You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Yaklaşık 2020 yılı Mart ayından itibaren ülkemizi, halen bütün dünyayı kasıp kavuran Covid-19 virüsü salgını, deprem ve sel gibi felaketlerin neden olduğu zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Sağlığın en büyük nimet, insanın en büyük kıymet olduğu bir kere daha anlaşıldı. Zira söz konusu pandemi sürecinde çok kıymetli hocalarımızı ve yakınlarımızı kaybettik -Allah rahmet eylesin-, bazıları da hastalandılar -Allah acil şifalar versin, geçmiş olsun-. Hayat tarzlarımız, alışkanlıklarımız neredeyse tümüyle etkilendi. İlim-araştırma ve eğitim-öğretim şartlarımız daha da zorlaştı. Okullarımızdan, öğrencilerimizden ve...
Kıymetli Okurlarımız, Siyer Araştırmaları Dergimizin 10. sayısı ile yeniden sizlerle birlikteyiz. İcinden gecmekte olduğumuz pandeminin sebep olduğu olumsuz koşullara rağmen değerli ilim insanlarımızın ve genc araştırmacılarımızın teveccuhu ve gayretleri ile daha zengin bir muhteva ile karşınızdayız. Bu sayımızın dosya konusu olan “Hz. Peygamber’in (sas) İbadet Hayatı” ana teması ile katkı sunan Prof. Dr. Seyit Avcı’ya, Prof. Dr. Saffet Sancaklı’ya ve Dr. Havva Esma Akış’a kalbi şukranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca, yine ozgun araştırma makaleleri ile dergimize zenginlik katan Doc. Dr. Mucahit Yuksel, Dr. Bayram Cınar, genc araştırıcı...
Ülkemizin Siyer alanında yayınlanan tek hakemli dergisi olan Siyer Araştırmaları Dergisi’nin 5. sayısıyla karşınızdayız. Eski sayılarımızda katkıda bulunan hocalarımızın yanı sıra yeni sayımızda da bizimle siyer yolcuğuna katılan değerli hocalarımızla ve genç araştırmacılarımızla heyecanla yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Hz. Peygamber’i sahih bilgiyle doğru anlatmayı hedefleyen dergimiz, farklı disiplinler çerçevesinde Allah Elçisi (sas) ve dönemini inceleyen bütün araştırmacıların kendilerini ifade edebileceği, özgün görüş ve değerlendirmelerini okuyucuyla buluşturabileceği bir platform olmaya devam edecektir. Üçüncü yıl...
Hz. Peygamber’in muhteşem hayatlarından, mübarek vücut yapılarından, güzel ahlâkından, hal ve hareketlerinden, mucizelerinden, devirlerindeki olay ve gazalardan bahseden “Siyer-i Nebevi” dediğimiz İslâmi ilim dalının yanında, 9. yüzyıldan itibaren yeni bir dalın gelişip büyüdüğü görülür. Siyerlerdeki bazı konuların, bilhassa Hz. Peygamber’in mübarek vücut yapılarının, saçlarından ayaklarına kadar çeşitli uzuvlarının şekil ve renklerinin, tavır ve hareketlerinin, huy ve ahlâkının işlendiği bu ilim dalındaki eserlere ilk zamanlar “Şemâil-i Şerife”, daha sonraki yüzyıllarda “Hilye-i Nebevi” adı verilmiştir. Bu çalışma ise Kur’ân-ı Kerîm merkezli bir şemâil çalışmasıdır. Amacı Kur’ân-ı Kerîm ayetleri üzerinden Hz. Peygamber’i tanımak, özellikle Allah’ın Hz. Peygamber’e (genelde tüm insanlığa) hitaplarından yararlanarak bir çerçeve oluşturarak izini takip etmek ve ona yaklaşmaktır.
Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak, bir yönüyle onu tebliğ eden Hz. Peygamber’i tanımaya bağlıdır. Çünkü Kur’ân vahyi, bütün yönleriyle Hz. Peygamber’in şahsında temayüz etmiş ve bir karaktere bürünmüştür. Nüzul sürecinde vahiy, Hz. Muhammed’i hem bir peygamber hem de bir üsve-i hasene (güzel örnek) olarak inşa etmiştir. Bu bağlamda çalışmamızda, Cebrail’in (as), Hz. Muhammed’e, “sen bir peygambersin” hitabıyla başlayıp onun da, “evet, ben bir peygamberim” kabulüyle sonuçlanan söz konusu süreci inceledik. Araştırmamızın birinci bölümünde önce Hz. Peygamber’in yetiştiği ortam, sosyo-kültürel, dinî ve ahlâkî açıdan i...
Bu çalışma Türk kültüründe şifa kavramını tarihsel ve sosyolojik bir perspektifle ele almaktadır. Türk halkının yüzyıllar boyunca maddi ve manevi hastalıklara karşı geliştirdiği geleneksel tedavi yöntemleri, bu eserde kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Kitapta, Türk halk inanışlarının mitolojik temelleri ve bu inanışların nasıl şekillendiği açıklanmaya çalışılmıştır. Türk mitolojisinden örneklerle desteklenen bu çalışma, halk hekimliği ve alternatif tıbbın günümüzdeki yansımalarına da ışık tutmaktadır. Çalışmada ana hatlarıyla Türk mitolojisi ve halk inanışlarının kökenleri, maddi hastalıkların geleneksel tedavi yönt...
Hangi cümlede kullanılırsa özne haline gelen, başarıda öznenin öne çıktığı, başarısızlıkta dış güçler ve gizli özneye dönüşen, yükleme olabildiğince yüklenen, insanları parantezlerle kategorize eden, her kaba şekil veren, referans tanrıları enflasyonunun müsebbibi, milletim halkım söylemi ile bizleri gözüp gözeten himaye eden, varlığımızı varlığına emanet ettiğimiz, dualarımızdan eksik etmediğimiz, sorgudan sualden beri, uğruna öldüğümüz, öldürdüğümüz ulu kavram siyaset ve onun uygulayıcıları; takım elbisesiz, yalnız başına sokağa çıkmayan, her konuda her şeyi bilen, sadece seçim zamanları yeryüzüne inen, alkış...
Hz Osman’dan günümüze kadar İslam ülkelerinde zirveye çıkmış nice iktidar sahiplerinin yükseliş ve düşüş öykülerini hüzünle ve ibretle okuyacaksınız. Ve İslam toplumlarındaki 1400 yıllık iktidar serüvenini, benzer sahnelerden oluşan ve tekrar eden hızlandırılmış bir film şeridi gibi izleyeceksiniz. İsimler ve unvanlar değişiyor, coğrafyalar ve saraylar değişiyor; ama aynı hikaye devam ediyor ve edecek… Keşke tüm tahtlar; şura, adalet/hukuk, hikmet, merhamet ayakları üzerine kurulabilmiş olsa!... Bu kitapta; Yahudi mezarlığına defnedilen III. Halife Osman b. Affan’ı Dicle nehrinde boğularak öldürülen Halife Müstaîn-Billâh’ı Ba...
Bu kitap İslam Tarihinden bir kesittir. Farklı fikirlerinden dolayı mihneye uğrayanlardan sadece bir kısmıdır. Bu bağlamda kitapta; Bir doktorun (Huneyn b. İshak) mihnesini, İki uçak mühendisinin (İbn Firnas, Hezarfen) çilelerini, Bir müzisyenin (Ziryab) sürgününü, Bir uzay bilimcinin (Takıyuddin) dramını, İki matematikçinin (İbn Heysem, Gelenbevi) çilelerini, Bir mutasavvıfın (İdris-i Muhtefi) hayat boyu gizlenebilme becerisini, Ayağında bukağısıyla ölen (Niyaz-i Mısri) bir dervişi, Bir Osmanlı tarihçisinin (Şanizade) dramatik ölümünü, 90 yaşında bir melaminin (Sütçü Beşir Ağa) şeriata karşı diye boğdurulmasını, İki şairin (Figani, Nefi) vezire karşı geldiler diye katledilmelerini, Üç alimin (ibn Hüzeyl, İbnü’l-Hubuli, İbnü’l-Berdun) Sünni fikirleri sebebiyle işkence ile öldürülmesini, İki filozofun (İbn Bacce, Musa b. Meymun) çektikleri engizisyonu, Veee daha nicelerini okuyacaksınız…..
“İbadetin özü” olarak ifade edilen dua, kulluğun en samimi, sembol halidir. Hz. Peygamber (sas) hayatının hemen her anında duayı dilinden düşürmedi. Sabah uyandığı ilk andan itibaren gece yatağına girinceye dek gün boyu farklı vesilelerle Rabb’ine hamd ve istiğfar ederdi. Hemen her vesileyi dualarla süsledi. Dua, onun nazarında Rabb’iyle iletişimde zirve noktası, en güçlü bağ, farkındalığı tazeleme, şifa, rahmet, bereket kapısıydı. Yemek öncesi ve sonrasında, evine, mescide, meclise girer çıkarken, yeni bir elbise giydiğinde ve hayatının hemen her anına serpiştirilmiş bir dua vardı. Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Peygamber’in (sa...