You may have to Search all our reviewed books and magazines, click the sign up button below to create a free account.
Bu kitap Dink Cinayeti’ne farklı bir perspektiften bakmaya davet ediyor. Cinayete ‘bakış açısı’nı değiştirip cinayetin öncesine bakıyor. Zira bu cinayette tekik 19 Ocak 2007’de çekilsede öncesinde uzun ve kapsamlı bir hazırlık evresi var. 2003 itibariyle MGK’da çerçevesi çizilen ‘azınlık ve yabancı düşmanlığı’nın Ulusalcı dalgayı şişirmek için nasıl istismar edildiğini, bir anda ekranları saran misyonerlik tartışmalarının aslında nasıl bir planın parçası olduğunu, Dink’in afişe edilip hedef yapılmasının Ankara’dan başlayarak Trabzon ve İstanbul’a uzanan ve ‘devletin aktif rol aldığı’bir proje olduğunu, cinayette aktif rolü olmasına rağmen sorgulanmayan MİT ve Jandarmayı, emniyette yaşanan ekip savaşlarını ve cinayetin nasıl ustaca saptırıldığına dair çarpıcı detayları, gün yüzüne çıkmamış bilgileri okuyacaksınız. Tabi cinayetin iktidarın siyasi hedefleri doğrultusunda Gülen Cemaati’ne nasıl yamanmaya çalışıldığına dair çarpıcı detayları da göreceksiniz.
“Üstesinden geldiğimiz zorluklar kadar insanız aslında... Ama en önemlisi ne kadar işe yarıyorsak o kadar varız şu hayatta.” – Barış Murat Yağcı · Çelikten bir irade için nasıl antrenman yapmak gerekir? · Özgüven dışarıdan mı alınır, olduğu kadarıyla mı yaşanır? · Güçlü fırtınalara rağmen yıkılmayan bir motivasyon mümkün müdür? · Sessizlik hayattaki güçlü silahlardan biri sayılabilir mi? · Çetin rakiplerle dolu bir adada aç ve yalnız kalmak insana ne kazandırır ne kaybettirir? 2020 yılının en çok konuşulan “Survivor” yarışmacısı Barış Murat Yağcı’dan bireyin gücü, iradenin otoritesi ve sorgulama sanatı üzerine inşa edilmiş bir başucu rehberi... Z Kuşağı’nın anti-otoriter ruhuna kalp masajı yapacak bir kitap! Kısıtlı imkânlarla hayallerini gerçekleştirmek için elinde nasıl bir haritayla yola çıktığını ve yol boyunca başına gelenleri açık yüreklilikle kaleme alan Barış Murat Yağcı, kaosun içinde bulduğu çareleri tüm samimiyetiyle aktarıyor sevenlerine...
Understanding the chemistry underlying sustainable energy is central to any long-term solution to meeting our future energy needs. Chemistry of Sustainable Energy presents chemistry through the lens of several sustainable energy options, demonstrating the breadth and depth of research being carried out to address issues of sustainability and the global energy demand. The author, an organic chemist, reinforces fundamental principles of chemistry as they relate to renewable or sustainable energy generation throughout the book. Written with a qualitative, structural bias, this survey text illustrates the increasingly interdisciplinary nature of chemistry research with examples from the literatu...
Atalarının yaşadığı topraklardaki meslek yüksekokulunda okumaya daha çocukken karar veren Bahtiyar’ın planlarını kararlılıkla uygulamasına tanıklık edeceksiniz. Bir rastlantıyla karşılaştığı Çağkan’ın uçmak üzerine düşünceleri, yıllar önce yaşadıklarını anımsatır Bahtiyar’a. Çocuğa yakın hisseder kendini. Gizemli bir y.nü vardır Çağkan’ın. Dünyaya farklı bakışı ve kendine özgü davranışlarıyla, içinde yaşadığı toplumu, gizemlerini çözmeye çalıştığı dünyayı sorgulayan bir gençtir o. Çağkan’ın aile içi ilişkileri ile yaşadığı olaylar onu ilginç yönlere sürükler. Yaşanılanlar, soluk kesen bir hızla gelişirken yepyeni, umulmayan sürprizler çıkarır okurun karşısına. Kar Bulutlarının Ötesi’nde, unutulmaya yüz tutan gelenekleri, toprakları tanıyacak, dostlukları ve insan ilişkilerindeki sıcaklığı hissederek siz de Çağkan’ın öyküsüne ortak olacaksınız.
“Biz mi bombaladık lan Emniyet’i darbe gecesi? Biz mi yıktık buraları? Bizi darbeden önce Köpek Eğitim Merkezi’ne sürmüşlerdi. Köpek mamalarının tadına bakıyorduk amirimle, köpekler ishal olmuştu, nedenini anlamaya çalışıyorduk. Bir baktık havada jetler uçuyor, Gölbaşı’na, dibimize bomba yağdırıyorlar.” Ankara Emniyeti’nin Cinayet Bürosu’nun aykırı başkomiseri Behzat Ç., öfkesinden yorgun düşmüş, yine hayalet gibi dolanıyor ortalıkta. Tabii Hayalet’le ve Akbaba ve Harun’la beraber... Bazen de Cinayet’in kızı Seher’le, Cinayet’in kedisi Gaspi’yle beraber... Sıvasız duvarlı gecekonduda, pavyonda, işkembecide, oto tamirhanesinde, dükkânda, şık bir ofiste, tekkede, Millet Bahçesi’nde, adliyede, hastanede, nezarethanede, mezarlıkta ve tabii sokaklarda, cinayetlerin ve nice cürümlerin izini sürüyor Behzat Ç.. Umutsuz, serkeş, pejmürde... Bazen de olanca dehşetine tezat, “basit, tatlı ve hüzünlü” insan hikâyelerinin içinde geziyor. Emrah Serbes’in bir fenomen olan Behzat Ç.’si, Çekiç ve Gül’de bu defa öyküleriyle “ortamlarda” kol geziyor.
None
Sınıflar eğitim politikalarının son uygulama noktası, okul yönetiminin başarısının en önemli göstergesi, öğretmenlik mesleğinin en önemli icra yeri, eğitim bilimciler için önemli bir araştırma alanı ve öğrenciler için de öğrenim hayatlarının büyük kısmının geçtiği ortamlardır. Başarılı bir sınıf yönetimi sınıfta başlamaz, aksine sınıfta neticelenir. Doğru eğitim politikaları, başarılı bir okul yönetimi, sınıftan kopuk olmayan bilim adamlarınca toplanan bilimsel veriler ve bunlara dayalı yöntem ve uygulamalara hâkim meslek bilincine sahip öğretmenler birleştiğinde başarılı bir sınıf yönetimine ulaşmak çok daha mümkün ...
Kadının adı yok 1987'de yayımlanan kitap, rekor kırarak bir yıl içinde kırk baskı yaptı. Duygu Asena bu ilk kitabında, kıvrak anlatımıyla bir kadının yaşadıklarını, daha doğrusu cinsiyeti kadın olarak belirlenmiş herkesin üç aşağı beş yukarı tanık olabileceği ortak macerayı, bir kadının ağzından anlatıyor.
ODTÜ Bilim İletişimi Grubu (BİG) tarafından düzenlenen ve ODTÜ öğrencilerinin katılımına açık, 2. Bilim Kurgu Öykü Yarışmasının başvuruları, 1 Mart ve 26 Nisan 2021 tarihleri arasında kabul edildi. ODTÜ öğrencilerinin kaleme alacağı öykünün, sosyal bilimler ya da fen bilimleri alanında göç, nanoteknoloji, yapay zekâ, nörobilim gibi güncel araştırma konularından bir ya da birkaçına dayandırılması istendi.