You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bu kitapta ilkbaharın dirilişini ve taptaze kokan coşkusunu, yazın neşesini ve meltem kokulu gecelerini, sonbaharın hazan kokan firakını, kışın yalnızlığını, kokunun bize hissettirdiklerini, duygu dünyamızdaki karşılığını, "koku ve insan” arasındaki kopmaz bağı konuşacağız. Koku dünyasının baş aktörleri olan çiçekleri, meyveleri, baharatları, ağaçları ve hayvanları konuşacağız. Karanfilin hüznünü, gelinciğin yalnızlığını, lalenin asaletini, papatyanın neşesini, kardelenin azmini, lotusun gizemini ve gülün destanını konuşacağız. Zaman zaman bilimsel çalışmalardan, tıbbi tanımlardan, tarihsel verilerden faydalanacağız. Koku duyumuzu konuşacağız. Kokunun farklı toplumlardaki, farklı medeniyetlerdeki yerini, dününü ve bugününü, bir kültür olarak kokuyu konuşacağız.
Şilili yazar Isabel Allende, bu kitabında, ailesinin öyküsünü, kızı Paula’nın ölümünden alıp 2007 yılına kadar getirerek tüm içtenliğiyle anlatıyor; bütün aile sorunlarının, boşanmaların, barışmaların, yerleşik toplum kurallarına ters düşen olayların, aşkların ve ayrılmaların arasında aynı zamanda kendi başarılarını ve acılarını, ilham perisinin peşinden dünyanın uzak yerlerine yaptığı yolculukları, hem aşklarını hem de mizah duygularını yitirmeden pek çok tehlikeyi atlatan, artık olgun bir yaşa gelmiş bir erkek ile kadının aşk hikâyesini gözler önüne seriyor. Yazarın hem kızının ölümünü hem ailesinin ve Şili’nin öyküsünü anlattığı Paula adlı kitabında keşfettiğimiz ve Ruhlar Evi’ndeki kahramanların çocukları olan bu modern aile, sevgi ve bağlılıkları sayesinde bütün çatışmaların üstesinden gelerek bir arada kalmayı başarıyor.
Popular media play an important role in reconstructing collective imaginations of history. Dramatic events and ruptures of the 20th century provide the material for playful as well as neo-imperialist and nationalist appropriations of the past. The contributors to the volume investigate this phenomenon using case studies from Belarusian, Russian and Ukrainian popular cultures. They show how in mainstream films, TV series, novels, comics and computer games, the reference to Soviet history offers role models, action patterns and even helps to justify current political and military developments. The volume thus presents new insights into the multi-layered and explosive dynamics of popular culture in Eastern Europe.
This open access book offers new insights into the Venetian physician Sanctorius Sanctorius (1561–1636) and into the origins of quantification in medicine. At the turn of the seventeenth century, Sanctorius developed instruments to measure and quantify physiological change. As trivial as the quantitative assessment of health issues might seem to us today – in times of fitness trackers and smart watches – it was highly innovative at that time. With his instruments, Sanctorius introduced quantitative research into the field of physiology. Historical accounts of Sanctorius and his work tend to tell the story of a genius who, almost out of the blue, invented a new medical science, based on...
“Evlilik kumar gibidir” derler, öyleyse yurtdışına gelin gitmek “Rus ruleti oynamak” değildir de nedir? İthal Gelinler’de, 2000’li yılların başlarında Adıyaman’ın Kara Dantel Sokağı’ndan mutlu bir gelecek umuduyla evlenip yurtdışına giden genç kızların başından geçenler kahramanlarının ağzından aktarılıyor. Yedi kadın, yedi dünya, yedi coğrafya… Yeni başlangıçlar! Göçmen yazar Pelin Markirt tarafından, tek başına geçirdiği üç aylık karantina sürecinde kaleme alınan bu kitap, kadınlığın ve göçmenliğin temel sorunlarını iç içe geçmiş akıcı hikâyelerle sunuyor okuyucuya. Markirt, evlilik nedeniyle başka ülkelere göç eden kadınlarda öne çıkan çaresizlik, öfke, umut, özlem gibi duygu durumlarını sinematografik bir dille anlatıyor İthal Gelinler’de.
Tarık Buğra’nın muhtelif yerlerde ve zamanlarda kaleme aldığı yazılarından ve kendisiyle yapılmış mülakatlardan derlenen bu kitabında yazarın hayat telakkisine ve edebî anlayışına dair ilginç ayrıntılar bulacaksınız. Her ne kadar kitabın adı “Politika Dışı” olsa da, kültür mevzularının olanca sıcaklığıyla siyasette yer bulduğu Türkiye’de aslında kelime tercihlerinin bile ne kadar siyasî olabildiğini, Tarık Buğra artık o klasikleşmiş üslûbuyla sarih bir şekilde gösteriyor. Dile, eğitime, kitaplara, sanata ve hayata dair samimi ve bir o kadar da ciddi değerlendirmeler bulacağınız “Politika Dışı”, üzerinde pek fazla durulmayan konuların aslında hayatın ne kadar merkezinde yer aldığını hatırlatması bakımından dikkatle okunmayı hak ediyor. [Ötüken Neşriyat]
The Introduction of this book is freely available as a downloadable Open Access PDF under a Creative Commons Attribution-Non Commercial-No Derivatives 4.0 license available at http://www.taylorfrancis.com/books/e/9781315584225 The twentieth century has been a century of wars, genocides and violent political conflict; a century of militarization and massive destruction. It has simultaneously been a century of feminist creativity and struggle worldwide, witnessing fundamental changes in the conceptions and everyday practices of gender and sexuality. What are some of the connections between these two seemingly disparate characteristics of the past century? And how do collective memories figure ...
Güzel Sanatlarda Farklı Bakışlar, Livre de Lyon