You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
None
Türkiye solunun en kitlesel olduğu dönem 1970’lerdir. Bugün dahi solun farklı renklerinden siyasi hareketlerin, o dönemdeki öncül örgütlerine ve o örgütlerin kitleselliğine referansla sergiledikleri özgüven, bu tespiti hâlâ geçerli kılmaktadır. Askerî darbeye kadar varlığını ve kitleselliğini muhafaza eden sol parti, örgüt ve hareketlerin, darbeyle beraber çekildikleri mevziler ise, 1970’lerle kıyaslandığında oldukça sathi bir siyasal etkiye işaret eder. 1970’lerde Türkiye Solu, solun en canlı yıllarının ve bu “cana gelişin” tarihini anlatıyor. 1971 darbesiyle sona eren THKO, THKP-C ve TİKKO-TKP/(ML) hareketlerinin mirasçısı olan örgüt ve hareketlerle, yeni kurulan siyasi partilerin amaçlarını, kuruluş ve örgütleniş faaliyetlerini, kitlesel güçlerini, ideolojik farklarını etraflı bir şekilde aktarırken, dönemin kapsamlı bir panoramasını da çiziyor. Vehbi Ersan, bu kitapta ele aldığı parti, örgüt ve hareketlerin 1980 sonrası yaşadıkları değişim, dönüşüm ve yeniden partileşme süreçlerine de değinerek, Türkiye’de solun tarihinin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını sağlıyor.
Denize düşen yılana sarılır mı? Tanrı'dan yardım ister, karşılığı gelmeyince şeytana sığınır mısın? ONLAR SIĞINDI!
'Adam, denize inen bir kayalığın başında oturuyordu. Sonbaharın kışa dönüştüğü üşütücü günlerdi… kocaman dalgalar, Kocaman kayalığı dövüyor, dalgaların serpintileri buğu gibi yükseliyordu. Üşütücü hava, dalgaların soğuk serpintisi canı yanan adama iyi geliyordu. Adam yedi yıldır mücadele ettiği gemiden ayrılmıştı. Marmara'yı yeterli bulmuyordu adam. Büyük denizlere açılmak mücadelesini oralarda sürdürmek istiyordu. Geminin patronu izin vermemişti. Marmara'nın dışına çıkılmayacaktı. Bunun üstüne ayrılmıştı adam. Hasımlar, o gece Beyoğlu'nda adamdan kurtuldukları için şölen düzenlemişlerdi. Adam kızgındı köye gidecekti. Kadın uzaktan gördü adamı. Daha önce birkaç kez karşılaşmışlardı adamla. Adamla ilgili Söylentileri biliyordu. Kimilerine göre Allah'ın gazabıydı adam . Kimilerin göre anlaşmak çok zordu adamla. Uyarılmıştı Kadın. Kadına göre kimse anlamamıştı adamı. Sessizce yaklaştı adama. Alto sesiyle 'Merhaba' dedi…." (Tanıtım Bülteninden)
Tekne ile Antarktika kıtasını, rotanızı hiç değiştirmeden, düz bir güzergâh üzerinden geçmek ister miydiniz? Bora yaptığı işin özelliği ve kurduğu doğru bağlantılar sayesinde, madden zenginleşmiş, dünyanın tanıdığı saygın kişiler arasında yerini almış, gözde ve yakışıklı bilgisayar mühendisidir. Sadık köpeği Cingo ve teknesi «Hüdâ-Verdi» ile kendini denize adamıştır. Bora’nın bir huyu vardır. «Duyduğuna ve hatta gördüğüne dahi inanma! İşin aslını ve eşyanın gerçeğini oku!» Bu tarz düşünce Borada prensip olmuş, çalışmalarında her zaman ön planda yer almıştır. Son aldıkları iş teklifi gerekçesiyle, hedefleri...
Yükseliş ve Düşüş Türkiye Solu 1960-1980, genç kuşaklara bu zengin ve sol açısından görkemli tarih döneminin bilgisini, deneyimini, siyasetin içindeki birinin gözüyle aktaran bir çalışmadır. Bu kitapta, yirmi yıllık bir zaman diliminde, Türkiye’deki ekonomik, toplumsal, siyasal gelişmeler ve sınıf mücadelesi pratiği içinde solun yükselişi ve düşüşü anlatılıyor. Toplumsal belleği canlandırmak, Türkiye solcularının uğruna savaşıp can ve kan verdiği özlemleri yeniden bilince çıkarmak toplumsal bir çözülme ve çürüme yaşayan Türkiye toplumu için, bugün özellikle değerlidir. Elinizdeki baskıda kitap baştan sona gözden geçirildi, ilk baskıdaki maddi bilgi ve yazım yanlışları düzeltildi ve genişletildi. Kitabın ilgili bölümlerine, TİP oluşumunda TKP etkisini, işçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütlenmesinde birikimin ve müdahalenin katkı paylarını irdeleyen bilgi ve değerlendirmeler eklendi. Yeni baskı, Türkiye Solu’nun 1960-1980 döneminde Türkiye’ye katkısını madde madde özetleyen ekle sona eriyor.
Editörler: Arş. Gör. Dr. Sami SEVER Öğr. Gör. Dr. Sercan CENGİZ Doç. Dr. Yusuf ÖCEL Prof. Dr. Kahraman ÇATI
The study of politics in the MENA region has traditionally been dominated by historical and case study approaches. In this innovative book, Özgür Özdamar and Sercan Canbolat instead adopt a social science-based methodology to reconsider the dynamics of power and leadership in Africa and the Middle East. By analysing the psychological profiles of fourteen leaders across eight countries and three non-state organizations, they develop a nuanced portrait of modern leadership. Using this approach, the authors are able to draw connections between apparently disparate political ideologies, from Sunni Islamism to Shia revolutionism, from secular nationalism and armed non-state groups. Demonstrating the previously unacknowledged commonalities and divergences in these leaders' approaches, Özdamar and Canbolat illuminate their tactics and strategies and offer novel insights into how best to negotiate with them.