You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Düşünmek fark etmekle ilgilidir. Ünlü Yeniçağ filozofu René Descartes’in ‘Cogito ergo sum’ önermesi tam olarak bir fark edişin ifadesidir. Ezbercilikte nasıl sürekli tekrar varsa düşüncede de birbirini doğuran yenilik ve fark ediş zinciri vardır. Her düşünce bir sonraki düşüncenin başlangıcıdır. Her yenilik ve farkına varış yeni bir bakış açısı ve perspektiftir. Bu nedenle kemale erme sürekli ilerleyişle mümkündür. Kemâl, varılıp durulacak bir nokta değil sonu gelmeyen yeniliğin bizi kendisine çağırdığı bizim de büyük bir heyecanla ona doğru koştuğumuz bir yolculuktur. Düşünceleri değişmeyen, yenilenmeyen kâmil bir zat yokt...
YENİ DÜNYA DİNİ BAHAÎLİK’İN PEYGAMBERİ FETULLAH GÜLEN ve KÜFÜR ORDUSU: Türk’ün son kalesini ve son Devletini ortadan kaldıracak SON VURUŞ için kanlı hesaplar 1959’da yazılmaya başlamıştı. Veysel ise bu uzun vadeli planın 1993 ve sonrasına tanık oldu. Öyle ki; 1993 yılında bir sabah namazında şahit olduğu bir olay neticesinde ve sonrasında eline geçen bir belgede yazılanları okuyunca, “UZAYLI GÖRMÜŞ KÖYLÜ” durumuna düşecek; kimseyi inandıramayacağı 23 yıllık FETÖ kıskacında gençliği çalınacak ve geleceği yine FETÖ tarafından yok edilecekti. Peki neydi o sır dolu sabahta yaşadığı olay ve eline geçen belgeler? Bu kitapta; FETÖ’nün dinini, mezhebini, dilini, kimlere/nelere hizmet ettiğini okuyacak ve öğreneceksiniz. Öğrendikçe şaşıracaksınız. Kitabı bitirinceye kadar elinizden bırakamayacaksınız. Çünkü bu kitapta yazılanlar bir roman veya hikâye değildir. Hakikattir. Ayrıca bu kitap; bundan sonra nasıl tedbir alınacağı konusunda, ülkenin geleceğine de ışık tutacak niteliktedir.
İster Suriye’ye ve Irak’a yönelik hareketlilik olsun ister Büyük Ortadoğu Projesi ve Trump’ın en son mega projesi dediği yeni Ortadoğu planı… Bunların hepsinin ortak bir noktası vardı: TEOLOJİ. Yani, insanların inandıkları dini değerler ve bu değerler üzerinden çizdikleri politik yol haritası. Kitabı yazdığımız dönemde olmaz dediğimiz her şeyin neredeyse kitap yazılırken hayata geçmiş olması bizi gerçekten endişeye sevk etti. Her satırında, her cümlesinde, hatta her kelimesinde içimizden gelen tek söz “bu kitap bizi yanıltsın” oldu. BU KİTAP SİZE KIYAMETİN KAPISININ NASIL AÇILACAĞINI ANLATMAYI VAAT EDİYOR. “Sizin inandığınız ...
Toplumlar, milletler, soyunu, nesebini, tarihini, mensup olduğu kavmin, milletin kültürünü bilmelidir. Örf adet gelenek din ve tüm kültürel yönleri ile atalarının tarihini öğrenmelidir ki geleceğine yön verip tarihin karanlığına gömülmesin. Hz. Âdem’den bu yana nice kavimler toplumlar vardır ki bu gün onları tanımayız. Bilmeyiz. Nedeni ise tarihlerine kültürlerine sahip çıkmamalarıdır. Hâlbuki toplumlar tarihi ve kültürleri ile anılırlar. İşte bu kitapta tarihinizi örf ve geleneğinizi tanıyacak ve onu sizden sonra gelen nesillerinize aktaracaksınız. Tarih milletlerin yaşam kılavuzudur. Kültür milletlerin Yaşam felsefesidir. Din toplumların hayat tarzıdır. Tarihsiz, dinsiz, kültürsüz toplumların ne dün ne bugün ne de yarın yaşam hakkı yoktur. Bütün insanlar âdemoğludur. Hiçbir kavmin Allah katında bir ayrıcalığı yoktur. Ona hakkıyla Hizmet edenler Müstesna.
None
Bu kitapta daha önce birçok defa ayrı ayrı incelenmiş olan neoliberalizm ve İslamcı sermaye olguları ilk kez kapsamlı bir içerikle birlikte ele alınıyor. Böylece, son yirmi yıla özgünlüğünü kazandıran İslamcı sermaye birikiminin neoliberal politikalarla ilişkisini ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan yeni sınıf oluşumlarını ciddi bir biçimde incelemek olanaklı oluyor. Bu bağlamda Türkiye’de AKP dönemindeki gelişmeler, İslami burjuvazi ve İslami orta sınıf olguları mercek altına alınıyor. Ayrıca, ülkemizde ve dünyada gayet gevşek, içeriği tanımlanmamış, içine her şeyin doldurulabileceği bir kavram olarak kullanılan “orta sınıf” kavramına, daha iyi tanımlanmış, bilimsel, daha somut bir içerik ve bundan türeyen kuramsal ve ampirik tartışmalara yeni bir boyut kazandırılmaya çalışılıyor. Türkiye üzerine yapılan çalışmaların bu açıdan zenginleştirilmesi Gezi İsyanı ve benzeri siyasal olaylar sırasında gündeme getirilen sınıfsal yorumlara ve çözümlemelere eleştirel yaklaşılabilmesine olanak sağlayacaktır.