dönemde, cinselliğin ne olduğunu dahi bilmeden gerdeğe girdirilen ve 'Amca ne olur beni anneme götür , Ne olur bana bir şey yapma korkuyorum'' diye yalvarmasına rağmen bir hayvanın üzerine çıkıp küçücük bedenini kavraması ve ağzını kapatıp nefessiz bırakması ile ölümüne neden olduğu Sıla ile ikizi Helin'in hikayesi…..
Notos’un bu sayısını Ahmet Ümit hazırladı “İyi Polisiye İyi Edebiyattır” • Slavoj Žižek: “Yazma eylemi mutlak bir korku.” Edebiyatımızın önde gelen dergilerinden Notos, bugüne dek pek alışılmamış bir tasarıyı gerçekleştirdi ve Haziran-Temmuz 46. sayısının tamamının hazırlanmasını bir yazara, Ahmet Ümit’e önerdi. Ahmet Ümit’e bu düşünceyi ilettiğimiz zaman, kapaktan içine, ne isterse yapabileceğini söyledik. Bu sayıyı yalnızca kendisi hazırlasın istedik. O da önerimizi çok sıcak karşıladı. Hangi konuyu isterse seçebilirdi ve doğal olarak bu sayının konusunu “Polisiye Edebiyat” olarak belirledi. Hemen kolları sıvad...
“Eli bitti bile!” diye haykırdı o sırada Gülten’in arkasında bulunan kızı. “Geçmiş olsun hanımlar, beyler.” “Bu söylediğinize “palindrom” derler. Bilir misiniz?” dedi Nuri Bey. “Antik Yunan’da geri geri koşan zat demekmiş.” Hayat bazen hem çok kısa hem de çok uzun gelir insana. Bu durum belki de insanoğluna tanınan, bu bir tanecik hayatın nasıl yaşandığıyla ilgilidir. İster kısa ister uzun olsun hayatın döngüsü hep aynıdır. Hayatta mutluluk, neşe, sevgi olduğu kadar keder, üzüntü, nefret de vardır. Gülten Hanım da bu döngüyü yaşayanlardan biri. Hayatının yavaş yavaş sonbaharına gelen Gülten Hanım, yaşamın ona sundu...