You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
This book is the outcome of a close study of the Ricote Valley and its famous Sufi Ibn Sab'in. Its purpose is to disclose more of the historical and comparative data. Arab Spaniards have created a glorious human story that lasted for centuries within the scope of the Mediterranean culture. However, a lot of the history of the Ricote Valley is only written in Spanish and still not in English. Andalusian scientists moved from the region of Murcia to the heart of the Islamic world. Their move had quite a deep effect. Among these scientists was the great Sufi philosopher, Muhammad Ibn-'Abdul-Haq known as Ibn- Sab'in (d. 669 H. = 1270 AD), who came from the Ricote Valley. He is the originator of the deep philosophical approach in dealing with highly humanistic Sufi thought, and the author of the magnificent treatise Al-Kalam 'ala Al-Masa'il Al-Siqqilliyya, in which he answered the philosophical questions that Frederick II, the Emperor of Sicily, sent to Muslim scientists in the Mashreq and the Maghreb.
İçerisinden geçtiğimiz ve yeni dünya düzeninin kurulmaya çalışıldığı bir atmosferde, iki hayati konunun ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. “Teknoloji” ve “Ekonomi” nin başat aktörler olarak bulunduğumuz yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna doğru belirginleştiği de ifade edilebilir. Üretim, tüketim ve bölüşüm gibi hayatın içinde yer alan unsurların oluşturduğu ekonomik sistemin bir denge üzerinde yol aldığı genel geçerli bir kuraldır. Doğal kaynaklar (Madde, yer ve enerji), sermaye, emek ve teşebbüslerin (Girişimci) bir araya getirdiği “Üretim” sonucu açığa çıkan mal veya hizmetin üretime katılanlar arasında paylaşımı “...
“AK Parti hükümetleri, Kemalist dönem laiklik anlayışını bir İslâm karşıtlığı olarak algılayarak, daha çok din özgürlüğüne vurgu yapan bir laiklik anlayışı benimsemiştir. Fakat bu özgürlük vurgusu da taktiksel ve niteliksel olarak çoğunlukçudur; özgürlük adı altında çeşitli eğitim politikalarıyla dinî eğitim dayatılmış ve eğitimin içeriği dinselleştirilmiştir. Bu dönemde eğitim üzerinden yürütülen toplum mühendisliğinin bir unsuru olan desekülerleşmenin önemli bir aracı, eğitim alanında yapılan çok sayıda düzenlemeyle büyük yığınlara adeta zorla din eğitimi aldırılacak bir ortam yaratılmasıdır.” Elif Gençkal ...
Sadruşşerîa’nın kelâmı ta‘dîl teşebbüsü ve varlık felsefesinin incelendiği bu çalışma, kelâm-felsefe ve Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından Sadruşşerîa’nın Mâtürîdî geleneğin hangi evresini temsil ettiğini ortaya koymaktadır. Çalışmada, Hanefî-Mâtürîdî geleneğin Râzî sonrası kelâmın kavramsal gelişimi ve mesele genişlemesine adaptasyonu Sadruşşerîa üzerinden gösterilmektedir. Sadruşşerîa’nın ta‘dîl teşebbüsünün genelde kelâm-felsefe, özelde ise Mâtürîdîlik-Eş‘arîlik ilişkisi açısından ele alınması ve anlaşılması gerektiği iddia edilmektedir. Mâtürîdîliğin müteahhir dönemine dair tes...
Modernleşme ile klasik tefsirlerde Kur’an’ın gâye ve maksatlarının ihmal edildiği yönündeki eleştiriler, yeni usûl çağrılarının ana temalarından biri hâline gelmiştir. Bunun sonucu olarak modern dönem Kur’an araştırmalarında Kur’an’ın maksatlarını arama ve elde edilen maksatlar ışığında Kur’an’ı yorumlama arayışlarının yoğun bir vurguyla gündeme geldiği görülmektedir. Özellikle modern dönemde Şatıbî’nin el-Muvâfakât adlı eserinin popülerleşmesiyle modern müellifler tarafından makâsıdî yaklaşımın Kur’an’ı anlama ve yorumlamada etkili olması gerektiği sıklıkla vurgulanmıştır. Genel kabule göre Şâtıbî ile...
Endülüslü filozof İbn Rüşd, yaşadığı dönemin ilmî, siyasî ve felsefî dünyasından hem etkilenmiş hem de etkilemiş bir filozoftur. Hukuk, siyaset ve idarî görevlerde bulunması, fakih (İslâm hukukçusu) olması, yaşanan problemlerin çözümünde gerçekçi ve makul öneriler getirmesiyle karşılık bulmuştur. Bilimlerin her türünde eserler kaleme alan İbn Rüşd, hem Doğu’nun hem de Batı’nın filozofu olmak gibi büyük bir şerefe kavuşmuştur. Özellikle felsefe, tıp ve hukuk alanları onu hakîm (filozof), hekim (tabip) ve hâkim (yargıç) olma gibi üç alanda otorite sahibi kılmıştır. Batı uygarlığının köklerinde İbn Rüşd ve onunla adland...
Köy Enstitüleriyle ilgili pek çok çalışma ve araştırma yapılmış, çok sayıda kitap yazılmıştır. Ama yine de Köy Enstitüleri hakkında konuşulacak, tartışılacak, araştırılacak ve gün yüzüne çıkarılacak konular bitmemiştir. Bu kitap, “Köy Enstitülerine Dair” gün yüzüne çıkarılmayan, bugüne kadar üzerinde konuşulmayan konuları ele alarak okuyuculara Köy Enstitüleriyle ilgili sürekli tartışılan meseleleri sunmayı hedeflemiştir. Bu kitap üç yazar tarafından yazılan dört makale ve bir bildiriden uyarlanarak hazırlanmıştır. Kitap, Köy Enstitüleri’ne öğrenci alımında dikkat edilen hususlar, Köy Enstitüleri’ndeki kız çocuk...
Müslüman dünyada dini ilimlerle ilgilenen bilim adamları çok itibar görmüştür. Diğer dünyevi ve pozitif ilimlerle ilgilenen bilim adamlarına karşı ise maalesef, birinci gruptakiler kadar ilgi gösterilmemiştir. Askere teknolojiyi, yazara kâğıdı, hastaya sağlığı, halkın rahatlığı için mimariyi üreten onlarken; belki de pozitif ayrımcılık sebebiyle, ilk grup gibi itibar görememişlerdir. Dahası zaman zaman ilk grup tarafından da aşağılanmışlardır. Aslında İslam dünyası maddi boyutlarda o günden bugüne gelebildiyse bunda önemli bir oranda onların payı ve emeği vardır. Bundan dolayıdır ki bu bilim insanlarına karşı vefa borcumuz bulunmakta...