You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Based on many previously unused sources from Ottoman and British archives, Governing the Frontiers in the Ottoman Empire offers a micro-history to understand the nineteenth century Ottoman reforms on the eastern frontiers. By examining the administrative, military and fiscal transformation of Muş, a multi-ethnic, multi-religious sub-province in the Ottoman East, it shows how the reforms were not top-down and were shaped according to local particularities. The book also provides a story of the notables, tribes and peasants of a frontier region. Focusing on the relations between state-notables, notables-tribes, notables-peasants and finally tribes-peasants, the book shows both the causes of contention and collaborations between the parties.
Emir Timur... Sahipkıran... Yıldızlar onun bahtına güldü, o yıldızların da efendisi oldu. Siyaset ve askerlik zordu o doğduğunda. Adalet ve zulüm ikiz kardeş gibiydi gençliğinde. Merhamet ve sevgi yaşlılığının alın yazısıydı. Tarihçiler onu bazen zalim, bazen adil yazdılar, bazen merhametli bir sultan olarak göründü ahalinin gözünde, bazen korkunun kendisi. Küçük bir köyden, cihan hükümdarlığına giden yolda cihangir diye anıldı. Benzersiz bir yönetme gücü vardı. Akıllara durgunluk veren savaş stratejileri... Bu kitap Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biri olan Emir Timur'a dair gerçekçi bir ufuk sunmayı hedefliyor. Orijinal kaynakları yeniden ele alıp, yeni bir nefes kazandırmaya gayret ediyor.
İlk Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey’in Nişâbur’a geldiği sırada şehrin ileri gelenleri ile bir araya gelerek kendisine Arapça ve Farsçayı iyi derecede bilen birini tavsiye etmelerini ister. Buna bağlı olarak da Sultan’a Kündürî tavsiye edilir. Tuğrul Bey tarafından memuriyete alınan Kündürî, başta kâtiplik olmak üzere çeşitli resmî görevlerde bulunduktan sonra vezirlik makamına kadar yükselir. Selçuklu vezirini muktedir bir bürokrat hâline getiren Kündürî’nin siyasi macerası bu şekilde başlar ve o, kısa süre içerisinde makam ile namının belirlendiği değil, namı ile makamın yapısını belirleyen bir devlet adamı hâline gelir. Bu bakımdan, Selçuklularda vezirlik kurumunun banisinin Kündürî olduğunu söylemekte bir mahzur yoktur. Bu kitapta; Selçuklu Tarihi’nin karanlıkta kalmış vezirinin hayatını ve dönem hakkında satır aralarındaki detayları okuyacaksınız.
Şubat 2020’de Toplumsal Tarih; "Bizans ve Osmanlı’da Aşk, Aşıklar ve Cinsellik" başlıklı özel bir dosya ile Bizans ve Osmanlı imparatorluklarında aşk, ilişkiler ve cinsellik konularına odaklanarak hem aşkın hem cinselliğin tarihsel olgular olup farklı dönemlerde farklı biçimlerde algılanıp yaşandığını; dönemin eşcinsellik ve “makbul sevgilinin cinsiyeti” tartışmalarından, sevgililerine ve özgürlüklerine kavuşmak için hukuk mücadelesi vermekten çekinmeyen kadınlarına uzanan geniş bir yelpazede, aşk ve cinsellik etkileşimlerinin zengin tarihinden örneklerle sunuyor. Şubat 2020 dosyasının ilk makalesini kaleme alan Ingela Nilsson; yüzyı...
Tefsir tarihi, müslümanların Kur’ân-ı Kerîm’i anlama gayretlerinin tarihi demektir, bir manada… Biz de bu araştırmamızla tefsir tarihi açısından çok kritik bir dönemin kapısını araladık: Selçuklular devrinde yaşamış müfessirler… Selçuklu dönemine denk gelen asırlar, aynı zamanda pek çok sahada İslâmî ilimlerin inkişâf ettiği, Emevî ve Abbâsî dönemlerinde başlayan tercüme faaliyetleriyle zengin bir kaynak ve literatüre kavuşulduğu, bunların tahlil ve tenkidlerinin kıyasıya yapıldığı bir dönemdir.
İnsanlık tarihinin başlangıcından beri suçun olduğu her yerde mutlaka ceza da olmuştur. Cezalar pek çok uygarlıkta uzuntecrübelerle ve zaman içerisinde ortaya çıkan yasa ve yasaklarla düzenlenmeye çalışılmıştır.Bazı dönemlerde cezalandırma yöntemleri işkence ve azap çektirme adı altında bir meslek hatta sayısı hiç de az olmayan bazısadist yöneticilerin desteği ile sanat olarak algılanabilmiştir.Orta Çağ Türk Devletlerinde, suç ve ceza konusunda Türkçe yazılanlar oldukça sınırlıdır. Bu konuda Avrupa’da yazılmış çeşitliçalışmalarda da Türk Tarihinin herhangi bir dönemine ait örneklere yer verilmemiştir.Orta Çağ Türk Devletlerinde Suç ve Ceza, ihmal edildiğini ve ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini düşündüğümüz bu alanadikkat çekmek ve giriş yapmak üzere yazılmış bir eserdir.
Modernleşme olgusu, 19. Yüzyıldan itibaren, diğer bilim alanlarını olduğu gibi tarihçiliği de derinden etkiledi ve yeniden inşa etti. Yüzlerce yıllık bir tarihçilik geleneğine sahip bu topraklarda, modernleşme süreçlerine bağlı olarak belirginleşen ideolojilerin kendi değerler dünyası çerçevesinde icat ettikleri tarih düşünceleri, dönemin tarihçilerini doğrudan ya da dolaylı olarak biçimlendirdi. Modern Türk tarihçiliğinin ivme kazandığı Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan, cumhuriyetin kurulmasıyla daha netlik kazanan süreç içerisinde tarihçiler, kaçınılmaz olarak ideolojilerin yan ürünleri olan tarih düşüncelerinden, tezlerinden ...
Selçuklu iktidar anlayışı, karakter olarak özgünlük taşımanın yanı sıra başta erken dönem Türk devlet anlayışı olmak üzere İran ve Arap-İslam iktidar anlayışlarından beslenmiştir. Selçuklular tarafından uygulanan siyasal sistem ve siyasi düşünce Doğu toplumlarının iktidar paradigmalarını değiştirmiş ve dünya siyasetine yeni bir anlayış getirmiştir. Selçuklu iktidar ve devlet anlayışı bilhassa daha sonraki yüzyıllarda tanımlanacak ve literatürde kendisine yer edinecek Türk-İslam siyaset ve devlet düşüncesinin şekillendiği ve kimlik kazandığı bir dönem olmuştur. İktidar anlayışının kazandığı kimlik neticesinde Selçuklu devl...
Ayasofya’yı yapanlar hangi düşünceler ile bu ihtişamlı yapıyı göğe yükseltmişlerdi? Onlar bu mabedi bizim de iman ettiğimiz Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmayı ümit ederek yapmışlardır. Ayasofya’nın içinde bulunan Hz. İsa, Hz. Meryem, Hz. Yahya, Cebrail, Mikail, İsrafil bizlerin de kabul ve tasdik ettiği isimler değil midir? Ayasofya, Allah’a (c.c.) iman eden bir toplumun O’nun rızasını kazanmak için yapmış olduğu muhteşem bir eserdir. Osmanlı Devleti nasıl ki kuruluşunda Bizans’ın değerlerini alarak kendi değerleri ile birleştirip daha ileri bir medeniyet inşasında bulunduysa Ayasofya’da Tür-İslam mimarisini etkilemiş ve seyrini değiştirmiştir. Bu kitap başından beri bir İSLAM MABEDİ olan Ayasofya’nın görkemini ve az bilinen bazı özelliklerini anlatmak için kaleme alınmıştır.