You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Doğu’nun ve Batı’nın iki ayrı dünya, uzlaştırılması kolay olmayan iki farklı kültür olduğundan kuşku duymayanlar vardır. Örneğin Rudyard Kipling, bir şiirinde “Doğu Doğu’dur; Batı da Batı; gerçi dünyanın iki ucundan gelen, iki kuvvetli adamın yüzleşmesi mümkün olsa da; o ikisi hiçbir zaman birleşmeyecektir.” demektedir. Kipling’in doğrusal bir okumaya dayanan bu sanısının ilk cümlesini Thomas’ın İbn Rüşd’le olan ilişkisindeki siyasî ve dinî kaygılarına; ikinci cümlesini ise, Kipling’in sanısının aksine doğuyla batı arasındaki ayrılığı kaldırmaya muktedir iki özne olarak İbn Rüşd’e ve Aziz Thomas’a hamletmek m...
Pek çok insan tanımı arasında belki de en kabul gören tanım, Aristo tarafından yapılan tanımdır. İnsanı 'düşünen canlı' olarak tanımlayan Aristo, Metafizik adlı eserine “insan doğal olarak bilmek ister” cümlesi ile başlar. Eğer bu doğruysa, yani 'bilmeyi istemek' insanın en tabii faaliyeti ise insanlık tarihi bir bakıma düşüncenin tarihidir. Ve dolayısıyla tüm bilimler felsefenin başka varlık boyutlarındaki izdüşümleri olarak düşünülmelidir. Bu yaklaşım, hangi disiplinde çalışırsa çalışsın, bir kişinin düşünce tarihi hakkında fikir sahibi olması gerektiği olgusunu da beraberinde getirir. Felsefe tarihinin tüm çalışma alanlarını besleyecek ve güçlendirecek bir alan olduğu kabulü bu çalışmanın temel motivasyonudur.
Üçüncü Çıkış İki ayın iki gün uzunluğunda olduğunu öğretti bize Karabatak. İki günün birbirine eşit olmaması için çırpınmayı. İlk sayımızı geride bırakmalıydık ikinci sayımızla, üçüncü sayımız ikinciyi aşmalıydı. Sesimize verdiğiniz yankı havayı ve suyu titretti. Üçüncü dalışımızı bu cesaretle gerçekleştirdik. Karabatak’ın irtifası seçkin okurunun beklentilerinin irtifasıdır. Bütün bir yaz elinizden düşürmeyeceğiniz dopdolu bir içerikle huzurunuzdayız. Bütün bir yaz diyoruz, zira Karabatak bir kereye mahsus üç aylık çıkacak. Dördüncü sayımızın Ağustos yerine Eylül’de yayınlanacak oluşunun derginin ve o...
Hegel felsefe sınırdır diye düşünüyor. Sınırı olumsuzlama, değilleme olarak düşünülmesiyle, yani varoluş ve yok oluş arasındaki bir geçiş, bir kiriş olarak açık düşünülmesiyle, bize varoluşun kendisini duyuran bir olanak sunuyor. Platon'un oyuncul diyalogları da birlik ve çokluk arasındaki geçişte, özdeşlik ve farklılığın bir an için birlikte düşünülmesiyle anlamlı olmaz mı? ''Paramenides''diyaloğunda, kaldığından bahseden cümleler... Bunlar hayatın, yani varoluşun zamansal geçişte, varlıkla hiçlik arasındaki geçişte, kendisini duyuracaklarmış gibi seslendiği, yüzyıllardan bize, öteden-beriye bir uzanış değiller mi? Bu uzan...
Sosyal bilimlerde nicel yöntembilimlerden nitel yöntembilimlere geçiş, iletişim çalışmalarında da etkili olmuş, haber metinlerinin çözümlenmesinde söylem analiz yöntemleri uygulanmaya başlanmıştır. Söylem teorisyenleri arasında yapısöküm kavramıyla öne çıkan Jacques Derrida, varlık metafiziğini sorunsallaştırarak, anlamı ontolojik ve epistemolojik bir problem alanına taşımıştır. Çalışmanın amacı, bir söylem olarak kabul edilen haber metinlerinin Derrida’nın literatüre kazandırmış olduğu kavramlar ışığında okunması ve iletişim çalışmalarında sıklıkla uygulanan söylem analiz yöntemlerine alternatif bir okuma biçimi geliştiri...
Hikmet Yurdu dergisinin 2013 yılında yayınlanan 6. cildinin 11. sayısı. 2013/1
Siyer Dergisi, bilinip de doyuma ulaşılmışın değil; pek az bilinen, arananın/arzu edilenin izinde olmaktır. Siyer Dergisi, Siyer-i Mustafa’nın (sas), rahle-i tedrisinde yetişecek yeni neslin mekteb-i suffası’dır. Siyer Dergisi, 3 ayda bir yayınlanan toplumun her kesimine Hz. Peygamber’in (sas) kutlu hayatının güzelliklerini, mesajlarını, örnekliklerini sunmayı hedefleyen; aynı zamanda zengin içeriği, birbirlerinden kıymetli hocaların ve genç yazarların tespitlerinin; söyleşilerin, özgün araştırma ve çalışmaların yer alacağı oldukça münbit bir zemindir.
Hutcheon’ın gösterdiği üzere çağdaş kültürel söylemdeki postmodern, kendi mekanizmasını somutlaştırmış durumdadır ve bu somutluk postmodernin süreksizliği, çeşitliliği ve temsiliyetçi olmayan karakterini ön plana çıkararak bizi ikna edebilecek bir “gerçek dış dünya” olduğunu reddediyor. Prof. Diane Hoeveler, Marquette University, Wisconsin Postmodernizmin Poetikası, güncel edebiyat ve sanatın her türlüsüyle ilgilenen herkes için oldukça önemli bir okumadır. Geoff Wade, Reviewing Psychology Hutcheon’ın bu çalışması, postmodernin, tarihi ve kurguyu bir sorun olarak ele almasının kontrollü bir şekilde gerekçelendirilmiş zekice bir savu...
None
Çeviri eyleminin yorumbilimsel bir süreç olduğu hemen her çeviribilimsel çalışmada dile getirilir. Ancak bu ifadeler genellikle bir ya da birkaç cümleyle sınırlı kalır. Alanda, özellikle Türkiye’de1, yorumbilim ve çeviri bağıntısını modern çeviribilim bakış açısıyla ele alan kapsamlı bir çalışmanın eksikliği hissedilmektedir. Eksikliğin en önemli nedeniyse çeviribilimde yorumbilimsel sürecin ‘ne’ olduğuna yönelik yapılan çalışmaların oldukça az sayıda olmasıdır. Yeterli sayıda çalışmanın bulunmamasının birden fazla nedeni olmakla birlikte, çeviribilimcilerin yorumbilimsel çalışmalara yönelmemelerinin başlıca nedenleri şu ...