You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This is a detailed account and an excellent narrative history of the often neglected period 1906-1908 in Turkey, in which the prelude and aftermath of the revolution and elections of 1908 took place. The year 1908 opened a new era of representative government and the social and political developments leading to the overthrow of the ancien régime are carefully and fascinatingly given. Historians and general readers will find The Revolution of 1908 in Turkey a thought-provoking book, which will resound in the discussion of the validity of Kemalist or quasi-Kemalist historiography and therefore provide a major contribution to the field.
"Nutuk", Yapı Kredi Yayınları Farkıyla Yayımlandı! Atatürk’ün yakın tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ünlü eseri "Nutuk", yıllar sonra Arap harflerinden bir kez daha çevrildi. Uzun soluklu bu çeviri süreci, eserin 1934 baskısında var olan ve günümüze ulaşan çeşitli hataları da ortaya çıkardı. 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında Cumhuriyet Halk Fırkası kongresinde bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından okunan büyük "Nutuk", iki yıllık bir çalışma sonunda 1927 baskısından Latin harflerine aktarılarak Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. "Nutuk"un Arap harfli ilk baskısının metni 627, belgeleri ise 303 sayfaydı. 1934 yılın...
İkinci Meşrutiyet Cumhuriyet’in laboratuvarı olarak bilinegelir. Anayasal monarşinin başlangıç evresi 1908’dir ve baş aktörü İttihat ve Terakki Cemiyeti’dir. Fransız devriminin esintisi “hürriyet, müsavat, uhuvvet”, devrimin şiarıdır. Meşrutiyet’in ilk yılı “İlan-ı Hürriyet”tir. 1908 doğumlular doğum yılı sorulduğunda “Hürriyette doğdum,” yanıtını verirler. Türkiye’de temel hak ve özgürlükler alanında önemli adımların atıldığı evre işte İkinci Meşrutiyet’in bu ilk yılıdır. 1908 bir anlamda 600 yıllık mutlak monarşiyi, Osmanlı hanedanı saltanatını sonlandırır. Jön Türk devrimi ise dünya tarihi açısından ...
Tarih, bir devletin güçlü ve istikrarlı bir yapıya kavuşması, böylelikle uzun ömürlü olabilmesi için, en başta o devleti oluşturan bireylerin kendine güvenen, güçlü ve geleceğe emin bir şekilde bakabilen karakterlere sahip insanlardan oluşması gerektiğini her zaman göstermiştir. Güçlü olmak, bireylerin kendi öz güvenlerinin tam olmasına ve toplum hiyerarşisi ile yaşayışının kargaşaya yer vermeyecek şekilde düzenlenmesine bağlıdır. En önemlisi, bireylerin oluşturduğu devlet mekanizmasının yönettiği toplumların adalet içerisinde yaşamaları gerekmektedir. Bu çeşit bir toplum ve devlet düzeni kurmuş olan milletler, uzun süreler rahat ya...
It tells us lots of interesting stories about the brain. It is based on scientific knowledge, written in daily language.
Bu kitapta 1908 Devrimi'ne giden yolun hikâyesi anlatılıyor. Türk tarih yazımında kabullenilmiş "2. Meşrutiyet" tanımı, 1908'de yaşanan siyasal dönüşümün çapını yansıtmaktan uzaktır. Zira 1908'de "meşrutiyet" çerçevesini aşan bir siyasal rejim değişikliği olmuştur. Hükümet artık yalnızca halk tarafından seçilmiş bir meclise karşı sorumlu hale gelmiştir. Mutlakiyetçi monarşi ve ona hizmet eden bürokrasi ilk kez siyasal süreçten dışlanmaya başlamıştır. Aykut Kansu, bu yönleriyle 1908'in Türkiye tarihinde 1923'ten daha önemli, "gerçek" dönüm noktası olduğunu ileri sürüyor. Bunu derken, resmî tarihçiliğin -hem de yerleşik muhalif ta...
In Violent Intimacies, Aslı Zengin traces how trans people in Turkey creatively negotiate and resist everyday cisheteronormative violence. Drawing on the history and ethnography of the trans communal life in Istanbul, Zengin develops an understanding of cisheteronormative violence that expands beyond sex, gender and sexuality. She shows how cisheteronormativity forms a connective tissue among neoliberal governmentality, biopolitical and necropolitical regimes, nationalist religiosity and authoritarian management of social difference. As much as trans people are shaped by these processes, they also transform them in intimate ways. Transness in Turkey provides an insightful site for developin...
“Milliyetler hapishanesi Çarlık Rusya’sında ezilen ulus konumundaki Polonyalı, Ukraynalı, Gürcü, Ermeni ve benzerlerinin dışındakiler, genelde tarihçilerin ilgilendiği azınlıklardan olmayanlar, yani Tatarlar, Başkurtlar, Türkmenler, Azeriler ve benzerleri ne yaptı? Devrim onları nasıl etkiledi, onlar Devrim’e nasıl katıldılar? Söylendiği ve yazıldığı gibi onlar Türkçü ve İslâmcı mıydılar? Genelde Ekim Devrimi öncesi ve sonrasında Müslüman coğrafyaya ilişkin yapılan çalışmalarda milliyetçi Müslümanların muhtariyet elde etmek için verdiği mücadeleler anlatılır. Sanki Müslümanlar sadece milliyetçi bir faaliyet içindedir ve işçi ...