You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
34. sayımızla huzurlarınızdayız. Bu sayımızı Filistin topraklarında yaşanan acı olayların eşliğinde hazırladık. Ne yazık ki terör devleti İsrail, işgal ettiği topraklarda zulüm düzenini tüm dünyanın gözleri önünde devam ettiriyor. İsrail, başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin desteğini almasa bu şımarıklığı sergileyemeyecek çapta bir ülke ama maalesef bu dünya adil bir dünya değil. Dahası, bize insanlık öğretmeye çalışan Avrupa liderleri ve onları destekleyenler açısından bu adil olmayan dünya bir problem de değil. Tıpkı Frankfurt Kitap Fuarı'nda Filistinli yazarın konuşmasının iptal edilmesinden utanç duymadıkları gibi. ...
Susuz insanın suyu aradığı gibi, suyun da susuz insanı aradığından bahsedilir irfan geleneğimizde. Her arayış, bir bakıma arayan ve aranan arasındaki sırlı ilişkiyi de açığa çıkarır. Neyin peşindeysek, ondan bir iz taşır yüreğimiz. Hangi sorular varsa zihnimizde, o soruların gönül dünyamızda açtığı pencerelerden çeşitli ışıklar yansıyacaktır hayatımıza. Bazen meraktan, bazen bilmediğimizi öğrenme niyetiyle bazen de içimizdeki ukdeleri çözme arzusuyla, sorduğumuz soruların gölgesinde şekillenecek bahtımız. Aradığımız her ne ise, kıymetimiz ve kısmetimiz o minvalde tecelli edecektir. Özellikle ilim bahsinde, soru büyük bir kıla...
None
Denilir ki: “Kadının en büyük zenginliği doğurmak, en üstün mahareti de yoğurmaktır. Buna karşın kadına yapılacak en büyük ihanet ise onu cahil ve çaresiz bırakarak ele mahküm etmek ve eve hapsetmektir.” Şurası bir gerçektir ki insan unsurunun eğitilmesi ve geliştirilmesi, madenlerin/cevherlerin işlenmesi ve hayvanların yetiştirilmesinden daha önemlidir. Bundan dolayı yüce analık görevini ve sorumluluğunu kadının elinden almak, yeni nesilleri eğiteceği bilgi ve kültürden onu mahrum bırakmak, yani hangi gerekçeyle olursa olsun kadını okutmamak, açıkçası –en temel insan hakkı olan fırsat eşitliği ilkesinden hareketle- onu, tahsil imkanı...
Written by a group of prominent shari'ah scholars, academics and practitioners in the field of Islamic finance, this book contains 17 in-depth case studies of shari'ah governance practices and experiences as well as critical analysis of these practices. It serves as a standalone comprehensive reference work on shari'ah governance, containing an overview of its Islamic legal foundations, its evolution and development over the years, current practices and debates on shari'ah governance standards and future prospects for shari'ah governance in the global Islamic finance market.
Allah Rasûlü, cehaletin koyu karanlıklarında boğulmak üzere olan bir coğrafyaya “Lâilâhe illallah” cümlesi ile geldi. Bu cümleyi ilk duyan bir bedevi “demek dünyayı karşılarına alacaklar” demişti. O cümle ile yola çıkan hakikaten dünyayı karşısına aldı. O cümle dünyayı aldı, bambaşka bir dünya yaptı. Ne dünya ve ne içindekiler, o cümleden sonra aynı kalamadı. Bugün çağdaş cahiliyeden bahsediyorsak, o cümle ile dirilmişlerin azlığındandır. Tasavvuf, “Muhammed’ür rasûlullah” mektebinde talim edilen, bir “Lâilâhe illallah” tatbikatıdır; bu cümle ile dirilmek, içindeki düşmanı alt etmek ve bu cümle ile hayatın üzerin...
Bu çalışmada, İzzüddîn b. Abdüsselâm’ın fıkıh anlayışı ele alındı. Başta yazmış olduğu eserler olmak üzere ilgili bütün kaynaklardan istifade edilerek onun yetişmesinde önemli bir faktör olan ilmi, kültürel, siyasal ve sosyal çevre ile hocaları hakkında bilgi verildi. Onun usul ve içtihat anlayışı, delillerden hüküm istinbat etmede ve meseleleri çözümlemede takip ettiği metot ve kullanmış olduğu yöntem ve teknikler, fıkhî görüş ve tercihleri ve bunlara etki eden nedenler tespit edildi. Yer yer değerlendirmelerde bulunuldu. Üstlendiği görevler, yazdığı eserler, yetiştirdiği talebeler, hayatı boyunca her zaman ve zeminde çizdiği örnek âlim profili ile tarihe geçen ve içtihat derecesine ulaştığı tespit edilen İzzüddîn b. Abdüsselâm’ın fıkıh anlayışının daha çok irdelenerek günümüz İslam toplumunun değişik sorunlarının çözümünde müspet bir rol üstleneceği kanaati hâsıl oldu.
Gurbeti Hikmetle, Hasreti Hürmetle Süsle Binlerce genç dostumuz, dünyanın çeşitli ülkelerinde hayatlarına devam ediyor. Kimi oralarda doğup büyüdü, kimi bir vesileyle sonradan ayrıldı Türkiye’den. Bir yanda bambaşka kültürle karşılaşmanın zorlukları, yalnızlığın sessizliği, alışma devresinin gelgitleri, yer yer hayata ve kendine yabancılaşmanın dramları, diğer yanda yeni imkanlar, meraklı adımlar, eşsiz fırsatlar, cesur açılımlar, sürpriz lütuflar. Sonsuz tecelli, bin bir farklı hikaye var yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızda. İçinde bulunduğumuz yaz ayları, dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’ye gelişlerin arttığı zamanl...